Milliyet Sanat »Milliyet Kitap » » İlklerin efendisi
Şubat 2014
İlklerin efendisi
Prof. Nükhet Esen'in hazırladığı "Hikaye Anlatan Adam", Ahmet Mithat Efendi'nin çocukluğundan 1912’de vefatına kadar 40 yıl boyunca, romanından hikayesine, anlatısından tiyatro oyununa kadar yazdığı yüzlerce yapıtını ve yazarın hayatını ele alıyor
Peş peşe üç soru: Biir, en öncü yazarımız kimdir? İkiii: En nev-i şahsına münhasır yazarımız kimdir? Ve de üüüç, en üretken yazarımız kimdir? Ya da iyisi mi ortaya karışık soralım: İlk polisiyemizi kim yazdı? İlk tarihi macera romanlarımızı? İlk bilim kurgu romanımızı? İlk olarak hangi yazarımız bir başka yazarla ortak bir romana imza atmıştır?
Belki de, şöyle sormak en doğrusu: Kafka’nın "Amerika"sını öncüllercesine, hangi yazarımız, ondan yıllar, yıllar önce gitmediği ve hiçbir zaman da gitmeyeceği Amerika üzerine iki roman döktürmüştür? Hatta bu kadar da değil. Gidip görmediği Paris için de uzuuun bir roman döktüren yazarımız kimdir?
Dahası, bugünün postmodern anlatılarını haber veriyorcasına kalem oynatan, maharet gösteren, roman içinde roman kurgulayan, her daim muhatap aldığı okurunu metninin handiyse bir parçasına dönüştüren yazarımız kimdir?
Çalkantılı bir hayat
Tabii ki, Ahmet Mithat Efendi. Yalnızca yazdıklarıyla değil, yaşadıklarıyla da kolay kolay kayıtsız kalamayacağımız Ahmet Mithat. Hiç tartışmasız, gerek sürgündeki bir muhaliften iktidar yanlısına dönüşmesi ve çıkardığı gazetesiyle, gerek renkli ve çalkantılı yaşamıyla, evlilikleriyle, aşklarıyla olsun, hatta hatta Beykoz’daki yalısıyla ve Şirket-i Hayriye’nin vapurunu Beykoz’a uğratmasıyla, gerekse de yakın zamana kadar sigaya çekilmesi, türlü kritiğe maruz kalmasıyla olsun gerçekten de nev-i şahsına münhasır yazarlarımızın en başında geliyor Ahmet Mithat.
Üstelik bunca yıldan sonra bile.
“Koca bir fem! bir dağ gibi adem”
İşte, bütün bunları, Prof. Nükhet Esen’in incelikli, “Hikaye Anlatan Adam: Ahmet Mithat” kitabı sayesinde öğreniyoruz. Esen, titiz çalışmasında, Ahmet Mithat’ın sadece siyaseten ya da yazınsallık bakımından değil, bir zamanlar fiziğiyle de yıldırımları çektiğini gözler önüne seriyor.
Tevfik Fikret’in, mesela, “Timsal-i Cehalet" şiirini onun için yazdığını söylüyor: “Yalnız koca bir fem (ağız), bir dağ gibi adem.”
Tanpınar'ın, Ahmet Mithat'ın romancılığının, Osmanlı’da roman türünün öncüsü olduğunu söylediğine ve “Çalışma tarzının zaafları ne olursa olsun yeni nevin temelini atar,” değerlendirmesinine dikkat çeken Esen, buna rağmen Tanpınar'ın Ahmet Mithat’ı çarşı ahlakına ve esnaf zihniyetine sahip bir yazar olarak gördüğünün de altını çiziyor. Tanpınar’a göre, Ahmet Mithat’ta her zaman kantite kaliteyi yener. Mithat’ın iştahından iri yarı ve şişman olmasından söz ederek yazdıklarını buna bağlar Tanpınar.
Uzun sözün kısası: Nüket Esen’in kitabıyla, 1980’e kadar, 19. YY.'da yaşamışken 18. YY.'daymış gibi yazmış diye değerlendirilen, edebiyatçıdan çok avam bir halk yazarı olarak görülen Ahmet Mithat’ı yeniden keşfedeceksiniz.
Bu biir... İkincisi, 1912’de vefatına kadar 40 yıl boyunca, romanından hikayesine, anlatısından tiyatro oyununa, anıdan seyahatnamesine, mektuptan çeviriye, ders kitabından monografiye yüzlerce yapıta imza atan, ilk popüler yazarımız olan Ahmet Mithat’ın -çocukluğundan başlayarak- dünyasına gireceksiniz. Üçüncü ve son olarak da “Felatun Bey ile Rakım Efendi"yi de, “Hasan Mellah"ı da, “Hüseyin Fellah"ı da, “Paris’teki Bir Türk"ü de, “Karı- Koca Masalı"nı da, “Dürdane Hanım"ı da,” Acaib-i Alem"i de, “Henüz Onyedi Yaşında"yı da, “Yeryüzünde Bir Melek"i de merak etmeye koyulacaksınız... Bu durumda söylenecek tek şey var: İyi okumalar.
