ÖZGE KARA

 

Eserlerinin telif  haklarını Darüşşafaka Cemiyeti’ne bağışlayan yazar Sait Faik Abasıyanık anısına her yıl Darüşşafaka Cemiyeti ve Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları işbirliğiyle düzenlenen Sait Faik Hikaye Armağanı 60. kez sahibini buldu. Ödül, yazarın uzun süre yaşayıp birçok öyküsüne konu ettiği Burgazada’da önceki gün düzenlenen bir törenle ‘Olduğu Kadar Güzeldik’ ve ‘Bangır Bangır Ferdi Çalıyor Evde’ isimli kitapların yazarı Mahir Ünsal Eriş’e takdim edildi. Abasıyanık ailesi, Darüşşafaka Cemiyeti ve edebiyat dünyasından pek çok ismin katıldığı tören için konuklar, Sait Faik Abasıyanık’ın uzun süre yasaklı kalmış ilk romanı ‘Medarı Marişet Motoru’ ile adlandırılmış bir tekneyle Burgazada’ya ulaştı. Hava muhalefeti sebebiyle teknede gerçekleşen törenin ardından yazarın ölümünden sonra müzeye dönüştürülen evi ziyaret edildi.

 

Başkanlığını Doğan Hızlan’ın yaptığı ve Jale Parla, Metin Celal, Hilmi Yavuz, Nursel Duruel, Beşir Özmen ve Murat Gülsoy’dan oluşan jüri ödül gerekçesini, “Gündelik yaşamın içindeki insanın zayıf ve güçlü yanlarını, gerçekçi sahneler ve vicdanlı bir dille kaleme almaktaki başarısı nedeniyle ödüle ‘Olduğu Kadar Güzeldik’ isimli eseriyle Mahir Ünsal Eriş layık görülmüştür,” sözleriyle açıkladı.

 

Jüri adına konuşmayı yapan Doğan Hızlan, Sait Faik Abasıyanık ile Mahir Ünsal Eriş’i bulundukları şehirleri ustalıkla anlatmaları yönünden “ruh akrabaları” olarak şu sözlerle ifade etti: “Her yerin iyi anlatan bir yazarı vardır. Biz Burgazada’yı Sait Faik’in öyküleriyle sevdik, onun öyküleriyle tanıdık. Bu ada tarihe ve edebiyata böyle geçti. Nasıl Sait Faik Burgazada’nın, orada yaşayan insanların, balıkçıların ve yoksulların öyküsünü yazdıysa; ödülü kazanan Eriş de büyük ölçüde Bandırma’nın öyküsünü yazdı. Oradan insanlığa çıkış yolunu gösterdi.”

 

Ödül için başvuran 44 isim içerisinde öne çıkan Mahir Ünsal Eriş, ödülünü jüri başkanı Doğan Hızlan’dan aldı. Ödülle ilgili çok mutlu olduğunu söyleyen Eriş, “Kendi mahallemdeki, kendi okulumdaki, kendi çevremdeki, ailemdeki insanları bu kadar seçkin edebiyat okuyucusuna sevdirebildiğim, tanıtabildiğim için çok mutluyum. Bundan sonra hayatımın geri kalanında bir unvan gibi adımın Sait Faik ile birlikte anılacak olmasından çok mutluyum. Daha fazla onur duyamazdım,” dedi. Konuşmasına ilk kitabı çıktığından bu yana çeşitli yerlerde genç edebiyatçı olarak anıldığını söyleyerek devam eden yazar, “Ben Cahit Sıtkı’nın hesabıyla yarıyı buldum, artık genç sayılmam. Ama geçen yazın pırıl pırıl çocuklarının hiçbiri 30 yaşını bulmamıştı. Eğer sizlerin de müsaadesi olursa ben bu onurlu ödülü onların adına alıyorum,” diyerek ödülünü Gezi direnişi esnasında hayatını kaybedenlere adadı.

 

Her sene olduğu gibi bu sene de Abasıyanık ailesi, törene kalabalık bir şekilde katıldı. Burgazada yolculuğu esnasında konuştuğumuz Sait Faik'in yeğeni Nilüfer Abasıyanık ödülle ilgili “Her yıl Sait Amca’nın anılarının demetinde adada olmak beni çok heyecanlandırıyor. Mahir Bey kızımdan sadece iki yaş büyük. Böyle genç arkadaşlar yüreklendirilsin, Sait Amca’nın ruhuna gitsin,” dedi.

 

 

Sait Faik Hikaye Ödül Töreni, altmışıncı yılında çok özel bir ana daha tanıklık etti. Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun 60 sene önce Sait Faik Abasıyanık öldüğünde aldığı bir mask, Eyüboğlu ailesinin kararı ile müzeye teslim edildi. Ailenin gelini Hughette Eyüboğlu, maskı Darüşşafaka Cemiyeti Başkanı Talha Çamaş’a devretti: “ Emaneti nihayet teslim edeceğiz. Uzun süre Kalamış’taki köşkte beraber yaşadık. Bugün esas olması gereken yere teslim ediyoruz.”