Wilbur Smith, "Tehdit Altında" kitabının devamı niteliğindeki "Kısır Döngü" ile yeniden okurla buluşuyor. Kahramanlarımız aynı, fakat "Tehdit Altında"da bir kurtarma serüveni okurken, "Kısır Döngü"de bir intikam yolculuğunun içine giriyoruz.

 

Kahramanımız Hector Cross, dünyanın sayılı petrol zenginlerinden Hazel Bannock ile evlidir. Bu mal varlığı Hazel’a ilk eşinden miras kalmış, para ona çokça düşman kazandırmıştır. Öyle ki husumet, Hazel’ın kızının kaçırılıp öldürülmesine kadar varır. Hazel ve Hector, Hazel’ın kızını kurtarmaya çalışırken tanışıp âşık olur ve evlenirler. Hikayemiz başladığında Hazel hamiledir. Çiftimiz, doğacak bebeği, geçmişteki kötü anılarını temize çekmek için bir fırsat olarak görür. Fakat işler umdukları gibi gitmez. Hazel’ın düşmanları geri döner ve ona bir suikast düzenler. Hazel geçirdiği kaza sonucu bitkisel hayata girer. Kızını doğurur ve ölür.

 

 

Romanın en sürükleyici bölümü de böylece başlar. Hector, savaşçı ruhlu, gözünü budaktan sakınmayan, korkusuz bir karakterdir. Karısının ölümüyle bu özelliklerine bir de intikam hırsı eklenir. Saldırılar, Hazel öldükten sonra da devam eder. Hazel’ın küçük kızı Cayla da tehdit altındadır artık. 

Hector’un iki amacı vardır: Bu saldırıların arkasında kimin olduğunu bulup karısının intikamını almak ve küçük kızı üzerindeki tehdidi ortadan kaldırmak. İlk izler onu sadece tetiği çekenlere götürür. Oysa Hector, emri vereni arar... Ekibini toplar ve düşmanın izini sürmeye başlar, ipuçları önce onu yanıltıp yanlış hedeflerin peşine düşmesine sebep olur. Londra’dan Arap Yarımadası’na oradan Afrika’ya bir takip başlar. Bir yandan kızını korumak için sıkı tedbirler alır. Hector sonunda karısının katillerinin kim olduğunu öğrenir. Peşlerine düşer ve kendi sistemiyle cezalandırmaya karar verir.

 

Kitabın başlarında bütün katillerin siyahi olması rahatsız etse de sonrasında Wilbur Smith azmettiriciyi zengin bir beyaz olarak belirleyerek suç ve güç arasında bir denge tutturmaya çalışıyor. Smith, suça azmettiren en büyük etkenlerden birini, paraya ulaşma emeli olarak göstermiş.

 

 

"Kısırdöngü"de, markaların eşyanın adı yerine kullanılması okuru “Acaba yazar romana ürün yerleştirme mi yapmış?” kaygısına düşürebiliyor. Örnekse bütün telefonlar aynı marka ve sırf karakter değil, tanrı anlatıcı kullanımında da telefona ‘telefon’ denmiyor, markası söyleniyor. Parfüm ve arabaların markalarına da vurgulanarak yer veriliyor kitapta.

 

Smith, "Kısırdöngü"de, aslında kahramanının ağzından Rus mizahına atfettiği örtük ve etkili bir mizah kullanmış: “Rus esprileri Rus keskin nişancılarına benzer; iyi kamufle edilmiştir ve anlaşılması zordur.”

 

Kimi eserleri beyazperdeye de aktarılan Wilbur Smith’in bu romanında da sinema kurgusuna yakın bir tat var. "Kısırdöngü" aksiyon yapısıyla sinemacıların dikkatini çekeceğe benziyor. Kitabın sonunda intikam yolculuğunun ucu açık bırakılmış. Belli ki Wilbur Smith, “Tehdit Altında" ve "Kısır Döngü"nün ardından intikam sürecinin sonunu getirmeyerek bir devam kitabı daha yazacağının ipucunu veriyor. Macera romanı sevenlere, şimdiden iyi okumalar.