Milliyet Sanat
Milliyet Sanat »Yazarlar » Seçkin Selvi | Kuşatmak ile kuşatılmak ikilemi

Kuşatmak ile kuşatılmak ikilemi

20 Nisan 2013 - 07:04 | İşgal altındaki yıllarda geçen çocukluğun hesabını kim verecek?
Çapa Oyuncuları, Hatsor’un “Kuşatma”sını sahneledi
KUŞATMA – Yazan: Ilan Hatsor, Reji-Dramaturji: Çapa Oyuncuları, Işık-Dekor-Kostüm: Çapa Oyuncuları, Oyuncular: Utku Okcu/ Mesut Yağcı/ Evrim Tellioğlu, Işık uygulama: Murat Aktepe, Efekt uygulama: Serkan Akan.

Çapa Oyuncuları, kendi deyimleriyle “amatör ruhla yarı profesyonel” bir tiyatro topluluğu. Topluluğun kadrosu Çapa Tıp Fakültesi’nde okurken tiyatro çalışmalarına başlayan, mezun olup çeşitli hastanelerde görev aldıktan sonra da tiyatroyla bağlarını sürdüren kişilerden oluşuyor. Şimdilerde, İsrail’li yazar Ilan Hastor’un daha önce ülkemizde “Maskeliler” ve “İntifada” adlarıyla oynanmış yapıtını yeni bir dramaturji çalışması sonucunda “Kuşatma” adı altında sahneliyorlar.

Oyunun yazarı, 1964 yılında doğan İsrail’li Ilan Hatsor, Tel Aviv Üniversitesi’nde “Oyun Yazarlığı” ve “Yönetmenlik” öğrenimi gördü. Yönetmen olarak kendi yazdığı oyunların yanı sıra İsrail’li yazarların oyunlarını da sahneledi. “Kuşatma” (Maskeliler) oyunun yanı sıra, “Devlet Denetçisi”, “Beyaz Kalp”, “Jacko”, “Hay Rimona”, “Ev İçin Savaş”, “Havadan Sudan Sohbet” adlı oyunları var.

1.İntifada hareketinin başlamasından üç yıl sonra 1990’da “Kuşatma”yı yazarken, bir karşıtlığı, bir tartışmayı amaçlamadığını belirten Hatsor, o tarihte pek çok İsraillinin Filistinlilerin mücadelesine sempati duyduğunu da belirtiyor.

Oyun

1990 yılında, Batı Şeria’da İsrail işgali altında bir köyde geçiyor. İsrail’li bir yazarın gözünden İsrail-Filistin savaşını, farklı dünya görüşleri ve farklı konumları olan üç kardeşin hesaplaşması çerçevesinde irdeleyen oyunda kardeşlerin öyküsünü izliyoruz.
Kardeşlerden biri dağda, İntifada kuvvetleriyle birlikte işgalcilerle savaşıyor. Diğeri bir İsrail lokantasında aşçılık yaparak kendi karısı ve çocuklarını olduğu kadar, kardeşlerinin ailelerini de geçindirmeye çalışıyor. Ne var ki, İsrail lokantasındaki kardeş için, İsrail gizli polisiyle işbirliği yaptığı yolunda bir dedikodu başlıyor ve aşçının örgüt tarafından sorgulanmasına karar veriliyor. Dağdaki kardeş köydeki üçüncü kardeşlerinin yanına geliyor ve ağabeyini bulup örgüt sorgulamasından önce uyarmak, bu arada kendi kuşkularından kurtulmak istiyor.

İdealler mi ağır basacak yoksa kan bağı mı?


Çapa Oyuncularının, “Üç kardeş. Aynı karından dünyaya gelen üç birey. Kuşatılmışlık! Kim anlayabilir ki onları? Ve kim görebilir intiharın çözüm olarak kalacağı şartlarda bir bıçakla başka bir hayatın kurtarılabileceğini? Üç hayat. Bir hata, bir doğru, bir hiçlik. İki güçsüz, bir katil. Ve onları bu yola iten duvarların ilmek ilmek örülmüş gerçek faili. Bir oda, her tarafı düşman. Çıkışı şimdilik yok. Anahtarı elden ele dolaşan katil bir hapishane. Üç kardeş. Çevrenin onları kıstırdıkları kapanda, kardeş olabilme haklarını bile ellerinden alan bir kuşatmanın hikâyesi,” tanımıyla ele aldıkları oyunda “sadakat” ve “ihanet” kavramları sorgulanıyor, “kan bağına mı yoksa ideallere mi sadakat?” sorusu gündeme geliyor. Hayatta kalabilmek, sevdiklerine zarar gelmesini önlemek için yapılan hareketler bir uzlaşma mı, yoksa işbirliği mi?

Oyunun Yorumu

Çapa Oyuncuları, yeni dramaturji çalışmasında oyun kişilerine de farklı bakmışlar. Özgün oyunda üç erkek kardeş varken, “Kuşatma”da iki erkek, bir kız kardeş var. Oyunun dönüm noktasını belirleyen en küçük kardeşin kız olması, o dönüm noktasına daha da dramatik bir atmosfer getiriyor. Ayrıca, dramaturji çalışmasında oyun metnini de biraz daha kısaltarak yoğunlaştırmışlar. Böyle olunca kardeşler arasındaki çelişki ve çatışma daha belirgin olarak vurgulanabiliyor.

Oyun, kapalı mekân havasını yalnızca giriş kapısıyla veren, oyun alanının geri kalan bölümünü tel örgüyle çevreleyen bir dekorda oynanıyor. Dekor kuşatmayı olduğu kadar kuşatılmayı da yansıtıyor. Bu çok yerinde soyutlamaya karşılık, giysiler gerçekçi. Kefiyeden poşuya ve kız kardeşin kırmızı şalına kadar biçimsel bir estetik ve renk uyumu var.

Kardeşlerin ilişkisinde de, birey örgüt ilişkisinde de en zoru “arada kalmak”


Çok yalın bir reji çalışması yapılmış. Konunun çarpıcılığını ikinci plana itecek en ufak bir fazlalık, en ufak bir abartı yok. Sadece oyunun girişinde, farklı mekânları belirtmek için sürekli olarak ışığın karartılması aklıma takıldı. İki kardeş zaten sahnenin iki ucunda ve tel örgünün hemen dışında olduklarına göre, izleyici bunların farklı mekân olduğunu kolayca algılayabilir. Bu karartmalara hiç gerek olmadığına inanıyorum. Aynı ışık oyunu sorunu, kız kardeşe verilen kırmızı ışık için de geçerli. Dediğim gibi bu kadar yalın bir reji anlayışında böylesi ışık oyunlarına hiç yer verilmemesi çok daha doğru olur.

Dağda savaşan kardeş Naim’de Utku Okcu, İsrail lokantasındaki aşçı ağabeyi canlandıran Mesut yağcı ve kız kardeş Leyla’yı oynayan Evrim Tellioğlu, inandırıcı karakterler çizmişler ve bu karakterleri başarıyla sahneye taşıyorlar.



29. Çocuk Şenliği Başlıyor

İBB Şehir Tiyatroları’nın bu yıl 22-28 Nisan tarihleri arasında düzenlediği 29.Çocuk Şenliği’nde 13 konuk çocuk tiyatrosu topluluğu ve İBB Şehir Tiyatroları’ndan toplam 22 farklı çocuk oyunu izlenebilecek.

Şenlik süresince Kâğıthane Sadabad, Kâğıthane Küçük Kemal Çocuk Tiyatrosu, Gaziosmanpaşa Ferih Egemen Çocuk Tiyatrosu, Fatih Reşat Nuri, Kadıköy Haldun Taner, Üsküdar Kerem Yılmazer ve Ümraniye sahnelerinde gerçekleştirilecek oyun gösterimlerinin yanı sıra; yogadan kuklaya farklı başlıklarda gerçekleştirilecek olan atölyeler de çocukları bekliyor. “Barışa Müzik Vakfı”ndan Gülşah Çakar’ın flüt dinletisi ve “Okay Temiz Ritim Atölyesi”ne katılan çocuklar tarafından gerçekleştirilecek mini konser de şenlikte izlenebilecek. Ayrıca şenlik kapsamında görme engelli çocuklar için “Islık Sever Max” adlı çocuk oyunu da İBB Şehir Tiyatroları oyuncuları tarafından okuma tiyatrosu olarak sunulacak.

Özel Sevgi Çiçeği Lale Anaokulu Kâğıthane Şubesi ve Doğa Koleji öğrencilerinin hazırladığı iki farklı serginin de yer aldığı şenlikte; Kâğıthane Sadabad Sahnesi’nde İBB Şehir Tiyatroları oyuncularından Ümran İnceoğlu’nun “Çocuklardık” başlıklı fotoğraf sergisi, Gaziosmanpaşa Ferih Egemen Çocuk Tiyatrosu Sahnesi’nde ise “Geçmişten Bugüne İBB Şehir Tiyatroları Çocuk Tiyatrosu” sergisi gezilebilecek.