Milliyet Sanat
Milliyet Sanat »Milliyet Kitap » » Venedik'ten Osmanlı'ya uzanan yolculuk
Ekim 2015

Venedik'ten Osmanlı'ya uzanan yolculuk

Roberta Rich'in "Venedik'te Bir Yahudi" kitabının aşk dolu kahramanları Hanna ve Isaac Levy, Venedik'ten sürgün edilince Kostantiniyye'de yeni bir hayat kurarlar. İkili, kendini bir anda saray entrikalarının ortasında buluverir
Canan Hatiboğlu
 
 
Bilinmez olanın körüklediği hayal gücünün sınırsızlığı, insanoğlu için yeni bir şey değil... Belki de bilmediğimiz herhangi  bir şeyin üzerine ürettiğimiz hikayeler bunun için değerli. Kaldı ki sadece kendi hikayelerimizi değil, başkalarının ürettiği hikayeleri de seviyoruz. Örneğin Osmanlı İmparatorluğu ve padişahın haremi... Üzerine pek bir şey bilmeyişimiz, merak etmemizi ya da hikayeleri sevmemizi engellemiyor. Yıllarca seyredilen “Muhteşem Yüzyıl” dizisinin üzerine bu kadar konuşmamız, Osmanlı haremine dair romanların bu denli seviliyor oluşunun bir açıklaması da bu belki... Evet, gerçekten de hakkında pek bir şey bilinmeyen bir konu. Bilinmesi pek de mümkün değil, çünkü bilimsel diyebileceğimiz verilerin eksikliği, ister istemez boşluğu tahminle doldurmamıza yol açıyor. Osmanlı’da özel hayata dair ayrıntıların tarihi kaydı, çeşitli sebeplerden ötürü verimli çalışılan bir alan değil. Üstelik söz konusu alan padişahın haremi olunca, ister istemez konu daha da özel bir hale geliyor. İmtiyaz sahibi belli kişilerin içeri girebildiği, onların da içerideki hayatın kaydını tutamadığı ya da tutmasına izin verilmediği bir yer harem. Kaldı ki bugün yaşadığı yerlere, kullanılan eşyalara bakarak bile manzarayı gerçek şekliyle tahayyül etmek çok kolay değil. Bununla beraber belki de edebiyatın yaptığı en iyi şey karşımıza çıkıyor: Hayali, her zaman gerçeğe sığdırmak zorunda olmamak... 
 
 
 
Saray entrikaları
 
Elbette tarihi romanların çoğu bunu yapmıyor. Tarihin gerçek sınırlarından ayrılmamaya özen gösteriyor yazarlar genellikle. O yüzden belki de, Osmanlı Sarayı’nı anlatan hikayeler çok seviliyor. Roberta Rich’in “Aşk Her Şeye Rağmen” isimli romanı da öyle. Gerçek tarihin sularında hayal gücünün izini arıyor. Tarihi roman seven kişilerin “Venedik’te Bir Yahudi” kitabından hatırlayacakları yazar, yine aynı kitabın izinden, başka bir hikaye anlatıyor. 
 
 
“Venedik’te Bir Yahudi”nin kahramanları Hannah ve Isaac, bu sefer İstanbul’da ya da o günlerdeki ismiyle Konstantiniyye’de kendilerini yeni bir maceranın içinde buluyorlar. İki âşık, bir yandan her şeye rağmen yeni bir hayat kurabilmenin rahatlığını yaşarken diğer taraftan Venedik’le dokusu aynı olmayan Konstantiniyye’ye alışmaya çalışıyor. Bir türlü alışamadığı Türkçeyle, gündelik yaşamın adetleriyle, hatta sokaklardan gelen kokularla bile yabancı bir şehirdir İstanbul, Hannah’ya... Ebelik marifetleri, Sultan III. Murad’ın hareminin dikkatini çekecek kadar parlak olan Hannah, önce Nurbanu Sultan’ın, sonra da yaptırdığı zor doğumla Safiye Sultan’ın takdirini topluyor. Tam her şey yolunda giderken güvenilirliği sayesinde yeniden çağrıldığı haremde kendini birdenbire saray entrikalarının orta yerinde buluveriyor. Aslında bu durum Hannah’nın çok da istediği bir şey değil; zira kimseye bulaşmadan, sessiz ve sakin yaşamak istiyor. Karmaşık, üzücü ve hareketli geçmişinin izlerini arkada bırakıp huzurlu ve mutlu bir hayat sürmek... Ama içindeki merhamete söz geçiremediğinden, altından kalkıp kalkamayacağını bilemediği bir hikayeye dahil oluyor. Küçük bir kızı korumak için girdiği çaba, onu daha da derin bir entrikanın ortasına itiyor. Diğer taraftan Venedik’te bıraktığını sandığı geçmişi, karabasan gibi bir anda hayatının üzerine çöküveriyor.
 
 
Sultan'ın çatışması
 
“Aşk Her Şeye Rağmen”i sadece Hannah tarafından dinlemiyoruz elbette. Roberta Rich ustaca bir kurguyla hikayeyi, Roma’daki Yahudi mahallesinden İstanbul sokaklarına dek pek çok yerde, pek çok kişinin izinde anlatıyor. Osmanlı İmparatorluğu’nun harem entrikaları açısından belki de en yoğun olduğu yıllara odaklanan bir hikaye “Aşk Her Şeye Rağmen”. Safiye Sultan’ın padişahın gözdesi ve şehzadenin annesi; Nurbanu Sultan’ın da valide sultan olduğu, Sultan III. Murad’ın hüküm sürdüğü karışık dönemler... Safiye Sultan ve Nurbanu Sultan arasındaki çekişme, birçok romana konu oldu ve muhtemelen olmaya da devam edecek. Rivayet olunur ki Nurbanu Sultan, oğlunun Safiye Sultan’dan vazgeçmesi için esir pazarındaki cariye fiyatlarını arttıracak kadar çok çaba sarf etmiş. Rich'in hikayesi biraz da bundan besleniyor. Yazar, haremin ihtişamlı ve bilinmeyen yaşamını, hayal gücüyle birleştirerek tarihin çerçevesinden ayırmadan anlatmış. Bir okur olarak “Aşk Her Şeye Rağmen”i okurken Hannah ve Isaac’in aşk hikayesini merak etmeye başladım ve bu aşkı konu edinen yine Rich'in kaleminden çıkan "Venedik'te Bir Yahudi"de buldum cevabı. İki kitabın peş peşe okunması tavsiye olunur...