Milliyet Sanat
Milliyet Sanat » Haberler » Diğer » Pera’da iki uçlu imge-durum bozukluğu

Pera’da iki uçlu imge-durum bozukluğu

Pera’da iki uçlu imge-durum bozukluğu15 Mart 2024 - 09:03
İhsan Oturmak’ın son dönem resim ve yerleştirmeleri Pera’daki Alexandre Vallaury binasında yer alan Öktem & Aykut’ta. Diyarbakırlı sanatçı, 'Çift Başlı' isimli sergisi ile gündelik hayattaki olağan durumların gizlediği olağanüstü hallerin sosyal ve kültürel çarpıklıklarına gönderme yapıyor. Oturmak, eserlerinde gerçeklik ile kurgu arasındaki ‘iki uçlu imge-durum bozukluğu’nun altını çiziyor.
EVRİM ALTUĞ 
evrimaltug@gmail.com
 
İhsan Oturmak’ın (Diyarbakır, 1987) İstanbul Pera’daki tarihi Alexandre Vallaury Binası’nda yer alan Öktem & Aykut’ta açılan “Two Headed / Çift Başlı” isimli kişisel sergisi, 31 Mart’a dek izlenmeye devam ediyor. 
 
Oturmak’ın sergisinde galeri alanı merkezini, geç 1980’lerden ikibinler ve ilerisine bir popüler kültür unsuru haline gelmiş, beş vitesli Doğan model, 34 DKL 00 plakalı bir “Sarı Taksi” (Otonom Taksi, 2024, yerleştirme) meşgul ediyor. Ancak, kendi içine tıkalı, ‘arkalı önlü’ bu gıcır taşıt, galerideki tuvallerde tanıklık ettiğimiz pek çok sivil ve resmî taşıtın da mustarip olduğu, sergi adına da ilham kaynağı “İki Başlı” alenî bir tutarsızlığın öncül heykeli olarak, gündelik gerçeküstücü eyleminin tadını çıkarıyor. Cüret eden, taksinin içindeki yerini alıp galerideki eserlere göz gezdiriyor.
 
 
Sanatçının, galeri arka bölümüne yerleşik geç dönem videosunda da, yine başrolü anonim kırsalın ıssızlığı ortasına giderek saplanıp, silikleşmiş, koyu, leş gibi lüks bir ‘Resmî Hizmete Mahsus’ araç paylaşıyor. (Patinaj, 2022, video) Hareketli bir ‘izlenimci’ resim olarak tecrübe de edilebilecek, tıpkı Doğan taksi kadar dilsiz  - ama çığlık çığlığa - bu çalışma, iki uçlu bir ‘Millî / Coğrafya’ önermesi ile üzerinden geçmekte olan ‘Ulusal / Taşıt’ arasındaki sözde irtibatın kısırlığına dair, mahrem bir tanıklığın belgeseli olarak tecrübe edilebiliyor. 
 
Serginin bir diğer ‘İki Başlı’ durumunu izleyiciye kimliksiz bir kentin kavşağında sabırla bekleşen minibüs, otomobil, kamyon, otobüs ve ambulans silsilesi (Dörtyol, 2023, Tuval Üzerine Yağlıboya, 140 x 260 cm.) yaşatıyor. Bu oyuncaklı durum, insansız kompozisyonda başrolü üstlenen taşıtlarda birey duygusu uyandıran, adeta kornaların sustuğu, uyuşturulmuş bir sabır gösterisi olarak resmin geneline akıyor. Oturmak’ın ürettiği bu görsel, ‘pasif - eylem’in kendi içindeki iki uçluluğu,  izleyicide bir yandan da ‘şimdi kesin bir şeyler olacak’ gerilimini de doğuruyor.  
 
 
Bu ‘problem / çözüm’ resimde Oturmak, artık kanıksadığımız gündelik hakikati düpedüz ‘araç’sallaştırıp, ‘oyun’laştırarak, izleyiciden ‘durum’a en azından tanıklığı nezdinde müdahil olmasını ister bir provokasyonu da hınzırca üstleniyor. Bir müddet sonra -  kompozisyonun insansızlığının da verdiği cüretle - ressamın hediye ettiği bu ‘trafik kilidi’nin aslen olduğu gibi bırakılmış olduğu, tüm yolcu ve sürücülerin bu manzarayı terk etmiş olabilecekleri, bu otomobillerin kendi aralarında artık birer nesne değil, özne gibi ‘takıldıkları’ duygusu bile, içimizden geçebiliyor.  
 
İhsan Oturmak’ın resimlerinde figür ister birey isterse taşıt olsun, içine düştüğü yazgı adına ‘temsiliyet / teslimiyet’ halinin iki uçluluğunu tecrübe ediyor. Sergideki -  ruhen ve fiziksel düzeyde öncü - ‘figüratif kompozisyon’da ise (Senkron Kayması, 2023, 190 x 300 cm. Tuval Üzeri Yağlı Boya) izleyici evvelâ, solunda aralık kapı - ve dünyanın geri kalanına - tümü sırtı dönük, yaklaşık 40 çocuğu fark ediyor. Yanlarına gidiyor. Oyuna sessizce katılmak istiyor. Ardından bu çocukların, pür dikkat kesildikleri boş bir mobilya haznesine yerleşik, iki küçük, ikiz, renkli TV ekranında kilitlendiği iki ‘Haber Bülteni’nin paralel evrenine çarpıyor. 
 
 
Durum tıpkı rüyâların bencil iktidarındaki gibi: Oturmak’ın bu psiko - manyetik çalışmasında izleyici, biraz da kendi rızası ile maruz kaldığı ‘Olağanüstü Hal’in içinden ‘gıkı çıksa’ kaçabileceğini biliyor. Ancak resmin merkezindeki TV bültenine kilitlenmiş onlarca küçük insanın hem uslu, hem itaatkâr, hem de inandırıcı sessizliği, resmin de, izleyicinin de baştan çıkmasına yetiyor. Saçma, gerçeklikten aldığı cereyanda akıl ve algıyı art arda hapşırtıyor.
 
Sanatçının Öktem & Aykut’ta sunduğu bir diğer ‘taze’ seride ise, özel ve kamusal alanın, fiziki ve beşerî haritaların birbiriyle sermaye ile iktidar hırsı adına yumurta gibi tokuşturulup, izleyicinin bünyesinde kırıldığı ‘tapu ve kadastro’ promosyon - portreleri öne çıkıyor. 
 
Resmî ve özel kurumlarca kişi ve kişilere kapitalin izin verdiği seviyede önerilen, sanatçının yaşadığı topraklara da göndermede bulunduğu, kimi alanı kırmızıyla işaretlenmiş, bu gizemli ‘uydu’ tuvaller (‘Arzunun Koordinatları’ ve ‘İsimsiz’ resim serisi, 2023) yaşamın hepimize vadettiğini umduğumuz mülkiyet, huzur, değer, emniyet, konfor gibi gereksinimlerin sahiciliğine vurgu yapıyor. 
 
Ama aynı çalışmalar, tam da bu unsurların ‘Çift Başlı’ yankısı olarak rant, yabancılaşma, toprak kavgası, gönüllü mahpusluk ve nitelikli gecekondular da denebilecek kimi toplu konutlarda vaat edilen sözde yaşam kalitesi gibi sarsıntılı mevzulara da, hele ki bu afetler yurdunda bir kez daha tepeden, ibretle bakmamıza, ‘hayat’ın düzeyini yerden göğe kadar sorgulayabilmemize vesile oluyor.  
 
Sergisinde ayrıca 2023 tarihli “İstif” isimli videosuna da yer veren Oturmak, bu çalışmasında ise günümüz işgal, güvenlik, barış, savaş ve emniyet hallerinin ürettiği iki uçlu dengesizliklerden kaynaklı kişisel ve kitlesel insan çaresizliklerine, bir apartman gözetim kamerasıyla vurguda bulunarak, aslen birbirimizi, yine birbirimize ne kadar gönüllü seviyelerle gardiyan, mahpus veya aynı anda şüpheli kıldığımızı, yine sessiz bir itaatkârlık efekti ile vurguluyor.  
 
“Çift Başlı” sergisi ile sanatçı bir bakıma, ‘İki Uçlu İmge-durum Bozukluğu’ndan mustarip bütün bu imgeleri üzerinden, dengesiz, samimiyetsiz hayattan cımbızladığı tüm bu çarpık algılar üzerinden deneyimlediği sözde gerçeklik hali ile işte tam da onun ağzıyla ve hak ettiği kadar ‘ileri-geri’ konuşuyor. 
 
Belli bir an, dünyanın saçmalığı adına sizi kahkaha krizine sokabilecek bu yapıtlar, başka bir anda size yaşattıkları dobralığın farkındalığı sebebiyle aynı dünyayı adeta zindan edebiliyor. 
 
 
İhsan Oturmak kimdir?
 
1987 yılında Diyarbakır'da doğan İhsan Oturmak, 2012 yılında Marmara Üniversitesi Resim-İş Öğretmenliği Bölümü'nden mezun oldu. Oturmak, 2013 yılında İstanbul Kültür Sanat Vakfı'nın (İKSV) bursuyla Paris'teki Cité Internationale des Arts'ta sanatçı rezidans programına katıldı. Eserleri İstanbul Tasarım Bienali, (2012); Espace Culturel Louis Vuitton, Paris, (2013); Taipei Dünya Ticaret Merkezi, Tayvan, (2013); Akbank Sanat, İstanbul, (2014) gibi uluslararası kurum ve sanat etkinliklerinde sergilendi; Midilli Belediye Sanat Galerisi-Halim Bey Konağı, Midilli, (2016); Elgiz Müzesi, İstanbul, (2017); Kasa Galeri, İstanbul, (2017); Royal Academy, Londra, (2017); Mardin Bienali, (2018); Wienwoche, Viyana, (2018); Galata Rum Okulu, İstanbul, (2019) ve Kunstraum Innsbruck, (2020). Çalışmalarının solo sunumları Karavil Contemporary Londra (2015) ve Depo, İstanbul (2016) tarafından düzenlenmiştir. Son olarak Çanakkale Bienali'nde, Odunpazarı Modern Müze'de "Arkana Bakma, Geçmiş Derin" (2021) ve Zürih'te Peter Kilchmann galerisinde "Resimde Dört Pozisyon" (2022) sergilerinde eserleri sergilendi. İki Başlı'dan (2024) önceki tek kişilik sergisi "Açık Stratejiler Serisi" 2019'da Öktem Aykut'ta gösterildi. Öktem Aykut, 2021 yılında İhsan Oturmak'ı Liste Basel'de tek kişilik bir sunumla ağırladı.