Milliyet Sanat
Milliyet Sanat » Haberler » Diğer » ‘İki Şafak Arasında’ İtalya’da ödül aldı

‘İki Şafak Arasında’ İtalya’da ödül aldı

‘İki Şafak Arasında’ İtalya’da ödül aldı07 Aralık 2021 - 09:12
Selman Nacar’ın yazıp yönettiği ilk uzun metrajlı filmi “İki Şafak Arasında”, İtalya’daki 39. Torino Film Festivali'nde En İyi Film Ödülü’ne layık görüldü.

MÜJDE IŞIL

 

Dünya prömiyerini San Sebastian Film Festivali’nde yapan “İki Şafak Arasında”, Türkiye’de ilk kez Antalya Film Festivali’nde seyirciyle buluşmuştu. Antalya’da yarışan güçlü rakiplerinin yanında iddiasız görünen ama hem jürinin hem de seyircinin beğenisini kazanan yapım, festivalden Dr. Avni Tolunay Jüri Özel Ödülü, Cahide Sonku Ödülü, En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu (Nezaket Erden) ve En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu (Erdem Şenocak) ödülleri ile dönmüştü. Filme önemli bir ödül de yurt dışından geldi. Yapım, 39. Torino Film Festivali'nin ana yarışmasında En İyi Film seçildi.

39. Torino Film Festivali'nin yönetmen Ildikó Enyedi'nin başkanlığında, aktör Alessandro Gassmann, besteci Evgueni Galperine, dağıtım ve satış yöneticisi Isabel Ivars'tan oluşan jürisi, “İki Şafak Arasında”yı En İyi Film seçme gerekçesini şöyle açıkladı: "Olağanüstü yazma ve yönetmenlik becerileriyle inandırıcı bir hikâye anlatmayı başaran; güldüren, duygulandıran ve şaşırtan bir film. Akıllıca, ağırbaşlılıkla yönetilen ve yeni bir büyük yeteneği ortaya çıkaran, olgun bir film." Yönetmen ve senarist Selman Nacar ise sosyal medya hesabından “Ödülü Ildikó Enyedi'den almak ayrı bir mutluluk” diyerek sevincini dile getirdi.

“İki Şafak Arasında”, vicdan hesaplaşması yaşayan bir karakteri anlatıyor. Ağabeyiyle birlikte, babasından devraldıkları kumaş fabrikasını yöneten Kadir’in (Mücahit Koçak) hayatı, iş kazası sonrasında altüst olur. İhmal sonucu kaza geçiren işçiyi hastaneye götüren Kadir, bir yandan işçinin ailesi, bir yandan bu olayı örtbas etmeye çalışan kendi ailesi, bir yandan da evlenmek istediği kızın ailesine karşı nasıl tavır alacağını bilemez. “İki Şafak Arasında”nın Torino Film Festivali jürisinden aldığı En İyi Film Ödülü ve “olgun film” övgüsünü; mütedeyyin cenahtaki dinî ve ahlaki sorgulama üzerinden bir nevi gerilim hikâyesi anlatarak, toplumun katmanlarına ve sorunlarına dair getirdiği eleştirel yaklaşımla yorumlamak mümkün.