Milliyet Sanat
Milliyet Sanat »Yazarlar » Filiz Aygündüz | Seni seviyorum Mr. Yalom!
09 Ocak 2018 - 03:01
Bazen kalan ömrümü Irvin Yalom’un kitaplarını okuyarak geçirebileceğimi düşünürüm. Hayattaki üç önemli referansım; edebiyat, psikoloji ve felsefe... Üçü de var onun yazdıklarında. Ama kitapların şehveti malum...
Okumanın tek eşli bir ilişki olması mümkün değil. Yine de her fırsatta kütüphanemden çıkarıp, altını çizdiğim satırlara göz atarak hasret giderir, bilgi tazelerim.  Zira Yalom’un kitapları tekrar tekrar okudukça zenginleştirir okurunu.
 
Bu ruh halindeki biri için, 85 yaşındaki yazarının anıları yayımlanırsa ne olur? Benim ayaklarım yerden kesildi, bildiğiniz uçtum, geçen yılın son haftası Yalom’un “Bir Psikiyatristin Anıları”, Pegasus Yayınları’ndan çıkınca... 400 sayfayı, nefesimi tutarak, hayranlıkla, merakla, o çok özel kitabi iştahla okudum.
 
Bir kere, tüm kitaplarının ortaya çıkış ve yazılış öykülerini öğrenmek o kadar heyecan verici bir deneyim ki kelimelerle izahı zor. Bir insanın hikâyesini dinlediğinizde, ona bakışınız farklılaşır ya, bir kitabın hikâyesini bilmek de öyle. Kitaplarına olan sevgim, saygım bir kat daha arttı.
 
Sadece kitapları değil, Yalom’un kendi hikâyesi de büyüleyici. Psikiyatriyle, okuyarak ve yazarak geçmiş bir ömrün anıları... 85 yaşın bilgeliğinden süzülen. Çocuklukta bir akıl hocası olmayışının yarattığı sıkıntılar, annesinin ve babasının cehaletinden duyduğu utançla yüzleşmesi, eski kitaplarını yazan o genç adamı “Benden çok daha iyi yazıyor” diye kıskanması, okul yıllarında tıp fakültesi kontenjanlarındaki yüzde beşlik Yahudi kotasına dahil olabilme kaygısının üzerinde yarattığı baskı, 63 yıldır evli ve hâlâ çok âşık olduğu eşi Marilyn’le tanışması, onu Amerikan psikiyatrisinin öncü isimlerinden biri yapan vizyonu, çalışkanlığı, Joan Baez’le dans etme şansının unutamadığı mutluluğu, varoluşçu edebiyatın bazı fikirlerini psikoterapiye katma kararı, bununla ilgili yaptığı okumalar ve sonunda oluşturduğu ekol, anlamlı bir yaşam sürmek için ölümün gözlerinin içine bakma gerekliliğini fark edişi ve bu konuda hastalarıyla sürdürdüğü çalışmalar, bütün o yoğun tempoda dünyaya getirdikleri dört çocuk, yazar olarak en meşhur olduğu ülke olan Yunanistan’a duyduğu sevgi, orada metrelerce uzayan imza kuyruklarında en az elli güzel Yunan kadının kendisine “Seni seviyorum” demesinin yarattığı şaşkınlık, yayıncısının kafası karışmasın diye onu Yunan kadınlarının bu sözcükleri çok sık kullandığı konusunda uyarması, artık yeni bir kitap yazacak vaktinin kalmadığını vurgulaması...
 
Velhasıl müthiş anılar... Yalom’u bilenler için de hiç tanımayanlar için de...  Her bir anısı, doğru okunduğunda insanın yaşamını değiştirebilecek güçte. En önemlisi bu kitap, ola ki uzun yaşarsak, hissedeceğimiz yaşlılık acemiliği ve ölüm kaygısı için ilaç gibi... Her kütüphanede bulunmalı...
 
Son söz, Yalom’a...
 
Türk kadınları o sözcükleri erkekler için çok sık kullanmaz Mr. Yalom. Kültürel kodlamalar, bilirsiniz. Bu sözü duyunca yel yepelek kaçan hemcinslerinizi de... Hayatımın ‘muhteşem’ bölümlerinde kitaplarınız üzerinden sizinle kurduğum ilişkinin rolü çok büyük. Size saygım da...
 
Bir de şu var: Seni seviyorum Mr. Yalom!
Etiketler: Irvin Yalom  kitap