Kitabevlerinde Çin edebiyatını aramak
GRAY TAN
*Çeviren: Selay Sarı
Temsilciliğini yaptığım bir yazar 2012 yılının sonlarına doğru bir konuk yazar programı için İsviçre'ye davet edilmişti, ben ve bir iş arkadaşım da fırsattan istifade, Zürih'teki Liepman Ajansı'nda çalışan Alman meslektaşımız Marc Koralnik'i ziyarete gittik. Güneş parlaktı, zemin bir parça kar serpintisi ile kaplanmıştı ve hava alışılmadık şekilde taze ve açıktı. Nehir kenarında yürüdük ve daha sonra bir kitapçıya daldık; bir tezgahtardan beni Çinli yazarlara yönlendirmesini istedim. Aradı, aradı ve sonuç olarak henüz birkaç ay önce Nobel Edebiyat Ödülü'nü kazanmış olan Mo Yan'ın bazı kitaplarını buldu. Bulabildiği tek şey buydu.
Çin edebiyatının batıdaki gerçek hali budur, Çin dışında Çince konuşulan bölgeler olan Hong Kong, Macau, Tayvan, Singapur, Malezya'yı ve yurtdışında yaşasalar da Çince eserler kaleme alan yazarları da resme eklesek bile... Son derece az sayıda roman çevrilmiş durumda ve edebiyat piyasasındaki görünürlükleri de son derece kısıtlı. Bu sadece Çin edebiyatına özgü bir sorun değil, Asya edebiyatı genel olarak bu şekilde ötekileştirilmiş durumda. Peki ya neden? Nedenler arasında kültürel farklılık, Asyalı temsilcilerin nispeten az olması ve batıya ihraç edilen eser sayısıyla batıdan ithal edilen eser sayısı arasındaki orantısızlık yer alıyor.
Çin'de çok satan ve daha sonra uluslararası arenada da heyecan yaratan kitaplar listesi, bir tek eserden oluşuyor: Jiang Rong'un "Wolf Totem" (Türkiye'de Doğan Kitap tarafından "Kurt Totemi" ismiyle yayımlandı). Penguin Yayınevi'nin Çin şubesi, kitabın haklarını, hem Çin pazarına girebilmek hem de bir ihtimal Pekin Olimpiyatları'nın yarattığı ilgiden faydalanmak amacıyla altı haneli bir ücrete satın aldı. Genç bir adamın bozkırlardaki yaşamını konu alan roman 30 ayrı bölgede satışa çıktı ve kelimenin tam anlamıyla bir uluslararası çok satar olmasa da, en azından uluslararası ün sahibi olmaya en yakın Çin romanı olma özelliğini koruyor.
Peki hangi kitaplar, ne şekilde yurtdışına açılabildi?
Edebiyattan sinemaya
Yurtdışına açılmanın ilk yolu elbette sinema endüstrisi oldu. Mo Yan, Yu Hua ve Su Tong, '90'lı yıllarda uluslararası arenada tanınan ilk Çinli yazar neslini oluşturdular - bu isimlere yakın zamanda başarı kazanan Bi Feiyu'yu da ekleyebiliriz. Yazarların bu başarılarının arkasında, "Kızıl Darı Tarlaları / Red Sorghum", "Kırmızı Fenerler / Raise the Red Lantern" ve "Yaşamak / To Live" filmlerini sırasıyla Mo Yan, Su Tong ve Yu Hua'nın romanlarından uyarlayan, Çin'in en ünlü yönetmeni Zhang Yimou'nun etkisinin yanı sıra, çevirmen Howard Goldblatt ve New York'ta yaşayan temsilci Joanne Wang'in çalışmaları da yer alıyordu. Önce İngilizce çeviriler geldi, diğer diller de bu çevirileri takip etti. Mo Yan, hayali memleketi Gaomi'den büyülü gerçekçi öyküleriyle Nobel kazandı, Su Tong "The Boat to Redemption" ile Uluslararası Man Booker Roman Ödülü'ne değer görüldü ve Yu Hua'nın güçlü sosyal bilinciyle öne çıkan, yıllar boyunca işlenip cilalanmış son eseri "Seventh Day", Amazon Yayınları'nın Çin şubesinden ilk Çince elektronik kitabı oldu ve çıktığı günden beri çok satan kitap listelerini domine etti.
2009'un başında Zhang Yimou, Ai Mi'nin "Under the Hawthorn Tree" ve Yan Geling'in "Flowers of War" romanlarının beyazperde uyarlamalarını çekmeye başladı ve bu romanların çeviri hakları için uluslararası teklif savaşlarının çıkmasına neden oldu. 2010 Londra Kitap Fuarı'nın arifesinde "Under the Hawthorn Tree"nin yayın haklarını, elimde bir İngilizce örnek dahi olmadan, sadece bir konu özeti ve film çekileceği haberiyle ondan fazla ülkeye sattım.
Gerçekte Zhang Yimou'nun Çin üzerindeki etkisi azalmış durumda; yerel sinemalarda bilet sattırma konusunda gerçek bir güce sahip tek yönetmen Fang Xiaogang, ancak o da ününü komedi alanında kazanmasından ötürü yurtdışında nispeten daha az tanınıyor. Xiaogang'ın çektiği, Zhang Ling'in "Aftershock" ve Liu Zhenyun'un "Remembering 1942" romanlarının film uyarlamalarının, söz konusu kitapların Çin dışında çeviri haklarının satın alınmasına pek bir katkısı olmadı, ancak burada şüphesiz kitapların roman değil de novella boyutunda olmalarının da etkisi vardı.
İngilizce pazarının gizemini çözmek
Çevirilmiş Çin edebiyatından söz ederken öncelikle İngilizce'ye çevrilmiş ve 'Amerika'ya sızmayı başarmış' kitapları kastediyoruz. Ancak İngilizce piyasası araştırma için en uygun yer olmayabilir. İngilizce'nin en önemli uluslararası dil, Amerika'nın da en büyük pazar olduğu malum, ancak Amerika pazarı aynı zamanda içine sızmanın son derece zor olmasıyla da ünlü. Çeviri yayınlar her yıl kurgu üretiminin sadece yüzde 3'ünü oluşturuyor ve Avrupa'nın en popüler kitapları bile çoğu zaman yayımlandıkları anda ortadan kayboluyor. Carlos Ruiz Zafon'un "La Sombra del Viento" (2001, Türkiye'de Altın Kitaplar tarafından "Rüzgarın Gölgesi" ismiyle 2005 yılında yayımlandı) romanı Amerika'da 500 bin kopyanın biraz üzerinde satar
