Milliyet Sanat
Milliyet Sanat »Yazarlar » Seçkin Selvi | DOT’ta Yükte Hafif Pahada Ağır Oyunlar

DOT’ta Yükte Hafif Pahada Ağır Oyunlar

06 Aralık 2013 - 07:12 | Makas Oyunları 1’de “Şişman Adam” ı canlandıran İbrahim Selim
Bu kısa “uzun” oyunlar, anlatılması saatler ve sayfalar sürecek evrensel gerçekleri ve sistem eleştirilerini on beşer-yirmişer dakikada anlatmak gibi bir başarıyı yakalıyor

 

DOT topluluğu Theater Uncut bağlamında uzun süredir üzerinde çalıştıkları “Makas Oyunları” dizisinin birinci bölümünü sergilemeye başladı. Theater Uncut projesi 2010 yılında Emma Callander ve Hannah Price tarafından başlatılan, güncel, siyasal kısa oyunlardan oluşan, daha da önemlisi sürekliliği olan bir çalışma. Çeşitli ülkelerden oyun yazarlarının içinde bulundukları siyasal durumlara cevaben kısa oyunlar yazmalarıyla gelişen projenin amacı, seyirciyi dünyada olup bitenler hakkında düşündürmek, tartıştırmak ve tepki vermesini sağlamak. 

 

DOT’un proje ekibi Duygum Girginer, Uğur Baran, Alp Aydın, Esin Harvey, Ezgi Bakışkan, Fatma Özcan, Gizem Güçlü, Orçun Soytürk ve Volkan Akçaalan’dan oluşuyor.

 

Sanat yönetmeni Murat Daltaban, projenin devamlılığıyla ilgili olarak şöyle diyor: “Bu sezon bir yandan 2011, 2012 ve 2013’te Avrupalı yazarlar tarafından yazılmış oyunları sahneliyor, bir yandan Theater Uncut İstanbul’u başlatıyoruz. Yazılmış oyunlar sahnelenmeye devam ederken projenin İstanbul ayağı tamamlanacak ve Theater Uncut İstanbul kapsamında yazılacak yeni kısa oyunlar, sahnelediğimiz oyunlara eklenecek.”

 

Makas Oyunları 1 kapsamındaki Oyunlar

 

Murat Daltaban’ın sanat yönetmenliğinde hayata geçirilen ve Pınar Töre, Ece Dizdar, Tuğrul Tülek, Serkan Salihoğlu, Su Olgaç, Elvin Aydoğdu, Gizem Erdem, Esin Harvey, Özgehan Özturan, Melisa Kesmez’den oluşan ekibinin çevirdiği dört oyun, video tasarımını Serkan Salihoğlu’nun, müziğini Özgehan Özturan’ın yaptığı düzende oynanıyor. Oyunların tümü Yeşim Bakırküre’nin tasarladığı çelik konstrüksiyonlar ve renkli düzlemlerle farklı oyunlarda farklı işlevler yüklenebilen dekorda yer alıyor.

 

Şişman Adam- Yazan: Anders Lustgarten, Yöneten: Serkan Salihoğlu, Oyuncu: İbrahim Selim.

 

Durmaksızın yalan söyleyen ve her krizden bir şekilde paçayı kurtaran şişman adam, kapitalizmin ve onun dev cüssesine karşı durmanın hikâyesi…

 

 Amerika’nın Vietnam savaşının en civcivli günlerinde dünyanın kafasındaki “çirkin Amerikalı” imajını silmek için başlattığı ünlü “barış gönüllüleri” projesinde yer alarak çeşitli ülkelere gönderilen Amerikalıların hepsi genç, sağlıklı, güzel insanlardı. Sevecen tavırlı ve yardımseverdiler. Köye gidince şalvar giyip yayıkta süt çalkalıyorlar, büyük şehirde şıklıkları, zarafetleri ve bilgi donanımlarıyla herkese parmak ısırtıyorlardı. Bir başka deyişle, karikatürlerdeki “lömbür lömbür” göbekli kapitalistlere hiç mi hiç benzemiyorlardı. Tıpkı jilet gibi ütülü giysileri, nazik tavırlarıyla “şişman adam” şablonuna uymayan, ama içi dışı şişman adam olan İbrahim Selim gibi… İbrahim Selim ve yönetmen Serkan Salihoğlu yalınlığıyla etkileyen, sadeliğiyle derinlik kazanan bir başarıya imza atmışlar.

 

“Bazı Şeyler Çok Saçma”- Deniz Türkali, Pınar Töre ve Enis Arıkan

 

Bazı Şeyler Çok Saçma-Yazan:DennisKelly,Yöneten:Tuğrul Tülek,Oyuncular: Deniz Türkali, Pınar Töre, Enis Arıkan.

 

Pentagon‘u hacklediği için sorguya çekilen yaşlı bir teyze, cinayete teşebbüsten 20 yıl hapis cezasıyla yargılanan henüz doğmamış bir çocuk, milyarlarca dolar akladığı için bir evsiz… Herkesin suçlu olduğu bir dünyada, bir sorgu odası…  

 

Ne kadar tanıdık bir hikâye, değil mi? Oyunun yazarı İngiliz olduğuna göre insanların “hacker” suçlamasıyla yaka paça gözaltına alınması, birilerinin tekerine taş koyması olası kişilerle ilgili bir takım kasetlerin, fotoğrafların bir anda ortaya dökülmesi, demek ki dünyanın başka yerlerinde de harcıalem olaylar haline gelmiş. Pınar Töre ile Enis Arıkan’ın bilinçsiz birer maşa olarak kullanılan sorguculardaki küçük dağları biz yarattık sertlikleri ve karşılarında Deniz Türkali’nin olup bitenlere anlam veremeyen şaşkınlığı. Hepsi de tanıdık. İzleyici kendisinin de her an o sandalyede sorguya çekilebileceği gerçeğinin farkında.

 

“Pankart”ta Elvin Aydoğdu, Su Olgaç, Tuğçe Altuğ, Can Şıkyıldız
 

Pankart- Yazan: Mark Ravenhill, Yöneten: Serkan Salihoğlu, Oyuncular: Elvin Aydoğdu, Su Olgaç, Tuğçe Altuğ, Can Şıkyıldız.

 

60 yıl arayla aynı hayallerle yola çıkmış iki çift. Devrim mücadelesinin dünü, bugünü. Geçen zamanda alınan yol. Bir olasılık olarak “daha iyi bir dünya”ya dair ortak umutlar.  Devrim koca bir hayal olabilir mi?

 

Devrim mücadelesine katılanları büyük hayal kırıklığına uğratan tek şey, devrimin kendi ömür çemberleri içinde gerçekleşeceğini sanmaları ve beklemeleridir. Oysa devrim gerçekleşmeden aradan yıllar geçse ve eski kuşaklar genç kuşakları bir anlamda “bilinçsizlikle, gününü gün etmekle, aymazlıkla” suçlamaya başlasalar da, bir sabah bakarsınız ki bir parkın ağaçları altında yepyeni bir güneş parıldıyor. Eski kuşakların elleri böğürlerinde kalmış olsa da, aslında o yeni parlayan umut güneşi, onların yıllar önceki mücadelesinin bir başka basamağıdır, farklı kuşakları birbirine bağlayan zincirin yeni bir halkasıdır. Pankart’ta iki daktilo makinesiyle koca bir zaman tüneli yaratmayı başaran yönetmen Serkan Salihoğlu’nu özellikle kutlamak istiyorum.

 

Makas Oyunları 1’in dördüncü oyunu “Hassas” ve Tuğrul Tülek

 

Hassas- Yazan: DavidGreig,Yöneten: MuratDaltaban, Oyuncular: Murat Daltaban/Tuğrul Tülek.

 

Şehirdeki akıl hastanelerinin bütçelerinde kesintiler yapılmaktadır. Klinikler kapanır. Jack, bir gece terapisti Caroline’nin penceresine tırmanır. Bazı şeyler, diktatörlerin yönettiği dünyalar misal, değişebilir. Değişemezmiş gibi gelse de. Belki de artık insanların yataklarının altından çıkmalarının zamanıdır.

 

İlk üç oyun İngiliz yazarların elinden çıkmış, dördüncü oyun olan “Hassas” ise bir İskoçyalı yazarın yapıtı. Diğer oyunlar gibi az ve öz söz söyleyen “Hassas”ın bir başka özelliği var. Seyirciyi de aktif olarak oyuna katıyor; zira seyirci de bir bakıma terapist gibi Jack’i genel geçer vatandaş tipine uydurmaya çalışan toplumla, sistemle ve kendileriyle barışık kişileri simgeliyor. Oyunu Murat Daltaban yönetmiş, Tuğrul Tülek de hassas terazide mücevherleri işleyip oyunu taçlandırmış.

 

DOT’u bu başarılı projesi için kutlarken, gelecek oyunları heyecanla beklediğimi de vurguluyorum.

 

          Didem Balçın neyi sorguluyor acaba?

 

 Bütün Cevaplar Bu Soruda Saklı: “Ne İstediniz?”

 

Paso Tiyatro’nun yeni oyunu, Apo Kaya’nın yazıp yönettiği “Ne İstediniz?”; izleyicileri bir gazetecinin akıl almaz dünyasına doğru yolculuğa çıkarıyor. Didem Balçın, Olgun Toker, Lila Gürmen, Gürsu Gür, Süleyman Felek’in oyuncu kadrosunda yer aldığı ve usta oyuncu Mustafa Alabora’nın da barkovizyonda sürpriz konuk oyuncu olduğu oyun bir gerilim komedisi.

 

Suzan, komşusunun evinde beş gün boyunca durmadan çalan telefon sesinden rahatsızlık duyar. Evde kimsenin olmadığını anlayınca, apartman görevlisi Kemal ile birlikte, içeri girmeye karar verirler. Telefonu cevaplamaya kalktıkları sırada ise, tehlikeli bir durumun içine düşerler. Tam evi terk edeceklerken; ev sahibini aramaya gelen Mesut ve Ece ile karşılaşırlar. Onların da olaya katılmasıyla işler iyiden iyiye çığırından çıkar. Komik bir örgüyle başlayan hikâye, eve sonradan gelen Gökay’ın anlattıklarıyla boyut değiştirir. 

 

İletişim:  www.pasotiyatro.com

 

Mask-Kara Tiyatrosu Yılmaz Güney’in  “Salpa”sı oynuyor

 

Mask-Kara Tiyatrosu, Yılmaz Güney’in özgürlük arayışını inatla sürdüren delikanlısı Salpa’yı oynamaya devam ediyor. Halit Karaata’nın oyunlaştırdığı Salpa’da Nurhan Uslu, Sertaç DEMİR, Ali Burak Palabıyık, Halit Karaata, Bülent Arslan, Remzi Aksoy, Özkan Çınarlı, Bahar Eruyan rol alıyor.

 

Bir hesaplaşmanın öyküsü olan ‘Salpa’ geldiği büyük kentte tutunamayan birinin değişme sancıları öncesindeki hesaplaşma anı, güvensizlik, korku, tedirginlik ağındaki yaşamında onu sürükleyen bir sorgulayışa, arayışa iter. Sınıfsal, toplumsal bilincin uyanışıyla, özgür olabilme bilincinin oluşumu da işte bu aşamadan sonra oluşur. Yılmaz Güney’in Selimiye Üçlüsü olarak adlandırılan “Sanık” ve “Hücrem” romanlarıyla birlikte “Salpa” da 1971-1973 tarihleri arasında yazılıp 1975′te yayımlandı. Yılmaz Güney’in deyişiyle; Salpa’nın kahramanı Mehmet Salpa, hayatın daraldığını hissedip taşradan İstanbul’a kaçan, umduğunu bulamayan, yoksulluğunu anlamlandıramayan; ama arayışını inatla sürdüren bir delikanlı..

 

İletişim: www.maskkara.com

 

.5. EGEART SANAT GÜNLERİ

 

 

Ege Üniversitesi tarafından 6- 15 Aralık 2013 tarihlerinde İzmir'in 22 noktasında 5.EGEART Sanat Günleri’ni gerçekleştiriyor. Sergilerin hepsi  bu tarihler arasında çeşitli mekânlarda yer alıyor. Sergi programının her kesimden izleyicinin ilgini çekmesi bekleniyor.

 

     
 
“Geçmişin İzinde” EÜ Arkeoloji Kazı Fotoğrafları 
 
 
 
 
Ege Üniversitesi tarafından kazılan Arkeolojik alanların fotoğrafları Hamza Rüstem Fotoğraf Evi’nde.
 
 
 
 
 
İzzet Keribar – Fotoğraf Sergisi 
 
 
 

Ustadan unutulmaz kareler İKSEV’de.

 

 

 

 

 

 

İnsana Dair – 3 Usta Yorum

 

 

 

Cuma Ocaklı ve Umur Türker’in resimleri, Cem Sağbil’in heykelleri, Urla Eski Tamirhane binasında.

 

 

 

 

 

“Başka Kıyılar” Sergisi

 

 

 

5. Uluslararası EgeArt Sanat Günleri kapsamında E.Ü. Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü Öğretim Elemanları; Merih Tekin Bender, Melek Şahan, Dizar Ercivan Zencirci, Ekin Boztaş ve Kamuran Köseoğlu’nun  “Başka Kıyılar” konseptli eserleri E.Ü. 50.Yıl Köşkü Sanat Galerisi’nde.

 

 

 

 
 
“Mavi + Dalga” ve “Mavi Su” Kağıt Çalıştayları

 

EÜ kampusundaki Prof. Dr. Yusuf Vardar MÖTBE Kültür Merkezinde, Hakan Pehlivan’ın “ Mavi Dalga” ve Mavi Su” Kağıt Çalıştay Sergisi.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

5. Uluslararası EgeArt Sanat Günleri’nin Onur Sanatçısı Altan Gürman’ın paha biçilemez eserleri Ege Üniversitesi Atatürk Kültür Merkezi’nde.

 

 

 

 

Bunların dışında çeşitli paneller, atölye çalışmaları, konserler, performans gösterileri ve filmler de 5. Uluslararası EgeArt Sanat Günleri kapsamında yer alıyor.