Milliyet Sanat
Milliyet Sanat »Yazarlar » Yavuz Hakan Tok | Olmasa da olacak tek şarkı yok: Yaşar - "Şehir Yalnızlığı"

Olmasa da olacak tek şarkı yok: Yaşar - "Şehir Yalnızlığı"

04 Temmuz 2017 - 05:07
Ritmin değil müziğin başrolde olduğu düzenlemeler, şairane ve kalbe samimiyetle dokunan şarkı sözleri, melodisi zengin besteler ve tüm bunların hakkını sonuna kadar veren bir ses, bir solist
Hani bazen “Ah nerede o ‘70’lerdeki ya da ne bileyim ‘90’lardaki albümler?” filan diye soruyor ve hayıflanıyoruz ya… Sonra da bir bir saymaya başlıyoruz özlediğimiz albümleri… Hah işte bundan bir yirmi otuz yıl sonra aynı cümleleri kuranların sayacağı albümler arasında “Şehir Yalnızlığı”nın adı mutlaka geçecektir, bana güvenin.
 
“Şehir Yalnızlığı”, Yaşar’ın geçtiğimiz günlerde Seyhan Müzik etiketiyle piyasaya çıkan yeni albümü. Belki günün alaca bulaca (ne de olsa popta iddiaların havada uçuştuğu bir yaz mevsimindeyiz yine) popüler müzik gündeminde yeterince kendini gösteremeyecek, liste başlarını parselleyemeyecek, satış rekorlarına imza atmayacak, içindeki şarkılar kulüplere, plajlara düşmeyecek ama değeri, kıymeti zamanla anlaşılacak ve bir erken klasiğe dönüşecek yeni Yaşar albümü.
 
Yaşar başından beri bizi hiç yanıltmadı, her satın aldığımız, dinlediğimiz albümünde birden fazla sevecek, bağrımıza basacak şarkı bulduk, bu bir sır değil. Bu yeni albüm biraz gecikmeli yayımlanmış olsa da çıktığı gün kullandığımız dijital platforma girip “indir”e basmakta ya da müzik market rafından bir CD kapmakta tereddüt etmeyeceğimiz de aşikârdı bu yüzden. Ama bu albüm bildik Yaşar albümlerinden farklı bir kadroyla kotarılmıştı ki işte bu bilgi bir soru işareti idi. Albümde tam sekiz şarkıda Murat Güneş imzası vardı. Düzenlemeler ise Mehmethan Dişbudak tarafından yapılmıştı bu defa. Bu radikal değişiklik ya olumlu ya da olumsuz bir biçimde şekillendirmiş olabilirdi yeni Yaşar albümünü. Bunu dinlemeden öngörmek mümkün değildi.
 
 
Henüz dinlemediyseniz baştan söyleyeyim; Yaşar daha önce hiç çalışmadığı bir aranjör ve besteci ile çalışırken dahi Yaşar kalabilmiş ve hatta ‘90’lardaki o ilk Yaşar tazeliğini, heyecanını bugüne taşıyabilmiş bu albümde. Tabii Murat Güneş ve Mehmethan Dişbudak, Yaşar matematiğini ve de duygusunu çok iyi tanımış ve samimiyetle içselleştirmiş olmasalardı bu paragrafın ilk cümlesi bir gerçeği yansıtmayabilirdi. Sözün özü doğru kişiler, doğru yerde, doğru zamanda bir araya gelmiş ve bir Yaşar başyapıtı çıkarmışlar ortaya. Bize de “3 doğru” formülünün her zaman işe yaradığına bir kez daha şahit olmak düşmüş.
 
En hareketli şarkıda bile hiç gürültüye patırtıya mahal vermeyen, ritmin değil müziğin başrolde olduğu düzenlemeler, incelikli, (Yaşar müziğinin bir olmazsa olmazı olarak) şairane ve kalbe samimiyetle dokunan şarkı sözleri, melodi fakiri güncel Türkçe popa ağzının payını verircesine melodisi zengin besteler ve tüm bunların hakkını sonuna kadar veren bir ses, bir solist. “Şehir Yalnızlığı” albümünü özetlemek için bundan daha kısa bir cümle kurulabilir mi bilmiyorum.
 
 
“Şu şarkı olmasa da olurmuş,” diyeceğiniz bir tek şarkının bile olmadığı, kolay kolay bir albümü baştan sona dinleyemediğimiz, dinlemeye zaman ayıramadığımız şu zamanda, kasetin arka yüzünü çevirip “play” tuşuna bir kez daha basar gibi tekrar tekrar dinleyebileceğiniz bir albüm. Hatta bazı şarkıları, mesela “Şehir Yalnızlığı”nı başa sardıra sardıra dinlemeniz de mümkün olurdu eğer bu albüm kasete basılmış olsaydı.
 
Aslında haksızlık olur bu albümden şu veya bu şarkıya vurgu yapmak. Ancak illa ki favori göstermek gerekirse “Şehir Yalnızlığı”na, “Nara”ya ve “Markiz”e öncelik verebilirim.
 
Zeynel Abidin Ağgül ve Adem Keser’in fotoğrafları, Orhan Tatlıcı’nın ön kapak tasarımı ve Özlem Semiz’in grafik tasarımı ile hazırlanmış kartonetle satışa sunulan albüm, yaza kışa, bahara, sonbahara endekslemeden dinlenmeyi ve arşivlerde baş köşeye konulmayı hak ediyor.