Milliyet Sanat
Milliyet Sanat »Yazarlar » Seçkin Selvi | İkincikat’ta “Yarının Oyunları”

İkincikat’ta “Yarının Oyunları”

12 Eylül 2014 - 06:09 | Tolga İskit, İkincikat'ta sahnelenen #YarınınOyunları - "Cambazın Cenazesi"nde.
İkincikat, Karaköy salonunda yaz ayları içinde de çalışmalarını sergilemeyi sürdürdü
“Seyircilerin oylarıyla belirlenen konu başlıkları...
Ne yazacağını, yöneteceğini, oynayacağını bilmeyen yazar, yönetmen ve oyuncular...”
yaklaşımıyla hazırlanan ve sunulan 4 oyun Eylül ayının son haftasında İkincikat'ta peş peşe seyirciyle buluşuyor. Sırasıyla “Dönüşüm-Cambazın Cenazesi, Ahlak-Poz, Adalat-Let ve Medya-23.57.40 başlıklı oyunların sezon boyunca da devam etmesi bekleniyor.
 
YarınınOyunları1 - DÖNÜŞÜM
CAMBAZIN CENAZESİ
 
“Ölüm de bir dünya işi. Rahmete giden artık yalnızdır. Cambaz’ın ne anası babası, ne evladı, ne şapkası elbisesi var. Konuşacak arkadaşı, okuyacak gazetesi, dişleri, bahçesi, evi..Her şeyi bu tarafta kaldı.Cambaz gidiyor, hayat onun konuşmadığı bir dilden devam ediyor.Bir takla daha atamadı; Cambaz Rasim dün gece öldü!”
 
Proje tasarım: Sami Berat Marçalı, Yazan: Firuze Engin, Yöneten: Berfin Zenderlioğlu, Oynayanlar: İbrahim Halaçoğlu, Tolga İskit, Dekor tasarımı: Jesse Gagliardi,Işık tasarımı: Alev Topal; Kostüm tasarımı: Hilal Polat, Fotoğraf-afiş: Gizem Bentürk, Ahmet Alp Babür.
 
YarınınOyunları2 - AHLAK
POZ
 
Esra Dermancıoğlu.
 
“Siz o yaşta hiç bu kadar cüretkâr bi poz verebilir miydiniz? Ben verdim. Gözümü kapatmamı istedi, kapattım.Soluğumu tutmamı istedi, tuttum.Sonra bi ses; çıkırt! Dünya beni tanıdı, kadraja girmiştim artık. Peki gerçek bi fotoğrafımız çekilebilir mi? Gözümüzü kırpmayalım ama.”
 
Proje tasarım-yöneten: Sami Berat Marçalı, Yazan: Deniz Madanoğlu, Oynayanlar: Banu Çiçek Barutçugil, Canan Atalay, Esra Dermancıoğlu, Gülce Oral, Selen Uçer, Dekor tasarımı: Jesse Gagliardi, Işık tasarımı: Eyüp Emre Uçaray, Kostüm tasarımı: Hakan Akkaya, Fotoğraf-afiş: Gizem Bentürk, Ahmet Alp Babür.
 
 
YarınınOyunları3 - ADALET
LET
 
Özer Arslan.
 
“Ya yenildiysek? Ya bizim sorunumuz yenilgiyi kabul edememekse? Başından beri belliydi, biz bu tür bir savaşın tarafı olamayız. Bizim işimiz savaşmak değil, yaşamak.”
 
Proje tasarım: Sami Berat Marçalı, Yazan: Özer Arslan, Yöneten: Onur Karaoğlu, Oynayanlar. Aziz Caner İnan, Barış Gönenen, Murat Mahmutyazıcıoğlu, Neslihan Arslan, Özge Keskin, Dekor tasarımı: Jesse Gagliardi, Işık tasarımı: Doğu Akal, Fotoğraf-afiş: Gizem Bentürk, Ahmet Alp Babür.
 
YarınınOyunları4 – MEDYA
RUVEYDA
 
Sabahattin Yakut.
 
Vatandaş, medya ve devlet arasındaki temaslar hakkında an'lamaya ve
an'latmaya dair bir oyun. Bu kez medya başlığıyla "Ruveyda" sizlerle buluşuyor.
 
“Ağlamayı bilmez kadınlar… Kadınlar içlerini dökerler… Acılarını çeker, korkularını yaşarlar… Mutlu olur, sevinçlerini paylaşırlar… Gözyaşlarıyla konuşur, gözyaşlarıyla susarlar… İçlerini gözlerinin yaşıyla dışlarlar… Ağlamayı bilmez kadınlar, bilseler ağlamazlar…”
 
Proje tasarım: Sami Berat Marçalı, Yazan: Sabahattin Yakut, Yöneten: Lerzan Pamir, Işık tasarımı:Oğuzhan Ayaz, Oyun müziği: Demir Yağmur, Oynayanlar: Gözde Kocaoğlu, Heves Duygu Tüzün, İpek Banu Kılar, Dekor tasarımı: Jesse Gagliardi, Fotoğraf-afiş, Gizem Bentürk, Ahmet Alp Babür.
 
Cambazın Cenazesi -  24 Eylül,  Poz - 25 Eylül, Let - 26 Eylül, Medya - 27 Eylül.
 
28 Eylül saat 17:00’de herkese açık bir panel düzenlenecek.  Bütün oyunlar 20:30’da başlıyor.
 

İBB Şehir Tiyatroları 2014-2015 Sezonu'na yeni oyunlarla başlıyor

 
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları 100. yılını kutladığı 2014-2015 sezonuna yeni oyunlarla başlıyor. 2012-2013 döneminden devam edecek oyunların yanı sıra Çürük Temel, Lillian, Cibali Karakolu, Kerbela, On İki Öfkeli Adam, Komşum Hitler adlı oyunlar Şehir Tiyatroları’nın yeni prodüksiyonları. 
 
Repertuar politikası olarak ilk kez seyirci karşısına çıkacak yerli yapıtlara yer vermeyi ilke edinen Şehir Tiyatroları, bu sezonda Ali Cüneyd Kılcıoğlu’nun yazdığı Komşum Hitler oyununun ilk gösterimine ev sahipliği yapacak.  
 
Çürük Temel
 
 
Darûlbedayi’nin sahnelediği ilk oyun olan Çürük Temel, Engin Alkan’ın çağdaş yaklaşımıyla 100. yıl anısına yeniden sahnede… Oyun, iflas etmekte olan bir fabrikanın ekseninde bir diğerinin hakkını hiçe sayıp kendi hakkını diğerlerine dayatan uzlaşmaz aile bireylerinin çatışkılarını modern bir tragedya formunda seyirciye sunuyor. Emile Fabre’ın yazdığı, Hüseyin Suat Yalçın’ın uyarlayarak çevirdiği, Sezai Gülşen ve Doğan Yavaş’ın günümüz Türkçesi’ne aktardığı oyunda; Oya Palay, Yeşim Koçak, Mert Tanık, Mustafa Barış Koçkar, Dolunay Pircioğlu, Samet Hafızoğlu, Nurdan Gür rol alıyor.
 
Lillian
 
 
Amerikan Edebiyatı’nın önde gelen ismi Lillian Hellman, sahnedeki 51. yılını kutlayan usta oyuncu Aliye Uzunatağan yorumuyla sahnede… William Luce’un yazdığı, Seçkin Selvi’nin Türkçeye çevirdiği, Orhan Alkaya’nın yönetmenliğini yaptığı Lillian, McCarty döneminin baskıcı fonu önünde yazarın çok renkli kişiliğini bir oyunculuk resitaline dönüştürüyor. 
 
Cibali Karakolu
 
Zihni Göktay Cibali Karakolu’nun başrol oyuncusu
 
Türk Tiyatrosu’nun başyapıtlarından biri olan Muammer Karaca’nın Cibali Karakolu, Zihni Göktay ustanın ellerinde yeniden İstanbul seyircisiyle buluşuyor. Henri Keroul ile Albert Barre’nin yazdığı, Nedret Denizhan’ın yönettiği Cibali Karakolu oyununda, Berrin Koper, Tarık Şerbetçioğlu, Derya Kurtuluş, Zihni Göktay, Cem Uras, Müge Çiçek, Eylül Soğukçay, Şehnaz Bölen Taftalı, Hülya Arslan, Doğan Altınel, Murat Bavli, Naci Taşdöğen, Cem Karakaya, Tuğçe Açıkgöz, Betül Kızılok Bavli, Müge Çiçek, Deniz Yeşil Mavi, İbrahim Ulutaş, Seza Güneş, Ertan Kılıç, Hüseyin Kefeli rol alıyor.
 
Kerbela
 
Beş yıldır Devlet Tiyatroları sahnelerinde Ankara seyircisinin ayakta alkışladığı Kerbela, Ayşe Emel Mesci’nin yönetiminde ortak tarihimizi Şehir Tiyatroları oyuncularıyla sahneye taşıyor. Ali Berktay’ın yazdığı Kerbela oyununda, Aslı Öngören, Barış Çağatay Çakıroğlu, Bora Seçkin, Burak Davutoğlu, Can Alibeyoğlu, Ceren Kaçar, Ceysu Aygen, Elyasa Çağlar Evkaya, Emrah Can Yaylı, Emre Narcı, Fahri Kıncır, Fatma İnan, Hüsnü Demiralay, İbrahim Can, İrem Erkaya, Melahat Abbasova, Meriç Benlioğlu, Mert Aykul, Mevlüt Demiryay, Nilay Bağ, Nur Saçbüker, Özgür Atkın, Savaş Barutçu, Sema Keçik, Şenay Bağ, Şirin Kılavuz, Zeynep Göktay rol alıyor.
 
On İki Öfkeli Adam
 
Sinema ve sahnede bir klasik olmayı başarmış On İki Öfkeli Adam, daha önce iki kez sahnelendiği Şehir Tiyatroları’nda çağdaş bir rejisörle 100. yılda tekrar seyircinin beğenisine sunuluyor. Reginald Rose’un yazdığı, Arif Akkaya’nın yönettiği On İki Öfkeli Adam oyununda, A. Gökmen Altuğ, Mehmet Avdan, Yalçın Avşar, Metin Çoban, Rahmi Elhan, Kutay Kırşehirlioğlu, Gün Koper, Enes Mazak, Yılmaz Meydaneri, Serdar Orçin, Ahmet Özarslan, Ezgi Sümer Yolcu, Burteçin Zoga rol alıyor.
 
Komşum Hitler
 
Yeni yerli yazarların yapıtlarını seyirciyle buluşturmayı ilke edinen Şehir Tiyatroları, bu sezonda Ali Cüneyd Kılcıoğlu’nun yazdığı Komşum Hitler oyununun ilk gösterimine ev sahipliği yapıyor. Tolga Yeter’in yönettiği Komşum Hitler oyununda, Işıl Zeynep Tangör, Caner Çandarlı, Mahperi Mertoğlu, Tankut Yıldız, Emre Şen, Aslı Nimet Altaylar rol alıyor.
 
Yeni oyunların yanı sıra 2012-2013 döneminde sahnelenip bu yıl da devam eden oyunlar da repertuarda yer alıyor:
 
Lysistrata.
 
Ateşli Sabır, Çin Kahvesi, Gözlerimi Kaparım Vazifemi Yaparım, Hıdrellez, İsimsiz, İstanbul Efendisi, Kabare, Lysistrata, Kösem Sultan, Meraklısı İçin Öyle Bir Hikâye, Ocak, Oyun, Ölü Adamın Cep Telefonu, Para, Shakespeare, Sirke Tadında Böğürtlen Reçeli, Şark Dişçisi, Türkiye Kayası, Vakti Geldi, Vişne Bahçesi, Yolcu, Zengin Mutfağı. 
 
Damlaların Dansı.
 
Geçen dönemden devam eden çocuk oyunları da şöyle sıralanıyor: Benimle Oynar mısın?, Boya Benek, Boncuk, Damlaların Dansı, Edi’nin Annesi Nerede?, Harikalar Mutfağı, Karagöz Balıkçı, Çiçek Prenses, Islık Sever Max, Pırtlatan Bal, Piti, Uğur Böceği, Karagöz Tatlıcı, Üç Kardeş ve Muhteşem Kurt, Kedi ile Palyaço. 
 
 

DOT Yeni Mekânda

 
 
DOT, bu yıl Kanyon’daki yeni salonunda seyircisini ağırlayacak. Topluluk, sezonu geçen yılın çok rağbet gören oyunu “Dövüş Gecesi” ile açacak.
 
 

Sanat Galerilerinde Bir Gezinti

 
 

Erkan YAPRAKKIRAN ''Bir - Bütün''

 
Mine Sanat Galerisi sezonu Erkan Yaprakkıran’ın “Bir - Bütün” başlıklı sergisiyle açıyor. Genç sanatçının bu kişisel sergisinde, boya, desen, tuval, fotoğraf ve farklı malzemelerle kurgulanan beden dili;  uzayıp süzülen zarif kesitlerle “bir-bütün” olarak, duyularımızda bıraktığı hazzın gerilimini yansıtıyor bize... Zincirin tutsaklığıyla sarmalanan kırmızı; figür paketlemeleri içerisinde, hazzın sıcak temasıyla karşımıza çıkıyor; kadın ve birleşeni ile… izleyiciyle buluşuyor.
 
“…Karşımızdaki resimlerde kadın – yalnızca bedeni ile değil, tüm varlığıyla – bir tür tapınağa dönüşmüş. Canlı taşlarla inşa edilmiş bir tapınak. Ressamın dokunmaktan hiç bıkmadığı taşlarla.
 
Haz, ressamın tuvallerinde ve fotoğraflarında alabildiğine konuşkan. Kadın, bu konuşkanlık aracılığıyla doğada hak ettiği saygınlığa kavuşuyor. Bu saygınlığın eşiğinden sonra o, artık resmin ne öznesi ne de nesnesi.Doğrudan sahibi.Bütün resimler boyunca bedenin kırmızı dilinin rehberliğinde erkeği keşfe çıkıyor…”
 
Ahmet Cemal
 
 
Yaprakkıran, Anadolu Üniversitesi Resim Bölümü Halil Akdeniz atölyesinden mezun olmuş ve Işık Üniversitesi’nde yüksek lisansına halen devam etmektedir.
 
Genç sanatçı Erkan Yaprakkıran’ın “Bir – Bütün” başlıklı kişisel sergisi 10 – 27 Eylül 2014 tarihleri arasında Mine Sanat Galerisi Nişantaşı mekanında ziyaret edilebilir.
 
Teşvikiye, Prof. Dr. Müfide Küley Sok. No:1/1 
Yasemin Apt. D:5 Nişantaşı/İstanbul -(212) 232 38 13 
 
 

Düğün

 
Şiir – Resim – Heykel
 
Tem Sanat Galerisi’nde “DÜĞÜN” adlı sıra dışı sergi 15 Ekim 2014 tarihine kadar devam ediyor. Şiir – Resim – Heykel birlikteliği olarak kısaca özetlenebilecek bu sergide çok sayıda şiir ve şiir olgusundan etkilenerek yapılmış resimler ve heykeller yer almakta.
Nişantaşı’ndaki iki katlı galeride yer alan bu sergi için ayrıca kapsamlı bir kitap hazırlandı. Düğün kitabı, Türk ve Dünya şiirinden otuz şaire ait ve on altı ressam ve bir heykeltraş tarafından seçilmiş elli sekiz şiiri ve bu şiirler üzerine yapılmış seksen iki resim ve heykeli kapsıyor. 
 
Şair Yazar Gültekin Emre Varlık Dergisi’nin Temmuz sayısında “Şiir Günlüğü” köşesinde şöyle diyor:
 
 
“Böyle bir sergi kataloğunu ne gördüm ne de duydum: DÜĞÜN (Tem Sanat  Galerisi, 2014) daha önce örneğine rastlamadığımız öncü bir çalışma. Çarpıcı, etkileyici, şaşırtıcı: Şiir-resim-heykel.
 
(.….)  Özdemir İnce, “Düğün Evi” yazısında, önsöz, “Ressamın bir şiir metnine bakarak yaptığı resim, şiirden resme, sözcükten resim elemanlarına ve bu elemanlar aracılığıyla yaptığı bir çeviri (tercüme) değildir. Peki nedir? Elbette resimdir ve bir çeviri değildir,” diyor şiirlerin resimlenmesine. Tem Sanat Galerisi’nin sahibi Besi Cecan, şiir, resim ve heykelle yoğrulmuş ömründe, uzun yıllar hayalini kurduğu bir düşünü gerçekleştirmiş bu sergi ve katalogla.”
 
“Otuza bir kala, yeni bir sergi, yeni bir kitap.. seneler boyu gelişen tutkularımı hem bir araya getiriyor, hem de özetliyor. Son beş altı senedir şiir de hayatıma girdi.. İki sene evvel, beni  zenginleştiren, içine girdikçe, bana yeni heyecanlar tattıran şiiri, bugüne kadar, yaşamıma büyük renk katan resim ve heykelle bir araya getirmeye karar verdim.“ Düğün kitabında ise Tem’in sanatsever sahibi Besi Cecan, bu zor ve bir o kadar da zevkli serüvene girmesini böyle açıklıyor. Çok uzun bir çalışmanın sonucunda ortaya çıkan bu serginin ayrıcalıklarından birisi de, Cecan’ın, bu çalışmayı başlatırken sanatçılara gerek konuda, gerekse yapıt sayısında tam bir özgürlük tanıması. Dolayısıyla sizi çok özel bir sergi ve kitap bekliyor.
 
Bu alışılmadık sergide şiirin dünyasıyla görsel sanatların dünyası birleşiyor. Bir şiirin içeriği, müzikalitesi, size sunduğu renkler ve onu yazan insanın varlığı, kısacası bir sayfada erişilen büyük zenginliğin görsellikteki yansımasına tanık olmaktayız. Şairlerin farklılığı, düşünsel ve imgesel dünyalarıyla, sanatçıların buna yaklaşımındaki farklılık bu serginin çeşitliliğini ortaya çıkarıyor. Bir şiirdeki ne ve nasıl soruları bu yapıtlarda değişik yanıtlar alıyorlar. Bazen doğrudan bir görsel yorumlama olduğu gibi bazen de ileri bir soyutlama fark ediliyor. Kimi zaman birbirlerine çok yaklaştıkları gibi, bazen de mesafeli olarak selamlaşıyorlar.
 
Yeryüzünün neresinde olursak olalım insanlara en çabuk dille erişebiliriz. Düşünecek olursak bu denli soyut bir oluşum aynı zamanda böylesine pratik bir işlevi yerine getirebiliyor. İşte dilin inanılmazlığı onun bu gücünde yatar. Görsel sanatlar ise kullanılabilir olmaktan çok sanatsal ağırlıklarıyla bize ulaşır, bizi insanlığımıza yaklaştırır. Şiirin gücü ise bu her iki özelliği de kendinde barındırmasındadır. Onu her an, her yerde okuyabilir, düşüncenizde taşıyabilir veya bir başkasıyla paylaşabilirsiniz. Özgün, kristalize olmuş haliyle de aynı zamanda bir heykel, bir resimdir şiir.
 
“Düğün” sergisinde, şiir, resim, heykel beraberliğinde oluşan bir dünya çıkıyor karşımıza. Bunların, bu olayda nerede devreye girip çıktığını irdeleyemeyiz. Çünkü onlar birbirlerinin içinde erirken, düşünce onları yönetip yönlendirir, onlar da düşünceyi çoğaltırlar. Neticede, birbirini besleyen farklı disiplinler, bu yapıtlarda, bizi serüvenin sanki sonsuzluğa dek sürüp gideceğine inandırır; kendiliğinden ortaya çıkan müzikalitesine ortak eder. Sanatçının şiirden etkileşiminde -ki yarattığı bu serginin ana fikri o- şiirdeki içerik, imgesellik yanında dilin yarattığı müzik de çok önemlidir. Hatta bu noktada olayı, resmi yazmak veya şiiri boyamak diye de tanımlayabiliriz. İşte bu sergideki yapıtlar böyle bir etkileşimin somutlaşmış halidir.
 
Bu önemli sergiyi galeride izleme olanağı bulamayanlar, Tem Sanat Galerisi'nin www.temartgallery.com adresinde devamlı güncel tutulan sayfalarında sergiye, galeri sanatçılarına ve geçmiş sergi arşivlerine  ulaşabilirler.  
 
İletişim: BESİ CECAN -  (212) 2470899, 2341346
 
 

44A Sanat Galerisi’nde “ULUMA”

 
 
44A Sanat Galerisi, sezonu, 25 sanatçının eserlerinden oluşan karma bir sergiyle açıyor. Periferi Kolektif’in koordinasyonunu üstlendiği sergi, Beat kuşağının başyapıtı, Allen Ginsberg’in Uluma adlı kitabı üzerinden sanatçıların ürettiği eserlerden oluşuyor. “Uluma”, 9 Eylül’den 19 Ekim’e kadar Teşvikiye, 44A Sanat Galerisi’nde görülebilir. 
 
Sanatçılar: Yeşim Ağaoğlu, Dilara Akay, Cüneyt Aksoy, Gaye Su Akyol, Devrim Altıkulaç, Rafet Arslan, Zeynep Beler, Cins, Zeynep Erdinç, Yunus Emre Erdogan, Alper İnce, Mustafa Horasan, Hakan Kamışoğlu, Komet, Argun Okumuşoğlu, Onston, Hüseyin Rüstemoğlu, Ali Mete Sancaktaroğlu, Nejat Satı, Özge Şenoğul, Tuğçe Şenoğul, Eflatun Tatlısu, Olgu Ülkenciler, Halil Vurucuoğlu, Elif Yıldız, Nazım Ünal Yılmaz, Emre Zeytinoğlu.
 
Uluma, Beat kuşağının en önemli başyapıtı olan, Allen Ginsberg'in çığır açan kitabı Howl'un kapaklarının, birer sanat eserine çevrilmesi fikriyle yola çıktı. Bu amaçla kitapla ve Beat kuşağıyla iletişim kurabilecek farklı kuşak ve disiplinlerden 25 sanatçılık sergi kadrosu oluşturuldu. Sanatçılar, çalışmalarını 6:45 Yayınevi tarafından 2012 yılında bin adet numaralı basılmış ve baskısı tükenmiş, karton kapaklı ve deri ciltli özel baskılar üzerine uyguladılar.
 
Koordinasyonu Periferi Kolektif'ten Alper T. İnce ve Rafet Arslan’ın üstlendiği sergi, 25. yılını kutlayan 6:45 Yayınevi ve 44A Sanat Galerisi işbirliğiyle gerçekleşiyor.
“Uluma” sergisi, gitgide muhafazakâr bir karanlığa teslim olan gündelik içinde, hâlâ “ulumak” isteyenlere mahcup bir tebessüm niteliğinde.
 
Sergi kapsamında, Beat kuşağının sevgi ve saygıyla anılacağı “beatnik” performansların programı şöyle:
 
23 Eylül, 19:30: Robotik Hayaller
10 Ekim, 19:30: Cabaret Ziba
18 Ekim, 16:00: Bicycle Day
 
 

Elgiz Koleksiyonu'ndan 4 Ekim’e kadar sürecek yeni seçki

 
 
Elgiz Müzesi'nin süreli sergi alanında dönemsel olarak yenilenen koleksiyon seçkisi tek bir eser türüne yoğunlaşmaktansa, video, figüratif tablolar, fotoğraf, heykel ve enstalasyon işlerini bir araya getiriyor.
 
Bu yeni seçkide yer alan sanatçılar; Alex Prager, Alp Tamer Ulukılıç, Azade Köker, Bedri Baykam, Clara Montoya, Çağdaş Erçelik, Çerkez Karadağ, David LaChapelle, David Salle, Eric Fischl, Gilbert & George, Guillermo Mora, İbrahim Koç, İdil İlkin, Julian Opie, Kezban Arca Batıbeki, Liam Gillick, Lisa Ruyter, Luca Zampetti, Luis Vidal, Maren Krass, Mateo Maté, Matthew Monahan, Mustafa Karyağdı, Neriman Polat, Oleg Dou, Peter Bonde, Ray Harris, Sean Henry, Şenol Yorozlu, Tuncay Deniz ve Volkan Diyaroğlu.
 
 
Yeni Sergi : 52-62
 
16 Eylül - 27 Aralık 2014
 
 
Elgiz Müzesi, yeni sergisinde, 1952 ve 1962 yılları arasında doğmuş sanatçıların güncel heykel işlerini kapsayan özel bir sergiyi ziyaretçilerle buluşturuyor. Sergi için sanatçılar, Seyhun Topuz, Rahmi Aksungur, Nilüfer Ergin, Haşim Nur Gürel ve Can Elgiz'den oluşan Danışma Kurulu tarafından davet edildi. 52-62 adlı sergide, Ali Dirier, Ayla Aksungur, Ertuğ Atlı, Güler Güngör, Hayri Karay, Kemal Tufan, Mümtaz Demirkalp, Nilüfer Ergin, Nurettin Bektaş, Önder Büyükerman, Selma Gürbüz, Server Demirtaş, Ümit Öztürk ve Yunus Tonkuş'un farklı malzemelerden oluşan heykelleri gösterimde olacak.