Milliyet Sanat
Milliyet Sanat »Yazarlar » Yavuz Hakan Tok | Gökcan Sanlıman - "Soğuk Temmuz"

Gökcan Sanlıman - "Soğuk Temmuz"

28 Ocak 2013 - 09:01
Umarız Sanlıman'ın hem şarkı yazarlığında hem de şarkıcılık tekniğinde, şimdilik ticari bir avantaj gibi gözüken Teoman etkisi giderek azalacaktır
2010 yılında nostaljik yabancı şarkıları yeniden seslendirdiği bir albümle müzik dünyasına adım atan Gökcan Sanlıman, ikinci albümünü geçtiğimiz günlerde yayımladı. Avrupa Müzik etiketiyle piyasaya çıkan albüm “Soğuk Temmuz” adını taşıyor.

Albümde 10 şarkı var ve tamamının söz ve müzikleri Gökcan Sanlıman’a ait. Düzenlemeleri Noyan Erdal’ın yaptığı albümün prodüktörü ise Teoman. Zaten albümü dinlemeye başladığınızda daha ilk şarkıdan itibaren belirgin bir Teoman etkisi hissediyorsunuz ama bu Teoman’ın prodüktör olmasından ziyade, Gökcan Sanlıman’ın annesi Funda Sanlıman’ın menajerliğini yapması nedeniyle Teoman’ın yıllardır ailenin içinde olmasının etkisi imiş. Gökcan Sanlıman bu benzeyişten gocunmadığını da söylüyor.

Henüz yolun çok başında bir müzisyeni Teoman’la kıyaslamak elbette haksızlık olur. Buna karşın ‘80’li yılların meşhur “Anılar 9” kasetini hatırlatan, çok bildik ve bu yüzden çok baskın şarkıların söyleyenin adını neredeyse görünmez kıldığı ilk albümü ile kıyaslandığında Sanlıman’ın aslında ilk adımı bu albümle attığını söylemek yanlış olmaz. Çünkü öncelikle şarkı yazarı olarak da adından söz ettirmeyi amaçlayan ve şarkılarını verecek kimse bulmayınca şarkı söylemeye başladığını itiraf etmekten de çekinmeyen Gökcan Sanlıman, bu albümle amacına ulaşacak gibi gözüküyor.

Her şeyiyle tipik bir Teoman şarkısı gibi dinlenilebilecek “Mutlu Yollara” albümün önemli kozlarından biri. Hemen ardından gelen “Soğuk Temmuz”, “Serseri Kalp” ve “Nasıl İstersen Öyle Olsun” da pop dozu yüksek “rock” şarkılarını sevenleri memnun edecek türden. Albümün bundan sonrasındaki altı şarkı ise daha eğlenceli, daha hafif ve bununla birlikte daha zayıf duruyor. Bir dönem internette çok popüler olan o meşhur “idare edemem anne” videosuna gönderme yapan “Ayşe”, bu demode gönderme olmasaymış ve Ayşe’ye (ya da herhangi bir isme) hitap etmeseymiş çok daha sevimli bir şarkı olabilirmiş. “Hayrola”nın sözleri ise hayli sıradan bir ‘giydirmeli’ pop şarkısı düzeyinde.

Bununla birlikte albümdeki şarkıların, ilk dinleyişte dile takılan melodik yapıları ile dinleyiciyi kolay tavlayacağı da ortada. Sanlıman’ın müziği için kullanılabilecek “easy listening” nitelemesine sade ve özenli düzenlemelerin de büyük katkı sağladığı söylenebilir. Buradan bakarsak, önümüzdeki süreçte bahis konusu altı şarkı arasında kalan “Ayşe” ve “Öp de Geçsin”in Gökcan Sanlıman adının duyulmasında diğer şarkılardan daha fazla işe yaradığını görmek şaşırtıcı olmayacak.

Cem Talu tarafından çekilen ön ve arka kapak fotoğraflarının da işaret ettiği üzere, çoğunlukla ferah, aydınlık, hatta yer yer de gülümseten şarkılar yazmış ve söylemiş Gökcan Sanlıman. Bu yanıyla da şarkılarında ağlayan, sızlayan, sürekli mutsuz türdaşlarından bir adım öne geçiyor.

Hem şarkı yazarlığında hem de şarkıcılık tekniğinde, şimdilik ticari bir avantaj gibi gözüken Teoman etkisi umarım ki giderek azalacaktır. Kendi yolunu bulduğunda adını daha belirgin kılacağını ve bundan sonra daha fazlasını/iyisini yapabileceğini bu albümle vaat ediyor çünkü.