Milliyet Sanat
Milliyet Sanat »Yazarlar » Mutlu Tanberk | Balenin Yıldızlarının Geleceği

Balenin Yıldızlarının Geleceği

27 Haziran 2013 - 03:06 | Mimar Sinan GSÜ Devlet Konservatuarı'nın "Balenin Yıldızları" gösterisi, bale sanatının zorluğunu ve gerektirdiği emeği ortaya koyan bir etkinlik.
Sanat projeleri için sağlanacak milyonlarca liralık bütçeyi ve sanatçıları, başbakanın atayacağı 11 kişiden oluşan Türkiye Sanat Kurumu’na devreden tasarı kanunlaşırsa, sanat bir anlamda hükümetin eline geçecek ve hükümetin dünya görüşü doğrultusunda yönetiliyor olacak
Alışık olduğumuzun çok dışında günler yaşadık, yaşamaya devam ediyoruz. Hükümetin icraatları konusunda gündem yaratmak ile ilgili olarak yandaş ya da yandaş olmayan medyanın, muhalif ya da muhalif olmayan politikacıların genelde erişemediği seviyede bir ilgiyi, etkiyi, kitleler internet üzerinden inanılmaz bir şekilde gerçekleştiriyorlar. Sosyal medyada sadece Gezi Parkı ile ilgili olarak değil, hükümetin alelacele çıkarttığı alkol yasası ve meclis kapanmadan kanunlaşılacağının konuşulduğu Tabiat Kanunu ile ilgili tepkiler büyük ölçülerde yer aldı. Ancak maalesef yine hükümetin gündeminde olan, Devlet Opera ve Balesi, Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü ve tüm genel müdürlüklerin kapatılmasını içeren “Sanatın Desteklenmesi Hakkında Kanun Tasarısı” gerekli ilgiyi bulamadı. Sanat projeleri için sağlanacak milyonlarca liralık bütçeyi ve sanatçıları, başbakanın atayacağı 11 kişiden oluşan Türkiye Sanat Kurumu’na devreden tasarı kanunlaşırsa, sanat bir anlamda hükümetin eline geçecek ve hükümetin dünya görüşü doğrultusunda yönetiliyor olacak.



Peki, Devlet Opera ve Balesi sanatçıları ne yapacak? Topluluklar kurup, projeleri için Türkiye Sanat Kurumu’ndan destek almayı mı bekleyecekler? Destek alamadıkları zamanlarda hayatlarını nasıl sürdürecekler? Konservatuarlardan yeni mezun olan dansçıların ne gibi iş olasılıkları olacak? Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Devlet Konservatuarı’nın bu seneki bale gösterisini tüm bu endişelerle seyrettim. Konservatuar gösterilerini senelerdir seyrederim. Bir dansçının nasıl yetiştiğini, bale sanatının ne kadar zor olduğunu, ne kadar emek gerektirdiğini, bu gösterilerde çok net izleyebilirsiniz.

Çaykovski'nin "Kuğu Gölü" balesinin 3. perdesinde, Kraliçe prensin evleneceği kişiyi seçebilmesi için baloya prensesleri davet ediyor. Koreografi: Natalia Khmeleva


Bu sene ki gösteri de farklı değildi. “Balenin Yıldızları” gösterisinde, ilköğretim 5’ten lisans öğrencilerine, değişik yaşlarda ve seviyelerde dansçılar sahne aldılar. İlk bölümde değişik balelerden bölümler yer alırken, ikinci bölümde Öğretim Görevlisi Natalia Khmeleva tarafından sahnelenen Kuğu Gölü 3.perde dans edildi. Bu perdede, Prensin evlenmesini isteyen Kraliçe, baloya eşini seçmesi için prensesler davet eder. Ancak Prens bir gece evvel gölde tanıştığı kuğu Prenses Odette’e aşık olmuştur. Ve büyücü Rothbart, Odette kılığına soktuğu kızı Odile’i baloya getirince, Prens annesine onunla evleneceğini açıklar. Baloda ayrıca, İspanyol, Çardaş, Napoliten ve Mazurka dansları sahnelenir. Natalia Khmeleva, benim daha çok beğendiğim şekilde, prensesleri bu ülkelerden gelen prensesler olarak yorumlamış ve bu dört dansın koreografisini orjinalinden daha zor ve baleye yakın yapmış. Naz Kurtuluş, Merve Topaldemir, Berfu Elmas ve Buse Ercan’ı, prensesler rollerinde çok beğendim ve dansları keyifle izledim. Odile rolünde ise bu sene mezun olan Zeynep Serpen dans etti. Kuğu rolünde kolların hareketinin gerçek bir kuğuya benzemesi çok önemlidir. Zeynep Serpen de gerçekten iyi kol çalışmış. Dans ettiği tüm bölümlerde teknik anlamda da gayet iyiydi. Prens rolünde ise yine bu sene mezun olan Mutlu Cankup, Serpen’e eşlik etti. Sahnede rahat bir dansçı olan Cankup, solosunu başarıyla sundu. Profesyonel dansçıları aratmayacak performanslar, son derece başaılı kostümler ve iyi düşünülmüş koreografi ile keyifli bir Kuğu Gölü 3.perde seyrettik. İlk bölümde de, daha alt seviyelerde olan dansçıların bile performansları çok profesyoneldi.Disiplinli ve yoğun çalıştıkları fark edilebiliyordu.



Benim seyrettiğim gösteri konservatuarın beşinci ve son gösterisiydi. Ve sonunda, bu senenin mezunları Zeynep Serpen, Berfu Elmas, Merve Topaldemir ve Mutlu Cankup, Bale Ana Sanat Dalı Başkanı, Profesör Dilek Evgin tarafından, son derece güzel sözlerle sahneye çağrıldılar ve profesyonel hayata uğurlandılar. Ben bir yandan, bu gencecik dansçıların başarılı performanslarından gurur duyarken bir yandan da gelecekleri ile ilgili endişeliydim. Umarım, onları profesyonel hayatta da izleme fırsatı bulurum. Devletin sanat kurumlarında, senelerdir devam eden kadro problemi ve olması gerektiğinden daha uzun tutulan emeklilik yaşı ile ilgili elbetteki iyileştirme yapılması lazım ancak bu iyileştirmelerin sanatçıları mağdur etmeyecek ve sanatı geliştirecek şekilde planlanması şart.
Dolayısı ile umarım, bahsettiğim kanun tasarısı, Türkiye’de sanatı, sanatçıyı gerçekten destekleyecek ve bağımsız bırakacak şekilde revize edilir. Umarım, hükümet sanatın evrensel olduğunu, hükümetlerin siyasal görüşleri doğrultusunda yönetilmemesi gerektiğini anlar. Umarım Balenin Yıldızları her sene çoğalır ve sonsuza kadar parlarlar.