Leylim Leylim
Yazar : Ahmed Arif
Yayınevi : İş Bankası Kültür Yayınları
Tür : Anı - Biyografi
Fiyat : 14 TL
Ahmed Arif'in Leylâ Erbile gönderdiği mektuplardan oluşan "Leylim Leylim", büyük şairin sürgün günlerini, yaşadığı siyasi baskıyı, içsel dünyasını ve en çok da aşkını ortaya koyuyor
Kitap Hakkında Seyredenler bilir, Robin Williams’lı “The Final Cut"ta, daha ana karnındayken kişinin hayatını baştan aşağıya kaydederek mahremiyeti tümüyle sıfırlayan çipleri yerleştirmek dünyayı bir salgın gibi kaplar. Önce, varsıllar ile doğmamış çocuklarına yerleştirir çipleri. Sonra, bütün herkes... Çip kaydeder, kaydeder, derken ecel saati çalınca da devreye montajcılar girer. Kaydedilen hayatı bir film gibi izler, kesip biçer, yeniden kurgular, cenaze töreninde hayatılarını ekrana yansıtırlar.
Böylece, veda edersiniz sevdiklerinize.
Gelecekte bu olur mu bilinmez, olmasın da ayrıca, fakat şu da bir gerçek ki biyografisiz, otobiyografisiz bir hayat kurak ve çorak bir hayat. Şüphesiz, anılar ya da mektuplar, eksiklidir. Ne geçmişi, ne ilişkileri, ne de karakterleri bütünüyle aydınlatırlar. Olsa olsa ip uçları verirler. Ya da, daha iyisi, tek bir yandan, gönderenin merceğinden yansıtırlar, türlü polemik ve spekülasyona zemin hazırlasalar da. Zamanın ruhunu solursunuz, vs., vs...
Ama gene de, iyi ki diyorsunuz, "Leylim Leylim - Ahmed Arif’ten Leylâ Erbil’e Mektuplar’ı okurken. Erbil, Arif’in tek taraflı olan aşkının kanıtı mektuplarını korumuş, ilk başta, ayak diretmişse de sonunda yayımlamasına izin vermiş diyorsunuz. Hemen ardından da 1950’ler Türkiye’sine dönüyorsunuz. Nasıl bir Türkiye’dir peki bu Türkiye?
Böylece, veda edersiniz sevdiklerinize.
Gelecekte bu olur mu bilinmez, olmasın da ayrıca, fakat şu da bir gerçek ki biyografisiz, otobiyografisiz bir hayat kurak ve çorak bir hayat. Şüphesiz, anılar ya da mektuplar, eksiklidir. Ne geçmişi, ne ilişkileri, ne de karakterleri bütünüyle aydınlatırlar. Olsa olsa ip uçları verirler. Ya da, daha iyisi, tek bir yandan, gönderenin merceğinden yansıtırlar, türlü polemik ve spekülasyona zemin hazırlasalar da. Zamanın ruhunu solursunuz, vs., vs...
Ama gene de, iyi ki diyorsunuz, "Leylim Leylim - Ahmed Arif’ten Leylâ Erbil’e Mektuplar’ı okurken. Erbil, Arif’in tek taraflı olan aşkının kanıtı mektuplarını korumuş, ilk başta, ayak diretmişse de sonunda yayımlamasına izin vermiş diyorsunuz. Hemen ardından da 1950’ler Türkiye’sine dönüyorsunuz. Nasıl bir Türkiye’dir peki bu Türkiye?
