Milliyet Sanat
Milliyet Sanat »Yazarlar » Orhan Tüleylioğlu | Yüreğinizi yazıya dökün
12 Şubat 2014 - 12:02
Oates, "Bir Yazarın İnancı" adlı kitabında, kendi deneyiminden yola çıkarak, yazma edimi ve okuma deneyimleri üzerine kaleme aldığı denemelerini bir araya getiriyor

Amerikalı romancı, kısa öykü yazarı, şair ve eleştirmen Joyce Carol Oates, günümüze dek elliden fazla roman, bir o kadar da kısa öykü, şiir ve deneme yayımladı.  Romanlarında ve öykülerinde gerçekçi Amerikan geleneğiyle gotik kurmacayı birleştirdi. Yaşamlarında dizginleri ele alma istekleri sonunda kendilerini  tüketen, yıkan kişilikleri konu edindi. Tecavüz, ensest, çocuk istismarı, intihar ve dayak konularını yazılarında sıkça işledi. Feminist söylemiyle de dikkat çeken yazarın öykülerinin ana izleği egemenlik ve bastırma, disiplin ve cezalandırmadır.

 

Geniş kapsamlı, tartışmalı, benzersiz konuları ele almasıyla tanınan Oates, "Bir Yazarın İnancı" adlı kitabında, kendi yazarlık deneyiminden yola çıkarak, yazma edimi ve okuma deneyimleri üzerine kaleme aldığı denemelerini bir araya getiriyor.

 

 

Denemelerinin her birinde, yazmanın farklı bir yönünü kendi açısından ortaya koyan yazar, “Neden Yazıyoruz?”, “Neden okuyoruz?”, “Metefor için olası güdü ne olabilir?” sorularının yaşamının büyük bir bölümünde üzerine enine boyuna kafa yorduğu sorular olduğunu, ama buna karşın kesin, bütünüyle ikna edici bir yanıta hiçbir zaman ulaşamadığını söylüyor ve şunları ekliyor: “Esinlenme, enerji ve hatta deha, ‘sanat’ yapmak için nadiren yeterlidir: Çünkü kurmaca düzyazı bir zanaattır ve zanaat öğrenilmelidir; rastlantı sonucu ya da bilerek, isteyerek.”

 

 

 

Birçok kurmaca yapıt üzerinde çözümleyici ayrıntılara girerek,  düzyazıda estetik biçim sorununa dair çözümler öneren yazar, yazmanın da, inanmadan gerçekleştirilemeyeceğini belirtiyor. Emily Dickinson, D. H. Lawrence, James Joyce, Virginia Woolf, Lewis Carroll, Thomas Mann gibi yazarlardan ne öğrendiğini, romanlardan, öykü ve şiirlerden yola çıkarak kendi yolunu nasıl çizdiğini anlatıyor.

 

Oates, çocukluk deneyimlerine ve tutkularına ilişkin iki denemenin ardından, “Genç Yazara” başlıklı denemesinde, yazma süreci ve yazar olma durumundan söz ediyor. Bizi o noktaya getirenin okuma uğraşımız olduğunun da altını çiziyor:

 

- Asla konunuzdan ve konunuza karşı olan tutkunuzdan utanç duymayın.

- Yazmak bir yarış değildir. Aslında ‘kazanan’ kimse olmaz. Tahmin, çabada ve nadiren neticede gelen ödüllerdedir.

- Farklı şeyleri ve gerekçelendirme yapmadan okuyun. Okumak istediğinizi okuyun, başkalarının size okumanız gerektiğini söylediği şeyi değil.

- Sevdiğiniz bir yazara dalın ve onun ilk yapıtların da dahil olmak üzere yazdığı her şeyi okuyun.

- Özellikle kendi kuşağınız için değilse de, kendi zamanınız için yazın.

- Dünyanın size adil davranmasını beklemeyin. Hatta merhametlice davranmasını bile beklemeyin.

- İlk karalama tökezletebilir ya da bitkin düşürebilir, fakat bir sonraki karalama ya da karalamalar daha yüksek bir seviyeye geçirecek ve ferahlatacaktır. Yeter ki inancınız olsun.

- Roman, tek çaresi roman olan bir derttir.

- Yüreklerinizi yazıya dökün.

 

Oates, "Koşmak ve Yazmak" başlıklı denemesinde, koşmanın imgelemi besleyen,  canlı tutan bir etkinlik olduğunu, koşarken zihnin bedenle birlikte uçtuğunu, dilin esrarengiz bir biçimde çiçek açtığını söylüyor: “Sanki koşmak, bana ideal olarak, yazdığım şeyi bir film ya da rüya olarak zihnimde canlandırabildiğim gelişkin bir bilinç sağlıyor.”

 

Yazmayı hiçbir zaman yalnızca sayfa üzerindeki sözcüklerin bir düzenlemesi olarak görmediğini belirten yazar, “yazmak imgelemin vücut bulması için bir yeltenmedir; bir duygular çapraşıklığıdır; arıtılmış bir deneyimdir” diyor.

 

“Başarısızlık Üzerine Notlar”da yazar, başarının geçici baş döndürücü bir yanılsama, yakında havası sönecek bir balon; başarısızlığın ise bir gerçeklik ya da en azından tartışmaya açık bir gerçek olduğunu düşünüyor: “Başarı soğuktur ve aldatıcıdır, başarısızlık insanın vefalı yoldaşıdır, bir sonraki kitabın daha iyi olacağı hissini veren uyarıcıdır, aksi takdirde neden yazalım ki?”

 

Bir yazarın yazıya, yazma ve okuma eylemine duyduğu inancın yansıması olan kitapta,  “Esin!”, “Bir Yazar Olarak Okumak: Bir Zanaatkâr Olarak Sanatçı”, “Esrarengiz Özeleştiri Sanatı”, “Yazarın Odası” gibi birbirinden ilginç denemeler yer alıyor.

 

 Bir Yazarın İnancı, Joyce Carol Oates’in yazarlık deneyimini öğrenmek, oluşan yazarlık durumunun hangi süreçlerden geçtiğini merak edenler için eşsiz bir fırsat sunuyor.

 

(Bir Yazarın İnancı, Yaşam, Zanaat, Sanat, Joyce Carol Oates, Çeviren: Elif Erten, Kavis Yayınları)