Milliyet Sanat
Milliyet Sanat »Milliyet Kitap » » 60 yıldır çölün kalbinde Herbert’ın “Dune”unun bitmeyen yolculuğu
Ağustos 2025

60 yıldır çölün kalbinde Herbert’ın “Dune”unun bitmeyen yolculuğu

Frank Herbert’ın “Dune”u, 60 yıldır yalnızca bir bilimkurgu romanı değil, aynı zamanda iktidar, inanç ve ekoloji üzerine bir kehanet metni olarak nitelendirilir. Her dönemde yeniden anlam kazanan bu destanı yayımlanışının 60’ıncı yılı vesilesiyle kapak sayfalarımıza taşımak istedik.

Zeynep Simpson

Bilimkurgu edebiyatının en sıra dışı örneklerinden olan “Dune”, bu ay 60 yaşına bastı. ABD’nin Washington eyaletindeki sosyalist Burley kolonisinin yoksul ortamında dünyaya gözlerini açan ve özgürlüğü yaşıtı gençlerin dinamitle kütük patlattığı, kendi kayıklarının olduğu, dans partileri düzenlediği anarşist komşuları Home kolonisinden öğrenen Frank Herbert ise yarım asırdan uzun süre önce kaleme aldığı ‘ön görüleriyle’ eski yeni tüm okurları ve elbette sinema dünyasını etkilemeyi sürdürüyor.

Herbert, 1963-65 yılları arasında Analog dergisinde tefrikalar halinde “Dune” romanını yayımladığında ‘İmparatorluğun çöküş dönemi’ bilimkurgu edebiyatının popüler temalarındandı. Asimov’un “İmparatorluk” (veya “Vakıf”) serisi ya da Jack Vance’in “En Son Kale”si bunun güzel örneklerindendir. Çoğu romanda kurtarıcı rolündeki lider bir bilim insanıydı. Mesela Asimov’un Hari Seldon’u matematik profesörüydü. Vance’ın devrimcileri ise aristokratların teknik işlerine bakmakla yükümlü olan Mek’lerdi. Herbert’ın onlarla aynı görüşte olmadığı, kurtuluşu bilimde görmediği açık. Aksine romanında teknolojiyi kötülerle özdeşleştirmeyi seçmişti ve belli ki bir imparatorluğa savaş açılacaksa bunun ancak inançla yapılabileceğini düşünüyordu. Bu açıdan bakıldığında kurguladığı evren pek çok bilimkurgu eserinden farklıdır. Kurtarıcı olarak seçtiği kişi de Arapça öğretmen anlamına gelen mu’addib kelimesinden türeterek Muad’dib adını verdiği bir ‘seçilmiş kişi’dir. Onun önderliğinde, ellerinde bıçakla, okla imparatorluk ordularına meydan okuyan çöl halkı Fremenler (freemen, yani‘özgür insanlar’) savaşı kazanıp gezegenlerini ve ‘baharat yataklarını’ (petrol yataklarına ve afyon tarlalarına gönderme) geri alacaktır. 

REDDEDİLEN ROMAN

Tabii, Herbert “Dune”u yazdığında kimse bu romandaki tahminlerinin ne kadar isabetli çıkacağını bilemezdi. Ne OPEC kurulmuş ne de 1973 petrol ambargosu yaşanmıştı. Belki de o yüzden başlangıcı yavaş olmuştu romanın. 20’ye yakın yayınevince reddedilmiş, kendine bir yuva bulamamıştı. Ama sonunda 1965’te 2 bin 200 adet de olsa basıldı ve bir sonraki yıl Hugo ve Nebula ödüllerini kazandı. Eleştirmenler de okurlar da Herbert’ın ‘dünya yaratma becerisini’ yere göğe sığdıramıyordu. Asla filmi çekilemez diyenler bile çıktı ki Jodorowski az kalsın bunu ispatlayacaktı. (Jodorowski’nin “Dune”u çekme girişimiyle ilgili Frank Pavich’in harika bir belgeseli vardır. Vakit bulursanız izlemenizi de buradan önerelim.) Herbert’ın kehanetleri petrolle sınırlı değildi elbette. Romanda ‘bir adamın aklıyla benzerlik gösteren makine yapmayacaksın’ gibi cümleler bile vardı. Belki 10 yıl sonra da bunun ne isabetli bir kehanet olduğunu yazacak birileri... 

TRAJİK BİR KAHRAMAN

Gelelim “Dune”un kimsenin öve öve bitiremediği dünyasına ve kahramanımıza. “Dune”, İmparator IV. Şaddam’ın hükmettiği bir imparatorlukta geçer. Gezegenleri soylu ailelerin yönettiği feodal bir evrendir kitapta anlatılan. Her soylu aileye farklı eğilimler atfedilmiştir, mesela kahramanımızın da mensubu olduğu Atreides Ailesi onurlu, düşmanları Harkonnen ailesi ise zalimdir. İmparator bu aileleri birbirine kırdırarak ve baharatı kontrol ederek imparatorluğa hükmeder. İmparatorluğun kalbi ise Fremenlerin vatanı ve baharatın kaynağı Arrakis gezegenidir. 

Yazının devamı Milliyet Kitap ekinde…

Etiketler: frank herbert  Dune  kitap