Milliyet Sanat
Milliyet Sanat » Haberler » Plastik Sanatlar » 'Gitmek mi zor kalmak mı?'

'Gitmek mi zor kalmak mı?'

'Gitmek mi zor kalmak mı?'07 Kasım 2017 - 10:11
İstanbul Bienali kapılarını kapatmaya hazırlanırken bienal kapsamında video çalışmaları İstanbul Modern'de ve Midilli Adası'nda gösterilen Volkan Aslan, "İnsanlar çeşitli nedenlerden yer değiştirmek zorunda bırakılıyor" diyor
FİSUN YALÇINKAYA
 
15. İstanbul Bienali son günlerine girdi. Bienali görmek isteyenlerin 12 Kasım'a dek ellerini çabuk tutmaları gerek. Biz de bienal kapsamında Volkan Arslan'ın İstanbul Modern'de ve komşu etkinlikler kapsamında Midilli Adası'nda gösterilen 'Evim Evim Güzel Evim' adlı video eserini konuştuk.
 
Göçün hayatın içinde olduğu, mülteciler dışında da çok insanın göç etmekte olduğu bir zamanda, evi nasıl taşıyabiliriz sorusu üzerine gittiğini düşündüm videonun. Siz nasıl bir noktadan yola çıktınız?
 
Güzel bir okuma bu. Tam da öyle bir ruh halinden çıktı bu video, etrafımdaki birçok insan gidiyor. Gitmek mi zor kalmak mı, karar veremiyorsun. Gidiyorsak da nereye gidiyoruz, yanımıza ne alırız… Bunları düşünerek hareket ettim. Sadece Türkiye’de değil tüm dünyada insanlar sosyal, politik, ekonomik, domestik vs. nedenlerden dolayı yer değiştirmek zorunda bırakılıyor. Tam da bunlar üzerinden gitmek meselesi zor geliyor bana, varmak değil. Burada izleyici İstanbul Boğazı’nda oturmuş teknenin geçişini izliyor gibi bir akış var. Bu süre de zaten yaklaşık yedi dakika. Videonun süresi de ona yakın zaten. Biz bir gidişe şahitlik ediyoruz. Bizim yeni 'manzaramız'a.
 
Volkan Aslan.
 
Boğaz’ı seçmenizin sebebi neydi?
 
Bir geçiş yeri olması bakımından seçtim. Bir şehrin içinden geçip gitmek. İstanbul Boğazı’nı öne çıkarmak gibi bir derdim yoktu. Bu yüzden örneğin Kız Kulesi, köprü gibi bilindik yapılar görünmüyor. Yeşillik var, binalar var. Biz İstanbul’da yaşayanlar biliyoruz, ama başkası için hemen tanınacak şekilde durmuyor. Bir de bu göç hikâyesini kurgularken can yeleği, şişme bot görmekten çok sıkıldım. Bütün bu ajitasyonları atmak istedim.
 
Videonun bienale dâhil oluş süreci nasıl gelişti?
 
Elmgreen&Dragset atölyeme ilk kez geldiğinde bu projenin sadece bir metni ve eskizi vardı. Bu videodan bahsettim onlara. Bana "Bienalin başlığını biliyor musun?" diye sordular. Bilmiyordum. 'İyi bir komşu' dediler. Çok güzel oldu. İlk videom değil fakat ilk setimdi. Bir yandan kumar oldu, bana güvendiler. Benim için de yeniden okul gibi oldu. Ön çalışmamız yaklaşık 10 ay kadar sürdü. Storyboard’larda evde bir adam izliyorduk ama sonra "Neden erkek olsun ki?" dedim. Bir de ‘Future is female’ sözüne inanıyorum, yani geleceğin daha güzel olacağına. Daha da şiirsel geldi bana iki kadının bir denizde hiçbir yerde olmaları… İstanbul Bienali ekibi, küratörler ve yapım ekibi ile gayet uyumlu ve verimli bir süreç oldu.
 
Günlük rutinleri gösterirken nasıl hazırladınız?
 
Üç ay boyunca insanları kamusal alanlarda izledim. Özellikle kadınları. Ama izlediğim gibi yapsaydım sürekli telefonlarına bakan iki kadın göstermem gerekirdi. Bu cinsiyetle ilgili bir durum değil yanlış anlaşılmasın, geldiğimiz çağla ilgili. O yüzden toprak var, dünya şeklinde stres topu... Onu çok sevdim.
 
 
'Yeni işlerim de bunlardan çok farklı olmayacak'
 
Göç ederken insan kendi kendini taşıyor ya da göç etmeyip kalmak zorundaysa kendi kendisini sırtında taşıyabiliyor buradayken. Taşırken iki farklı kimliğin oluyor, ikiye bölünüyorsun. İki kadının ilişkisi birbirlerini taşımaları gibi göründü bana. Onların ilişkileri hakkında neler söyleyebilirsiniz?
 
Biraz aslında farklı olmalarını istedim. Biraz biri diğerinin alter egosu gibi. Biri tarot falı bakıyor örneğin daha kendisiyle ve geleceğiyle ilgili; diğeriyse orada toprak değiştiriyor, toprak kokluyor, çevresiyle ilişkili. Okşuyor aslında. Toprakla kurduğu fetiş bir ilişki var orada. Biraz birbirleriyle öyle bir farklılık ilişkileri olsun istedim. ‘İstikrarsız Tekrar’ adlı sergiyi yaptığımda Pınar Öğünç’ten dört tane öykü istemiştim. Öykülerden birinde karakter karşı komşusuna gidiyor ve aynı planda bir ev, fakat bambaşka bir yer görüyor. Benim üst katımda oturan komşuyla da apartman dairesi birebir aynı, ama bambaşka bir ev. Biraz benim o üst katta oturan komşuyla olan ilişkim gibi bu videodaki ilişki.
 
Bu video bundan sonra yapacağınız işler hakkında bir ipucu veriyor diyebilir miyiz?
 
Veriyor. Formla uğraşan, tek başıma çalışan biri olmaya çok alışmışım. Hatta zaten resim eğitimi almamın bir sebebi oydu. Bir süre tiyatrolarda ışık, ses yaptım. Ama sonra ben artık ekip işi yapamayacağım dedim ve resim eğitimi almaya karar verdim. Bu yalnız kalma kendi kendimin sorumluluğunu alma çabasıydı. Sonra tabii Nancy Atakan ile 10 sene önce açtığımız bağımsız sanat mekanı 5533 bu meseleyi güzelce kırdı. Kolektif çalışma yetisini güçlendirdi. Bu ara iki yeni video üzerine çalışıyorum ve bu meselelerden çok farklı olmayacaklar.