Geçen nisan ayında kaybettiğimiz Nobel ödüllü Alman yazar Günter Grass'ın "Kurbağa Güncesi", 1989 Avrupası'nda Doğu ve Batı Almanya'nın birleşmesi ve Körfez Savaşı gibi olayların merkezinde yaşanan bir aşk hikayesinin ekseninde dönyor.

 

 

Kitabın baş karakterleri Alexander ve Alexandra, bir çiçekçinin önünde birbirlerine âşık oluverirler. Alexandra'nın anne - babasının mezarını ziyaret etmeye giden ikilinin bu sırada aklına bir fikir gelir. İnsanların yaşadıkları yerlerden edilmesiyle ilgili bir düşünceden yola çıkan çift, bunu ticari bir fikre dönüştürür.

 

Sürgünde ölen isanların topraklarında gömülmesi gerektiğini savunan Alexander ve Alexandra, “Alman-Polonya-Litvanya Barış Mezarlığı” adlı bir şirket kurarlar. Bu sayede, sürgündeki insanlarla iletişime geçip hasretini çektikleri topraklara gömülmeleri sağlanacaktır.

 

Alexander ve Alexandra'nın umduklarının üstünde finansal bir başarı kazanan bu şirket, Günter Grass'ın ironisidir aslında. Onun gözünde barış, ancak ölümden sonra gelir ve insanlar da bu şirket sayesinde, barış içinde topraklarında sonsuz uykusana dalabilir.