Milliyet Sanat
Milliyet Sanat »Yazarlar » Seçkin Selvi | Tiyatrolarda Yeni Dönem Oyunları

Tiyatrolarda Yeni Dönem Oyunları

20 Eylül 2018 - 05:09
İstanbul tiyatrolarında sahnelenecek oyunları tanıtmaya devam ediyoruz.

 

 

Tiyatro Adam

 

 
TEFTİŞÖR - Gogol’ün “Müfettiş” eseri yolundan çıkarılarak, 7 oyuncu için çoğul kimlikli distopik bir yer küreye uyarlanan distopik komedya.
 
“Zaman çizelgesinde askıda bir yer küre… Kavramların, dillerin, sınırların ve ulusların birbirine geçtiği bulaşık bir distopya,Tüm kürenin uyum sağladığı Bulaşık Uluslar Meclisi; kısaca BUM’un teftişi altında uyumsuz bir ülke…
 
Bu üçüncü distopya ülkesinin “Başımızı” ve Makamları, Bulaşık Krallık’tan kimliği gizli bir NewLondonlı’nın kente geldiği istihbaratıyla sarsılırlar. Bulaşık bir otelde konakladığını öğrendikleri BUM Teftişör’ünü her şeyin yörüngesinde gittiğine ikna etmek için harekâta geçerler. Peki acaba; Gogol Search’de “var bile olmayan”, kendine Yürüyen Çiçek diyen ve “Karıncası” ile aynı odada kalan bu adam olağan bir ademoğlu mudur; yoksa içten kaynamalı bu plaj topu ülkesini gerçekten de BUM’layacak olan üst düzey bir Teftişör mü?
Kim bilir? Gogol bilir.”
 
Nikolay Gogol’ün “Müfettiş” adlı eserinden Oğuz Utku Güneş, Irmak Bahçeci ve Ayşe Ayter’in birlikte uyarladıkları TiyatroAdam’ın “Teftişör” adlı distopik komedyasında Barış Yıldız, Berk Yaygın, Çağdaş Tekin, Çetin Kaya, Deniz Özmen, Ediz Akşehir ve Gökhan Azlağ rol alıyorlar.
Gizem Erdem’in koreografisini, Ayşe Ayter’in ışık tasarımı ile yönetmen yardımcılığını, Makbule Mercan’ın kostüm ve dekor tasarımını ve Irmak Bahçeci’nin dramaturjisini gerçekleştirdiği Teftişör’ü Oğuz Utku Güneş yönetiyor.
 
Tiyatro Nil
 
 
Ataol Behramoğlu’nun ‘Bebeklerin Ulusu Yok’ isimli şiir kitabı ekseninde uyarlanan ve savaşın acımasızlığını gözler önüne seren, şairin bugün hâlâ gerçekliğimize dokunan şiirlerinden oluşan bir kolajdır. Şair, savaşa karşı barışı, ölüme karşı yaşamı, çaresizliğe karşı umudu savunan evrensel bir söz söylemektedir; biz de bu sözü yer yer şiirle, yer yer şarkıyla, kısaca sanatın evrensel diliyle,  yeryüzüne barış hâkim oluncaya dek dillendireceğiz. 
Şairin de söylediği gibi ‘Bebeklerin Ulusu Yok’… Dünyanın en masum, en saf ve en temiz varlıklarıdır bebekler ve İnsanoğlunun yarattığı vahşet ortamının en mağdur kimlikleridir.
 
Yazan: Ataol Behramoğlu, Oyunlaştıran-Yöneten: Özgürefe Özyeşilpınar, Müzik direktörü: Melih Taşcı, Koreograf: Pınar Ataer, Kostüm tasarım: Selda Özkanlı, Dekor tasarım: Abdullah  Selcan, Işık tasarım: Kemal Yiğitcan, Efekt tasarım: Emre Altaç, Oynayanlar: Gamze Durmuş / Nihan Ekitöz, Özgürefe Özyeşilpınar, Yönetmen yardımcısı: Aliye Sarı.
 
 

Okan Bayülgen’in Dada Salon Kabarett’inde sezon açılıyor

 
Masaların arasında, yemek sırasında, 360 derecelik görüş açısında oynanan, Selin Atasoy’un yazdığı Okan Bayülgen’in yönetip oynadıkları interaktif polisiye oyun Metres'te ortak geçmişleri olan iki çiftin bir gecesine şahit oluyoruz. Eski defterlerin açılmasıyla ile işler iyice karışıyor, sinirler geriliyor. Ama durun bir dakika! Birinin peşinde olan kiralık katil de aynı mekandadır. Acaba kimin peşinde? Seyirci artık seyirci değil, olayın tam ortasında! Bakalım seyirci gizemi çözebilecek mi? İyi olan kazanacak! 
 
 
Topluluğun diğer oyunu "Şirket"te ise seyirciler büyük bir holdingin 50. yıl kutlama yemeğine konuk oluyorlar. Yanı başlarında işlenen bir cinayete tanık olduktan sonra gece boyunca “Kim kimi kandırıyor?”, “Kim kiminle birlikte?”, “Peki katil kim?” sorularına yanıtlar arıyorlar. 
 
Altıdan Sonra Tiyatro 
 
 

O.B.E.B. (Ortak Bölenlerin En Büyüğü)

 
Yazan-Yöneten, Işık tasarım: Yiğit Sertdemir, Kostüm ve Sahne Tasarımı: Gamze Kuş, Özgün Müzik ve Efekt Tasarım: Erhan Yürük, Oynayanlar: Aslı Can Kortan, ErkanKortan, Gülhan Kadim, Seda Özen Yürük, Selin Girit, Yiğit Sertdemir
Oyun; 1970'li yıllarda bir psikolog ve yardımcısı tarafından, birbirinden farklı dört kadının psikodrama yöntemiyle, 'merkezce' belirlenen hedeflere yönlendirilmesini anlatan,'komplo teorisi' üzerine kurulmuş bir komedidir.
 
 
Yazan:Yiğit Serdemir, Yöneten: Yaman Ömer Erzurumlu, Dekor-Kostüm Tasarımı:Aslı Can Kortan, Işık Tasarımı:İsmail Sağır, Teknik Tasarım:İhsan Dehmen, Oynayanlar: Gülhan Kadim, Yiğit Sertdemir
 
Oyun, bir çağrı merkezinde geçiyor. “Hatırlatma Merkezi”nin şikayet bölümünde, biri uzun zamandır çalışan, diğeri yeni işe başlayan iki kişinin gece vardiyası sırasında, çağrı sisteminde işler karışır. Buldukları çözümler ve cevaplar; gerilim ve mizahın iç içe geçtiği yüksek tempolu bir gece sonunda, onları çarpıcı bir gerçeğe ulaştırır.
 
Mask-Kara
 
 

Ev Yapımı

‘Ev Yapımı', sosyo-ekonomik olarak üst-orta sınıfa ait 'Seda', 'Müge' ve 'Zahide' aracılığıyla Cumartesi Anneleri’nin kayıp çocuklarını, kadın cinayetlerini, emekçi kadının sömürüsünü ve tüm bunlara sessiz kalmaktan duyulan utancı hikâye ediniyor.
'Ev Yapımı', 'Annelik gerçekten kutsal mıdır? Eğer kutsalsa sadece kendi çocuğuna yetecek sevgiye, şefkate, merhamete annelik denilir mi? Yoksa bazı anneler kutsal değil midir? Cennet annelerin ayakları altındaysa çocuğunun kemiklerini arayanlara ne vaat edilir? Çenelerin kapanması vicdanları susturmaya yeter mi? Vicdan banka mevduatına, tapu sayısına, pasaporttaki damga sayısına inat yine de sızlar mı?, O çocukların kayıp kemikleri kayıp vicdanlara batar mı?, O çocuklar sizin çocuklarınız olabilir mi?' soruları üzerine kurulu hikâyesiyle seyirci karşısına çıkıyor. Her şeye sahip olan ancak kendi hayatlarına sahip olamayan yani ailesine ‘mâl/mal’ olan bu kadınların ev yapımı eylemlerle insan olma/insan kalma çabaları oldukça traji-komik, şok edici ve ne yazık ki bir o kadar da tanıdıktır. Yıllardır çocuklarının kemiklerini arayan anneler sokaktayken lüks villalarda, yüksek rezidanslarda hatta korunaklı sitelerin konaklarında dahi temiz aşkların, masum anneliklerin ve kutsal evliliklerin imkânsızlığına inananların çırpınışları…
 
Yazan: Şenay Tanrıvermiş, Yöneten:Hülya Karakaş, Dekor&Kostüm Tasarımı: Filiz Tarlabaşı, Müzik: Kaan Nuhoğlu, Koreografi: Ziver Armağan Açıl, Oynayanlar: Ebru Üstüntaş, Makbule Meyzinoğlu,Hülya Karakaş,Ayşenur Nuhoğlu, Mert İşcan.
 
Tiyatro P.A.S.
 

“Günışığına Mektup”

 
Geçtiğimiz yıl Alexander Gelman’ın “Bankta İki Kişi” oyunuyla seyircilerine merhaba diyen Tiyatro P.A.S. bu sezon Yusuf Dündar’ın “Günışığına Mektup”unu sahneye taşıyor.
Mayıs 2018’de Dramatik Yayınları etiketiyle raflardaki yerini alan ve kısa bir süre sonra ikinci baskısını yapan “Günışığına Mektup”un rejisör koltuğunda Caner Bilginer oturuyor. Oyundaki karakterlere ise Sevtap Çapan, Ece Bozkaya, Uğur Özbağı hayat veriyor.
 
Moda Sahnesi
 
 
Moda Sahnesi’nin bu sezon ilk oyunu “Kıyı.” Oyun savaş nedeniyle Batı’ya göç etmiş bir ailenin oğlunun babasını gömmek için onu memleketine getirişini anlatıyor. 
 
Yazan: Wajdi Mouawad, Çeviren: Ayberk Erkay, Yöneten: Kemal Aydoğan, Sahne tasarımı: Bengi Günay, Müzik direktörü: Ulaş Özdemir, Işık tasarımı: İrfan Varlı, Oynayanlar: Onur Ünsal, Uluç Esen, Caner Erdem, Mert Şişmanlar, Melek Ceylan, Barış Yurtsever, Çağla Buldak, Talha Kaya.
 
Tiyatro Tatavla
 
 

Bahar Noktası Opereti

 
Yazan: William Shakespeare, Uyarlayan: Can Yücel, Yöneten: Eraslan Sağlam, Koreografi: Özge Midilli, Beden çalışması: Aydan Akboğa, Koordinatör: Ertan Kılıç, Oynayanlar: Erhan Tuna, Ürüncan Keskin, Tuba Zehra Sağlam, Utku Çetin, Aydan Akboğa, Ayça Bildik, Murat Yılmaz, Murat Avni Yürekli, Ercan Ertan, Halil Zal, Yağmur Yılan, Mahir Egemen Ertürk.
 
 
Berat Günçıkan’ın “Cumartesi Anneleri” adlı röportaj kitabından yola çıkılarak oyunlaştırılan ve Metin Balay’ın yönettiği KüskünYüreklerinTürküsü  yine Tiyatro Tatavla’nın yapımı.
 
Şermola Performans
 
 
Selim Akgül yazdı, Berfin Zenderlioğlu yönetti. Nazmi Kırık/Nurullah Kaya, Özlem Taş, S.Ozan Aslan, Selim Akgül oynuyor.
 
 
 
Tiyatro Alesta
 
 

Beş Sevim Apartmanı

 
Yazan: Mine Söğüt, Uyarlayan&Yöneten: Orçun Uçal, Dramaturg: Nevra Ayşem Savaşçı, Koreograf: Sçil Demircan, Dekor tasarım: Oğuz Gülen, Işık tasarım: Mehmet Şerif Tozlu, Müzik: Özge Eyüpoğlu-Oğuz Gülen, Kostüm tasarım: Fatma Çıtakoğlu Nixon, Oynayanlar: Elif Sözer, Leman Aydın, Mehmet Şerif Tozlu, Nevra Ayşem Savaşçı, Oğuz Gülen, Orçun Ucal.
 
Mine Söğüt’ün “Beş Sevim Apartmanı” ya da tam adıyla “Beş Sevim Apartmanı, Rüya Tabirli Cinperi Yalanlar” adlı romanı, Cihangir’in Pürtelaş Mahallesi’nin “tuhaf” bir apartmanının ve bu binanın içinde yaşadığı düşünülen beş akıl hastası ile yine hasta bir psikiyatrın cinlerle ve perilerle yoğrulmuş hikâyesini aktarır. Orçun Ucal bu romanı sahneye uyarlarken başka bir yaklaşım getiriyor: “Rüyada tiyatro görmek iyi bir oyun izleyeceğinize işarettir. Rüyada tiyatro görülse de görülmese de Beş Sevim Apartmanı’nı izlemek iyiye işarettir. Onu izleyenin gönül gözü açılır. Dünya gözüyle Huri’siyle, Nuri’siyle tanışır.”