Kadınların fısıltıyla, utangaçça dile getirdiği ya da dile getiremeyip bir sorun, bir eksiklik olarak yaşadığı deneyimleri kadınlar arası bir sohbetin sıcaklığı ve şeffaflığıyla sorguluyor Dilâra Gürcü.

Partnerimizi neden stalklıyoruz?

Kadınlar orgazmı neden talep edemiyorlar?

Kadın bedeninin haz noktaları nerelerde bulunuyor?

Annelik nedir? Neden annelik konusunda yarıştırılıyor ve kendimizi sürekli eksik hissediyoruz?

Kadının kendi bedeni üzerinde tasarruf hakkı ne demek?

Neden hep başkaları ne düşünür diye yaşıyoruz?

Kadın bedeni neden denetleniyor?

Regl bir hastalık, utanılacak bir durum mu?

Aramızda Kalmasın’da yazar, bu gibi sorularla kadınların mahremiyet alanını yırtıp özel olanın, mahrem olanın politik olduğunu, mahremiyetin kadınların hapishanesi haline getirildiğini vurguluyor. Kitap aynı zamanda, mahrem olmaya zorlandığı için psikolojik problemmiş gibi çözülmeye çalışılanların aslında sorun olmadığını da özenle gösteriyor.