Milliyet Sanat
Milliyet Sanat »Yazarlar » Yavuz Hakan Tok | Kusursuz bir ilk albüm Miya - "Uzaklaşmalıyım"

Kusursuz bir ilk albüm Miya - "Uzaklaşmalıyım"

29 Temmuz 2013 - 09:07
Blues, pop-caz, elektronik pop müzik sevenlerin bu albümü bir parça daha çabuk benimseyeceğini düşünüyorum. Bir de Ortaçgil sevenlerinOkullu değil, alaylı bir oyuncu ve müzisyen Ayça Zeynep Aydın. Reklam filmleri ve birkaç televizyon dizisi sonrası, kendini bildi bileli yazdığı şarkıları bir albümle dinleyiciye sunmaya karar vermiş. Murat Matthew Erdem’le birlikte çalışmaya başlamış ve bu süreçte Tarkan ve Özkan Uğur’dan da destek görmüş. Albüm tamamlandığında Ayça Zeynep Aydın Japoncada “iyiye, güzele doğru giden”, Arapçada ise “yüzde yüz” anlamına gelen Miya adını almış. Miya’nın ilk albümü “Uzaklaşmalıyım”, geçtiğimiz günlerde Sony Müzik etiketiyle yayımlandı.

Yakın bir zamanda yazdıklarımı çürütmek pahasına kabul etmeliyim ki, enine boyuna bir müzik deneyimi edinmemiş, bugüne dek şu veya bu şekilde müzik sektörünün içinde dirsek çürütmemiş bir isim olmasına karşın, Miya son derece profesyonel bir ilk albümle karşımıza çıkıyor. Bu her bakımdan böyle… Hem çok iyi bir şarkı yazarı ve şarkıcıyla tanışıyor, hem de gerek müzikal, gerekse teknik açıdan standartların epeyce üzerinde bir albüm dinliyoruz çünkü. Şaşırtıcı derecede iyi, hatta kusursuz.

Albümde tamamı Miya tarafından yazılmış 10 şarkı var. Murat Matthew Erdem bu şarkılardan birinin sözlerine, bir diğerinin ise müziğine katkıda bulunmuş. Erdem ayrıca 9 şarkının da düzenlemesine imza atmış (iki şarkıda Miya ile ortak.) Albümde bir de Gürsel Çelik düzenlemesi var.

Son birkaç yıldır giderek artan sayıda alternatif müzik albümü dinliyoruz. Bunların içinde Mabel Matiz gibi ana akım tekelini kırabilenler de var ama genellikle bu tür albümler büyük dinleyici kitleleriyle buluşamıyor. Bunda sektörün cilveleri kadar etkisi olan bir diğer unsur da alternatif müzik icra edenlerin “farklı olma” çabasındaki ayar kaçıklığı. Mesela ben Türkçe alternatif müzikte kelimeleri darmadağın etmeden, harfleri sağa sola çekiştirip durmadan telaffuz eden az sayıda şarkıcı ismi sayabilirim. Miya öncelikle bunun dersini veriyor. Hem duygusunun, hem de tekniğinin hakkını vererek, doğru dürüst şarkı söyleyerek de alternatif müzik yapılabiliyor işte pekala. Şarkı sözleri de ona keza. Yersiz aforizmalar, muğlak metaforlar yerine gayet anlaşılabilir cümlelerle derdini anlatıyor Miya. Üstelik bunu gayet suya sabuna dokunarak yapıyor. Kırıldığı, içine kapandığı satırlar da var şarkılarında, karşı durduğu, direndiği, eleştirdiği satırlar da. Hepsi samimi ve sahici geliyor kulağa. Üstelik şarkılar bir alternatif müzik klişesi olarak tek melodinin peşine takılıp giden cinsten değil; aksine, çıplak sesle de, düzenlemesiz de söylense kulağa yer edecek, ıslıkla çalınabilecek (böyle bir kriter var evet) besteler.

Albümde en çok “Biri Var”a bayıldığımı söylemeliyim. Son zamanlarda dinlediğim en iyi şarkı desem sanırım abartılı olmaz. Yaşadığı şehre sığamayan herkese dert ortağı olacak “Uzaklaşmalıyım”, ve aşkın saf halini açığa çıkaran “Aslında” da diğer favorilerim. “Büyüme”nin ve “Dünya”nın hakkını da yemek istemem. Aslına bakarsanız her bir şarkı o kadar sağlam duruyor ki yerinde, birini çekip öne çıkarsanız, diğerine haksızlık olur. Ağzınızın tadı bir an bile kaçmadan bir bütün olarak dinlemekten sıkılmayacağınız bir albüm desem galiba en doğru tanımı yapmış olurum. “Blues”, pop-caz, elektronik pop müzik sevenlerin bu albümü bir parça daha çabuk benimseyeceğini düşünüyorum. Bir de Ortaçgil sevenlerin. Laf aramızda, yıllardır nice isme yakıştırılan “dişi Ortaçgil” tanımlaması üzerine bu albümden sonra bir iyice düşünmemiz lazım. Özellikle de “Büyüme”yi dinledikten sonra.

Albüm kitapçığını süsleyen ve her bir şarkının hikâyesini kelimenin tam anlamıyla “resmeden” Ergün Gündüz çizimleri kartonetin nasıl albümün olmazsa olmaz bir parçası haline getirilebileceğine dair az bulunur bir örnek. Bu kıymetin dijital satışta bir karşılığı yok, onu da hatırlatayım.