Milliyet Sanat
Milliyet Sanat »Yazarlar » Özge Yılmaz | Sanat dünyasında yeni roller, yeni kavramlar

Sanat dünyasında yeni roller, yeni kavramlar

28 Şubat 2013 - 10:02 | Yayoi Kusama ve Damien Hirst, sanat dünyasının en büyük "süperstarlarından" ikisi.
Sanat dünyasında sanatçı - galeri ilişkisi yeniden tanımlanırken, oyuna yeni roller ve yeni kavramlar da ekleniyor2012’nin son günlerinde sanat dünyasının en çok konuştuğu konulardan biri Damien Hirst ve Yayoi Kusama’nın Gagosian Gallery’den ayrılmasıydı. Hirst’le Kusama’nın bu çok ses getiren kararlarının ardından, Larry Gagosian’ın önlenemeyen düşüşü de hız kazandı; basın Gagosian’ın davaları ve hakkında yazılan negatif eleştirilerle dolup taştı. Aslında bu konunun artık salt Larry Gagosian’la ve Gagosian Gallery ile ilgili olmaktan çıktığı da ortada. Çünkü konvansiyonel galericiliğin ve galericilerin artık eskisi kadar kilit bir rol üstlenmediğini ve önemlerinin gün be gün azaldığını gözlemlemek hiç de zor değil.

Dünya çapında 11 şubesiyle bir sanat "tröstü" olarak nitelendirilebilecek Gagosian Gallery, zor günler geçiriyor.


Sanatçılar artık birer iş adamı / iş kadını, hatta rockstar ya da top model gibi hareket ediyor. Kariyerlerine yön verirken de yanlarında artık menajerleri, danışmanları ya da ajansları oluyor. Bu durumun son örneği, İngiliz sanatçı Stuart Semple’ın Next Management adlı bir ajansla kontrat imzalaması. Next Management, ünlü oyuncuları ve modelleri temsil eden bir menajerlik şirketi.

Tüm bunlar olurken ve birçok aktörün rolü değişirken, oyuna yeni roller de ekleniyor tabii. Bu yeni rollerden biri de, artinfo.com'un 21 Şubat 2013 tarihli haberinde bahsi geçen "küratöryel ajans" The Committee. Sanat kurumlarına danışmanlık vermek üzere kurulmuş bir ajans bu. Sunduğu danışmanlık hizmetinin içinde sanatçı temsil etmekten küratöryel çalışmalara de uzanan pek çok ayrı farklı alan var. Gerçi The Committee, arzuladığı havalı girişi tam olarak yapabilmış sayılmaz. Artinfo'nun haberine göre; ajans The Museum of Arts and Design için bir sergi hazırlayacağını duyurmuş ama sonra müze, The Committee ile sadece bir toplantı yaptıklarını ve bir işbirliğinin söz konusu olmadığını açıklamış. Yine de bu yaşananlar, küratöryel ajans kavramının ya da galeri dışı diğer ara aktörlerin yakın gelecekte sahip olacakları gücü azaltmıyor.

Moda ve tasarım alanlarında da faaliyette bulunan The Committee, sanatın gün be gün entelijansiyadan uzaklaşırken moda, reklam ve tasarım endüstrilerine hiç olmadığı kadar yakın durduğu (belki de bu endüstrilerin içine çekildiği) günümüzde, bu yakınlığı daha da artıracak bir yerde duruyor.

Sanatçıların artık galeriler yerine ajanslar ya da menajerler tarafından temsil edilmeye başladığı bu çağda, konvansiyonel galerilerin de bu yeni düzene bir şekilde ayak uydurması gerektiği açık. Bu durumdan memnun olalım ya da olmayalım, bizi sanat dünyasında yeni iş modelleri, daha çok marka adı göreceğimiz sergiler, hayret edeceğimiz işbirlikleri bekliyor. Çünkü artık sanat -ne yazık ki- hiç olmadığı kadar hip ve cool.