Milliyet Sanat
Milliyet Sanat »Yazarlar » Mutlu Tanberk | İstanbul Devlet Balesi'nde muhteşem bir "Giselle"

İstanbul Devlet Balesi'nde muhteşem bir "Giselle"

21 Aralık 2013 - 03:12 | İlke Kodal (Giselle) ve Selim Borak (Albrecht), İstanbul Devlet Balesi'nin sahnelediği "Giselle"de.
İstanbul Devlet Balesi, öyle bir "Giselle" prömiyeri yaptı ki, senelerce akıllardan silinemeyecek

Giselle (Jizel diye okunur) Balesi, balenin romantik döneminde sahneye koyulmuştur. İlk perdesi gerçekçi, ikinci perdesi ise, evlenmeden ölen kızların ruhlarının dans ettiği fantastik bir konuyu işler. İlk bölümde, neşeli, coşku dolu danslar sonrasında Giselle’in köylü sandığı ve aşık olduğu Albrecht’in aslında bir soylu olduğunu ve Bathilde ile nişanlı olduğunu öğreniriz. Zaten kalp problemi olan Giselle bu üzüntüye dayanamaz, delirir ve ölür. İkinci bölümde, ormanda vililerin yani Giselle gibi evlenmeden ölen kızların, beyaz, uzun tütülerle dans ettiğini görürüz. Balenin ne kadar estetik bir sanat olduğu bu bölümde yoğun bir şekilde hissedilir. Adolphe Adam’ın müziği çok keyiflidir. Seyirci zorlanmadan dinleyebilir ve ilk dinlemede hoşuna gider. Koreografi dönemin koreograflarından Coralli ve Perrot’ya aittir. Klasik balenin efsanevi koreografı Petipa da eserde bir çok revizyon yapmış ve eseri bugün sahnelenen haine getirmiştir.

 

Ayfer Zeren ve Ivanka Lukateli, "Giselle"in sahnelenmesinde birlikte çalıştılar. Fotoğraflar: Hüseyin Özdemir

 

Istanbul Devlet Balesi için, Giselle’i sahneye Belgradlı bale eğitmeni, kendisi de Nureyev ile Giselle’de dans etmiş olan Ivanka Lukateli koydu. Prömiyer öncesi onunla röportaj yapmıştım. Ve aslında Türkiye’yi çok seven Lukateli, bir bale sahneye koymayı kısa zaman öncesine kadar düşünmediğini, başkoreograf Ayfer Zeren’in aklını çeldiğini söylemişti. Ayfer Zeren’i tebrik ediyorum. Öncelikle Ivanka Lukateli’ye bu eseri sahneye koydurmak ile çok doğru bir iş yapmış. Bunun yanında, hükümetin Devlet Tiyatroları, Devlet  Opera ve Baleleri’nin kapanmasına yönelik Sanatın Desteklenmesi Hakkında Kanun Tasarısı Taslağı’nın bugün yarın meclise geleceğinin konuşulduğu bir dönemde, yani sanatçılarının gelecek ile ilgili kaygılarının zirvede olduğu bir dönemde bu kadar zor bir klasik baleyi sahnelemeye cesaret etmesi gerçekten takdir edilecek bir durum. Ve fakat, seyirciler geçen haftaki prömiyerde bu moral bozukluğunu bir nebze hissetmediler. Aksine İstanbul Devlet Balesi, öyle bir Giselle prömiyeri yaptı ki, senelerce akıllardan silinemeyecek.

Eserin dekorunu Adnan Öngün yapmış. İlk perdede herşey yerli yerinde. Sadece arkadaki resim perde biraz buruşuktu. İkinci perde için ise üç boyutlu ağaçlarla yoğun bir orman dekoru tasarlanmış. Gerçekten seyirciyi sahneye çeken bir dekor. Bu dekor Zorlu’nun büyük sahnesine de adapte edilecek olması nedeniyle iki farklı boyut düşünülerek tasarlanmış.

Serdar Başbuğ’un kostümleri muhteşem! Giselle’in ilk perdedeki mavi yoğunluklu kostümünden tutun, grup danslarındaki dansçıların, gül kurusu pembe ve lila kıyafetlerine, vililerin hareket ettikçe gerçekten uçuşan tül tül tütülerine kadar tüm kostümler şahane.

Işığa da değinmek lazım. Genelde 2.perde ormanda ve hep karanlıktır. Fakat Metin Koçtürk, Albrecht’in Giselle’in mezarını ziyarete geldiği andan itibaren ışığı biraz güçlendirmiş. Ben bu değişikliği beğendim.

İlke Kodal ve Selim Borak, İDOB'un sahnelediği "Giselle" balesinde.

Giselle rolünde İlke Kodal bir rüya gibiydi. Birinci perdedeki teknik anlamdaki mükemmel solosunu, perdenin sonundaki delirme sahnesindeki rol kabiliyetiyle muhteşem bir şekilde birleştirdi. Vililerin havada uçar gibi dans etmelerinin gerektiği ikinci perdede ise, yine çok iyiydi. Zıplamaları sonucunda, yere indiğini duyamıyordunuz bile.

Selim Borak Albrecht olarak, İlke Kodal’a çok iyi bir şekilde eşlik etti. Liftlerde gerçekten uçarmış gibi görünmesini sağladı. Daha evvelki Giselle prodüksiyonunda da Selim Borak’tan Albrecht seyretmiştim. Bu seferkini hem artistik, hem teknik anlamda çok daha fazla beğendim.

Myrtha yani vililerin kraliçesi Tülay Yalçınkaya idi. Sahnedeki duruşu, Albrecht ile Giselle’in aşkını kutsamamasını gayet iyi ifade ediyordu.

Eserin önemli bir ikili dansı olan Köy Pas de Deux’de Müge Celiloğlu ve Deniz Özaydın gayet başarılı sololar ve ikili danslar yaptılar.

Giselle’e aşık olan ve Albrecht’in gerçek kimliğini ortaya çıkaran köylü Hilarion rolünde Ömer Erenler vardı. 2.perdede, vililerin dans ettirerek onu öldürmeye çalıştıkları bölümü biraz daha iyi ifade etmesi gerektiğini düşündüm.

Vililer ve kraliçeleri Myrtha (Tülay Yalçınkaya).

 

Myrtha’nın yardımcıları rollerinde de Ebru Cansız ve Ebru Göktan dans ettiler. Onlar da kısa olan rollerini gayet iyi icra ettiler. Ebru Cansız’ı klasik eserlerde seyretmeyi özlemiş olduğumu hissettim.

Albrecht’in gerçek nişanlısı soylu Bathilde rolündeki Şeyda Duran’a da değinmeden geçemeyeceğim. Son derece aristokrat tavrı, güzel yüzü ve yerinde mimikleriyle çok iyi bir Bathilde olmuştu.

Toplu danslardaki dansçıların da uyumlu, coşkulu, çabalı dans ettiklerini keyifle izledim.

Süreyya’daki temsillere şimdiden yer kalmamış. 8 Ocak’taki Zorlu Performans Sanatları Merkezi’ndeki temsili kaçırmamanızı şiddetle tavsiye ederim. Hatta keşke Devlet Opera ve Balesi’ni kapatmak için tasarı hazırlatan Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik’te bir Giselle temsiline gelse de, balenin insanları ne kadar duygulandırabilecek, insanlara nasıl güzellikler sunabilecek bir sanat olduğunu görse…