Milliyet Sanat

Tezhip

Tezhip02 Ekim 2012 - 07:10
Tezhip: İlk örneklerine Orta Asya duvar fresklerinde rastlanan ve ismi “altınlama, yaldızlama” anlamına gelen bir bezeme sanatı.

Daha çok İslam kökenli kitap bezeme sanatı için kullanılan tezhip, Arapça zeheb (altın) kökünden türemiştir. Tezhip sanatını icra eden erkeklere müzehhip, bayanlara ise müzehhibe denir.

Tezhip sanatında kullanılan renkler simgesel anlamlar taşımaktadır. Mavi renk sonsuzluğu, altın güneşi, hatai ve penç bitkileri, yuvarlak kompozisyonlar dünyayı, motiflerin kompozisyon içindeki devamlı tekrarı da dünyanın sürekliliğini ifade eder. Bunun yanında “rumi” adı verilen hayvan stilizasyonu da tezhip sanatında önemlidir.

Tezhip sanatının Anadolu’ya gelişi ise, Anadolu Selçukluları sayesinde olmuştur. Bu döneme ait tezhip örneklerinde kompozisyon genellikle geometriktir ve motif olarak en çok kullanılan rumi, iri ve yalın uygulanmıştır. Osmanlı’da sanata ve sanatçıya önem veren devlet adamlarıyla birlikte gelişimini sürdüren tezhip sanatı, en parlak dönemini Kanuni Sultan Süleyman döneminde yaşamıştır. “Sazyolu ekolü”, “negatif tarz” bu dönemde gelişen yeni üsluplardan bazılarıdır. Ejder, arslan, çeşitli kuşlar tezhip sanatında yerini alırken, hatai, penç, rumi ve bulut motiflerinin renk lekeleri halinde yapılması da bu döneme tekabül etmektedir.



17. yüzyılda duraklama devrine giren tezhip sanatı, 18. yüzyılda tamamen Fransız rokoko sanatının etkisi altına girmiştir. 19. yüzyıl sonuna kadar bu etkiden çıkamayan tezhip sanatında klasik form tamamen kaybedilmiş, eski motiflerin yerini iri çiçekler, buketler, vazo, saksı veya sepet içinde buketler, kurdele ile bağlanmış çiçekler almıştır.

Nihayet 1914 yılında, yazı ve etrafında toplanan sanatları öğretmek, tezhip, halı, cilt, ebru ve ahar gibi eski sanatların devamını sağlamak üzere, "Medreset’ül Hattatin" mektebi açılmıştır. İsim değiştirerek devamlılığını sürdüren mektep, 1936 yılında Güzel Sanatlar Akademisi’ne bağlanmıştır.


Tezhip Sanatında Eser Veren Kişiler


Baba Nakkaş

15.yüzyılda yaşayan, asıl adı Muhammed Şeyh Bayezid olan Baba Nakkaş, Fatih Sultan Mehmet tarafından İstanbul’un fethinden sonra nakkaşbaşılığa getirilmiştir. Çin seramik desen ve motifleri etkisinde kalan Baba Nakkaş ve talebeleri, bu motiflerden bazılarının anlamlarını bilmeden birebir kopyalamışlardır.

Karamemi

16.yüzyıl tezhip sanatçılarından olan Kara Mehmet Çelebi, Kanuni Sultan Süleyman döneminde saray nakkaşhanesinde nakkaşbaşı olarak görev yapmıştır. Tezhip sanatında kendine özgü yorumuyla dikkat çeken Karamemi, tezhipte natüralist üslubu kullanarak, bahar dalları, gülleri, sümbülleri, karanfilleri, hançeri yaprakları saray nakkaşhanesinde tüm ürünlerin kullanılmasını ve geniş ölçüde yaygınlaşmasını sağlamıştır.

Muhsin Demironat

20.yüzyıl tezhip sanatının en önemli isimlerinden olan Muhsin Demironat klasik üsluptan yola çıkarak tezhip sanatında birçok stili denemiş ve devrin hat ustalarınca yazılan güzel yazıları tezhiplemiştir. 1983’te hayata gözlerini yuman Demironat, 48 yıllık sanat hayatı boyunca yaklaşık 2500 kadar eser vermiştir.

Rikkat Kunt

Hat ve tezhip sanatında erkek çoğunluğun yanında bayan tezhip ustası olarak öne çıkıyor Fatma Rikkat Kunt. Tasarımlarını daha çok zarif hatayi motiflerinden oluşturan Kunt döneminde hatayi motifi altın çağını yaşamıştır. Sanatçıya göre tezhip yazının giysisidir ve asla yazının önüne geçmemelidir. Dolayısıyla bu ilkeyi çalışmalarında açıkça görürüz. Gözü yormayan sade, ancak zarif, zengin ve insan ruhunu dinlendiren çalışmalarla karşımıza çıkar.