25 Ocak 2013 - 01:01Pınar Selek’in başına gelen, sizin de başınıza geldi
Yazının başına oturdum.
Sanki zihnim boşaldı, hiçbir şey gelmiyor aklıma.
Tek bir kişiyi düşünüyorum.
Pınar Selek’i…

İnatla, hukuksuzlukla, hoyratlıkla cezalandırılan Pınar’ı.
Adalet değil ceza dağıtan bir sistemde yıllardır eziyet çekiyor.
Biz de ona uzaktan destek veriyoruz.
Onunla seviniyoruz, onunla üzülüyoruz.
Ama o ceza yalnızca ona değiyor.
Duruşma salonunda titreyen dudaklarla çıksak, bütün gün onu konuşsak, öfkeli sözlerimizi twitter’a nakşetsek de… Bizim hayatımız devam ediyor.
Onunki duruyor.

24 Ocak 2013 günü, o iki sözcükle durdu onun hayatı: ağırlaştırılmış müebbet.
Ne dedi Pınar?
“Bir yakınım ölmüş gibiyim”.
Ölen, onun özgürlüğü.
Hakları.
Şimdi temyize gidecek.
Eğer cezası onanırsa, kırmızı bültenle aranma ihtimali var.

Strasburg’da doktora yapıyor Pınar.
Daha önce de Berlin’de romanını yazdı.
Elinde tezinden metinlerle mi “yakalayacaklar” onu?
Zihninde yazılacak kitaplarla kolundan tutup dört duvar arasına mı tıkacaklar?
Olmayan bombanın bombacısı olarak, hayatını bir zindanda mı geçirecek?
Ve sonra bir ülke hayatına kaldığı yerden devam mı edecek?
Hiçbir şey olmamış gibi...



İstediğiniz kadar gömün kafanızı kuma.
İstediğiniz kadar umursamayın.
İstediğiniz kadar kapatın kulaklarınızı.
Bütün bunlar oldu.
Yalnızca Pınar Selek’e değil, bize de oldu.
Bizim de özgürlüğümüz yaralandı Pınar’la.
Bizim de haklarımız alındı elimizden.
Devlet bizi de sevmediğini, istemediğini, gerekirse başımıza türlü bela açacağını belli etti.
Yalnızca Pınar değil, biz de sıkışacağız o dört duvar arasına.
Bana olmaz demeyin.
Pınar Selek’in başına gelen, sizin de başınıza geldi.

Henüz farkında değilsiniz, o kadar…