Milliyet Sanat
Milliyet Sanat »Vitrindekiler »Kitap » Nazım Hikmet'in Mimariye Bakışı

Nazım Hikmet'in Mimariye Bakışı

<< Önceki | Sonraki >>
Nazım Hikmet'in Mimariye Bakışı Kitap Adı : Nazım Hikmet'in Mimariye Bakışı
Yazar : Cengiz Bektaş
Yayınevi : YEM Yayınları
Tür : Araştırma
Fiyat : 15 TL
Nâzım’ın mimarlığıCengiz Bektaş'ın Nâzım’ın ölümünün 53. yılı için hazırladığı kitap onun, yaratılana bir bütün olarak bakışının izini mimarlık, şehir, yazın ve sanat üzerine anlatılarını bir araya getirerek sürüyor.
Kitap Hakkında
Yağmur Yıldırım
 
“(...) Türkü söyler gibi yapılmıyor yapı. / Bu iş biraz daha zor. / Zor mor ama / yapı yükseliyor, yükseliyor. / Saksılar konuldu pencerelere / alt katlarında. / İlk balkonlara güneşi taşıyor kuşlar / kanatlarında. / Bir yürek çarpıntısı var / her putrelinde, her tuğlasında, her kerpicinde. / Yükseliyor / yükseliyor / Yükseliyor yapı kan ter içinde.”
 
Nâzım Hikmet’e göre, en iyi şair mimara en yakın olan şairdir; çünkü “Edebiyatta amal-i erbaa [dört işlem] değil, müsellat-ı kürevîye [küresel trigonometri] hakimdir”. 1925 tarihli bir yazısında mimariyi “Mevcut sanayi-i nefisenin en mütekâmili [gelişmişi]” olarak tanımlar; sebebini de şöyle belirtir: “Mimari, tabiatın muhtelif unsurlarını toplayarak tabiatta mevcut olmayan fakat TABİİ olan bir terkip vücuda getiriyor”. (s.23) Mimarlığın, düşünüş biçimi ve kompozisyon temeli ile, bütün güzel sanatların ana prensiplerinin temeli olduğunu düşünür. Ona göre, “Mimarisi olmayan musiki, resim, edebiyat, kemiksiz, iskeletsiz insana benzer, vıcık vıcık bir külçeden, yahut sersemce bir anarşiden başka bir şey değildir”. (s.25,26)  
 
Nâzım’ın 53. ölüm yıldönümünde YEM Yayın’dan çıkan sevindirici bir çalışma ile, mimarlığa bakışı bir mimar ve şair tarafından, Cengiz Bektaş tarafından mercek altına alınıyor. Bektaş’a göre mimarlığın ve şiirin bağdaştığı nokta, ikisinin de yoktan var ediyor oluşu. Mimarlık, bilinen gereçlerle daha önce var olmamış bir yapıt ortaya koyarken, şiirse bilinen sözcüklerle yeni bir duyguyu, kavramı, bilinmeyeni ortaya koyuyor. 
 
Doğru ve içtenlikli yazılar
 
Kitap, “Sanatlar arasında Çin Setleri yoktur,” diyen Nâzım’ın ve onun yaratılana bir bütün olarak bakışının izini mimarlık, şehir, yazın, sanat üzerine anlatılarını bir araya getirerek sürüyor. Farklı zamanlarda ve koşullarda üretilmiş, farklı ifadelerdeki yazılar, aralarındaki Cengiz Bektaş açıklamaları, yorumları ve mimarlık sorgulamaları ve bugünün mimarlık konularıyla örülüyor. Kitabın tasarımında da gözetilen ve görselleştirilen bu ikili akış hâli, okura Nâzım’ın anlatıları arasında kendi izleğini yaratmasını sağlıyor. 
 
Kitapta, Nâzım Hikmet’in yazıları sanata genel bakışı, doğrudan mimarlığa değinen sözleri ve evler, çevre, kent üzerine yazdıklarından örnekler olarak üç bölümde toplanıyor. Birbiri ardına eklenen, “En küçük girinti ve çıkıntısına kadar ezbere görmeye alıştığı”  Süleymaniye’ye, Taksim Bahçesi ve Beyazıt Kahvesi üzerinden şehircilik politikalarına, yüksek giriş ücretlerini eleştirdiği ve halka mâl olması gerektiğini savunduğu müzelere, hiç beğenmediği  ve “Şark-operet dekoru” dediği Alman Çeşmesi’ne, hayran olduğu Mimar Sinan’a, ağaçlara, Bükreş’e dair yazıları yer alıyor. Ve tüm bu yazılarında, Cengiz Bektaş’ın deyişiyle “Bütün sanat dallarına olduğu gibi, mimarlığa da doğru, içtenlikli, insana yararlılığı açısından bakışı” açıkça okunabiliyor.
  
Geleceğin mimarisi üzerine
Nâzım'ın Arhitektura SSSR dergisinin, 1960 yılı 11. sayısında yayımlanan “Hayal Ediyorum: Mimariye Dair” başlıklı yazısı ise, kitabın hem son sözü hem de keyifli sürprizi. Geçtiğimiz yıl TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi Trakya Temsilciliği tarafından, Melih Güneş’in çevirisiyle Türkçede yayımlanan nefis yazısında Nâzım, “Güzel bir araba gibi insana mutluluk veren ve mantık prensipleri dahilinde çalışması gerektiği”ni söylediği, geleceğin mimarisi üzerine tahayyüllerini incelikle anlatır burada. Büyük bir senfoniye benzettiği geleceğin şehirlerine ulaşmadaki engellerden, çağdaş malzeme ve kalifiye işgücü eksikliğinden dem vurur. Fakat yine de umutlu ve sevinçlidir; zira ona göre, “İnsanı ileri taşıyorsa hayal kurmak iyi bir şeydir”. 
 
İnsan odaklı mimari
Nâzım için “İnsan ruhlarının
Tümü