Milliyet Sanat
Milliyet Sanat »Yazarlar » Yavuz Hakan Tok | Farklılığa ihtiyaç var: Dev - "Akıl Tutulması"

Farklılığa ihtiyaç var: Dev - "Akıl Tutulması"

28 Nisan 2014 - 11:04 | Baran Bayraktar ve Kaan Metin, Dev'in üyeleri.
Albümdeki 9 şarkıyı ardı ardına dinlediğinizde, aklınızda kalan 9 şarkı uzunluğunda bir tek şarkı oluyor

Bir lise grubu olarak müzik yolculuğuna başlayan Dev, Baran Bayraktar ve Kaan Metin’den oluşan bugünkü kadrosuyla ilk teklisini 2013 yılında yayımlamıştı. “Dans Et” adlı şarkının üç farklı versiyonla yer aldığı bu tekli, Gezi direnişine gönderme yapan klibiyle dikkat çekti. Grubun ilk albümü “Akıl Tutulması” ise geçtiğimiz günlerde Universal/Taksim Edisyon etiketiyle piyasaya sürüldü.

 

Doğrusu bu ya, Dev bu zamanda yeni bir grubun kolay kolay altından kalkamayacağı türden, şaşaalı ve belli ki pahalı bir “merhaba” dedi müzik piyasasına. Albüm DVD kutusu boyutlarında bir ambalajla yayımlandı. Bu ambalajın içinde kitapçığın yanı sıra, bir “sticker” ve bir de takvim/poster yer alıyordu. Albümün promosyon paketi ise (“kolisi” demek daha doğru aslında) “CD” ve 33’lük plak baskısı ile birlikte, bir de nostaljik görünümlü pikap (plakçalar) içeriyordu.

 

Bununla da kalınmadı. Blue Jean dergisinin Mart 2014 sayısında, albümden iki şarkının yer aldığı özel baskı bir “CD” okuyuculara hediye edildi. Neresinden baksanız iddialı bir tanıtım faaliyeti. Keşke her yeni grup/şarkıcının imkanı ya da desteği olsa da böyle şeyler yapabilse… Ama gelin görün ki son kertede satışı ya da tanınırlığı, sevilirliği sağlayan yaptığınız müzik ve şarkılarınız oluyor. Öyle ki bazen “CD” baskısı bile yapılmamış bir albüm alıp yürüyebiliyor. Bu işin bilinen bir formülü yok. Olsaydı, hayat hem müzisyenler, hem de müzik yazarları için daha kolay olurdu zaten.

 

Albümde 9 şarkı ve 4 de farklı versiyon var. Şarkı sözlerinin tamamını Baran Bayraktar yazmış, besteleri Bayraktar ve Kaan Metin birlikte yapmışlar. Albümün prodüktörlüğünü ise Demir Demirkan üstlenmiş. Elbette bir solist ve bir gitaristten oluşan bir grup, hem albüm kayıtlarında hem de sahnede başka müzisyenlerden de destek almak durumunda. Nitekim bu albümde de davulu Mert Alkaya, klavyeyi Ozan Yılmaz, bas gitarı ise Gürkan Bozacı çalmış. Solist sesinin ön planda olduğu, buna karşın enstrümanların da temiz ve net duyulduğu kayıtlar ve “mix” Erim Arkman ve Barış Erduran tarafından yapılmış.

 

Buraya kadar her şey iyi, hoş. Ancak albümdeki 9 şarkıyı ardı ardına dinlediğinizde, aklınızda kalan 9 şarkı uzunluğunda bir tek şarkı oluyor. Çünkü şarkı sözleri ve özellikle de melodiler bir kaç ana temanın etrafında dönüp duruyor. Haliyle şarkılar birbirine çok benziyor. Mesela albümde ardı ardına yer alan “Özür Dile” ile “Kaybettim Kendini”yi ara vermeden söyleseler/çalsalar, iki ayrı şarkı olduklarını fark edemeyebilirsiniz. Bu durum grubun bundan sonraki kariyeri için öncelikle aşması gereken ciddi bir handikap.

 

Albümdeki 9 şarkının ve “Zor” adlı şarkının akustik düzenlemesinin ardından ise bir anda başka bir şey oluyor ve ortam bir anda “club” atmosferine dönüşüyor. “Sesler”, “Sonun Başlangıcı” ve “Dev” için yapılan “remix”ler bildiğiniz elektronik dans müziği formunda çünkü. Olmamış mı? Olmuş. Hatta belki de şarkıların orijinal versiyonlarından (kendi türünün ebedi içerisinde) daha iyi olmuş bile denilebilir. Tam da “ağlak rock” tartışması vesilesiyle memleket “rock” müzik icracı ve dinleyicileri cephesinde faşizan cümlelerin havalarda uçuştuğu şu günlerde, Dev’i cesaretinden ötürü tebrik bile edebilirim kendi adıma.

 

Mustafa Seven tarafından çekilmiş fotoğraflar ve Alkan Gözar’ın grafik tasarımı, albümün içeriğine ve ambalajına çok uygun bir konsept yakalamış. Tek başına bu bile albümün rafta “ben buradayım” demesini sağlayacak güçte. Ancak müzikal içeriğin henüz o derece iddialı olmadığı da bir gerçek. Yine de bekleyip grubun bundan sonra neler yapacağını görmek/duymak lazım.