Milliyet Sanat
Milliyet Sanat »Yazarlar » Selin Gürel | Nedir bu komedinin çektiği?

Nedir bu komedinin çektiği?

31 Ekim 2012 - 07:10
Gelecek Altın Bamya Ödülleri’nde bolca adı geçecek bir film var vizyonda: Oğlum Bak Git. Türk sinemasındaki kadın temsilleri konusunda duyarlı olan herkesi bu filmi izlemeye davet ediyorum. Sarsılmak ve kendimize gelmek içinBazı filmlerin vahametinden habersiz yaşamak daha isabetli bir tercihtir belki, ama basın gösterimi yapılmadığı için hakkında sadece birkaç kısa yazı yazılan “Oğlum Bak Git” gibi bir filmin vizyonu kirletip sonra hasarsız bir şekilde yoluna devam etmesine göz yummak mümkün değil. 19 Ekim haftasında sinema salonlarının büyük bir kısmını “Çanakkale 1915” ile birlikte nüfusuna geçiren “Oğlum Bak Git”, aslında komik değil iç acıtan bir internet videosunun ani popülerliği sonrasında, ışık hızıyla çekilip bir umutla komedi izleyicisinin önüne sürülmüştü. Filmin genel komedi seviyesinden bahsedip, herkesin bildiğini tekrarlayacak değilim. Ancak şuursuz Türk komedi filmlerindeki kadın temsillerine katlanmanın artık çok büyük bir çaba gerektirdiğini önemle hatırlatmanın ihtiyacı içindeyim.

Yavuz Seçkin ve ekibi, düzeysiz bir
mizaha imza atıyor.
Üç günde yazılan senaryoların, müsamere tadındaki oyunculukların, perdeye yayıldıkça dayanılmaz bir hal alan abartılı mimiklerin, espri kelimesinin altında değerlendirilemeyecek tuhaf diyalogların hepsine alıştık diyelim. Bu tür filmlerin yüksek kopya sayılarıyla sinema zevkine ve hevesine ciddi zarar vermesine de göz yumalım. Hepsine tamam. Ama bu kadar müsamahadan sonra, yukarıdaki kriterleri birebir tutturan “Oğlum Bak Git” gibi bir filmde, kadın tiplemelerinin porno filmleri mumla aratır düzeyde olması gerçekten çok can sıkıcı olmaya başladı. Aklı başında hiçbir seyirci buna katlanmak zorunda değil. TV’de sıkça karşılaştığımız bu düzeysizliğin, elini kolunu sallaya sallaya sinemaya da dalmasına itiraz etmek zorundayız.

Filmin senaristi Şeyda Delibaşı, “İzleyici, bol kahkahanın yanı sıra sanırım güzel mesajlar da alacak” demiş bir röportajında. Bu sözleri söyleyen Delibaşı birçok rezaletin yanı sıra, özellikle doğum sancıları başlamış bir kadını öyle bir “mizansene” dahil ediyor ki, akıl sır erdirmek mümkün değil. Bu, tıpkı Sinan Çetin’in filmi “Çanakkale Çocukları”nın özellikle finalini izlediğinizde hissettiğinize benzer bir şey hissettiriyor. Herkesle paylaşmak istediğiniz bir şaşkınlık, hatta şok hali.

İşin tuhafı, nasılsa yedi yaşından büyük herkesin izleyebildiği bu tuhaf filmi komedi türü altında sunmak. Senarist Delibaşı, oyuncu Yavuz Seçkin ve yönetmen Kamil Çetin’in -en iyi ihtimalle- hep birlikte TV’deki düzeysiz skeç programlarından birine geçiş yapmasını dilerim. Ve elbette sinemayı, sinema izleyicisini, en çok da komediyi rahat bırakmalarını...