Milliyet Sanat
Milliyet Sanat » Haberler » Diğer » Ahmet Kaya AKM’de anılıyor

Ahmet Kaya AKM’de anılıyor

Ahmet Kaya AKM’de anılıyor15 Kasım 2025 - 05:11
Türk müziğinin unutulmaz ismi Ahmet Kaya, vefatının 25. yılında dostlarının sesiyle AKM sahnesinde anılıyor. Ümit Yılmaz’ın şefliğinde, Ali Çınar’ın moderatörlüğünde gerçekleşecek “Ahmet Abi’min Şarkıları” isimli gecede sevilen sanatçılar sahne alacak.
Suzan Somalı Sönmez
ssomalisonmez@gmail.com
 
Ahmet Kaya’nın müziği, halkın sesi ve bir dönemin ruhu olarak hafızalarda yer etti. Sanatçı, 40. sanat yılı ve aramızdan ayrılışının 25. yılında “Ahmet Abi’min Şarkıları” adlı özel konser projesiyle AKM Tiyatro Salonu’nda anılıyor.
 
16 Kasım Pazar akşamı saat 20.30’da gerçekleşecek etkinlikte, Devlet Sanatçısı Ümit Yılmaz şef solist olarak sahnede olacak. Kaya’nın yakın dostu, gazeteci ve yapımcı Ali Çınar ise gecenin moderatörlüğünü üstlenecek. Gecede Gece Yolcuları (Edis İlhan & Uğur Arslantürkoğlu), güçlü yorumuyla Elif Kaya, Kent Ozanları’ndan Serhat Turunç ve gazeteci-şair Arslan Güven sahneye çıkarak anılar ve müzikle dolu bir gece yaşatacak.
 
Ahmet Kaya’nın unutulmaz eserlerinin, dostlarının yorumları ve özel anılarla yeniden hayat bulacağı konser, bir vefa borcunun sahnedeki yansıması olacak.
 
“Ahmet Abi’min Şarkıları” projesin mimarı Ümit Yılmaz
 
Ümit Yılmaz, Türk müziğinde usta bağlama virtüözü, besteci ve ‘Devlet Sanatçısı’ unvanına sahip önemli bir isim. 
 
1973 yılında İstanbul’da doğan Yılmaz, müzikle çok küçük yaşta tanıştı. Babasının aldığı cura bağlama ile başladığı yolculuk, onu Türkiye’nin önde gelen bağlama virtüözlerinden biri haline getirdi. 1981’de Arif Sağ Müzik Merkezi’nde eğitim aldı, ardından İstanbul Teknik Üniversitesi Türk Müziği Devlet Konservatuarı’nda ortaokuldan yüksek lisansa kadar süren akademik bir müzik eğitimi gördü. Lise yıllarında ilk bestesi olan “Umut Rüzgarı”nı yaptı. 1990’da Fransa’daki Dünya Müzik Festivali’ne davet edilerek Türkiye’yi temsil etti. 
 
1992’de Ahmet Kaya’nın orkestrasına katıldı ve sanatçının vefatına kadar geçen 10 yıl boyunca orkestra şefi, solist ve sahne partneri olarak onunla çalıştı. Bu süreçte Kaya’nın konserlerinde ve albüm çalışmalarında önemli bir rol üstlendi.
 
 
Ümit Yılmaz
 
1994’te Kent Ozanları grubunu kurarak “Güllerin İçinde” albümünü yayınladı. 2001’den itibaren Haliç Üniversitesi Konservatuarı’nda öğretim görevlisi olarak bağlama dersleri verdi. Solo kariyerinde “Sen Olmasan” (2003), “Parmaklarımın Ucunda” (2009), “The Road/Yol” (2014) ve “Siyah” (2018) gibi albümler çıkardı. Ayrıca televizyon programları hazırladı ve sundu. 2017’de Devlet Sanatçısı unvanını aldı ve İstanbul Modern Folk Müzik Topluluğu’nda görev yaptı. Uluslararası projelerde yer alarak Hollanda’da Martin Fondse ve Eric Van Den Westen gibi müzisyenlerle ortak çalışmalar yaptı. Ümit Yılmaz hem sahne performansları hem de akademik katkılarıyla Türk müziğinin önemli isimlerinden biri olarak kabul ediliyor.
 
Ahmet Kaya’nın vefatına kadar orkestra şefi, solist ve en yakın dostlarından biri olarak turne yolculuklarından albüm çalışmalarına kadar pek çok süreçte yer alan ve onun müzik üretiminde önemli bir rol üstlenen Yılmaz, Kaya ile ilişkisini “abi-kardeşlik” olarak tanımlıyor, bu bağın yalnızca müzikal değil, insani bir dostluk olduğunu vurguluyor. 
 
 
“Ahmet Abi’min Şarkıları” projesinin mimarı Ümit Yılmaz, konser öncesi Milliyet Sanat’ın sorularını yanıtladı.
 
1990'lı yılların başından itibaren Ahmet Kaya ile vefatına kadar geçen sürede aralıksız aynı sahneyi paylaştınız. "Abi-kardeşlik" olarak tanımladığınız bu dostluk hem sahne dışında hem de müzikal üretim sürecinde nasıl bir ruha sahipti?
 
“Ahmet Abi’yle aramızdaki bağ sadece müzikten ibaret değildi, gerçekten abi-kardeş gibiydik. Onunla sahnede olmak bambaşka bir duyguydu; göz göze geldiğimizde bile ne yapacağımızı anlardık. Müzikte olduğu kadar hayatta da birbirimize çok şey kattık. Stüdyoda bazen sabahlara kadar çalışırdık ama o yorgunluk değil, paylaşım olurdu. Ahmet Abi’nin samimiyeti, içtenliği ve o yürekten gelen duygusu hem dostluğumuza hem müziğimize yön verdi.”
 
Ahmet Kaya'nın uzun yıllar orkestra şefliğini üstlendiniz. Bir orkestra şefi olarak onunla çalışmayı diğer sanatçılarla çalışmaktan ayıran en belirgin özellikler nelerdi? Stüdyo veya turne yolculuklarından, müziğini en iyi yansıtan, aklınıza kazınmış bir anıyı paylaşır mısınız?
 
“Ahmet Abi’yle çalışmak her şeyden önce bir duygunun peşinden gitmekti. Diğer sanatçılarda genelde notalarla, düzenlemeyle uğraşırsın ama Ahmet Abi’de her şey kalpten başlardı. O, bir şarkıyı sadece söylenmesi gereken bir eser olarak değil bir hikâye, bir dert, bir umut olarak görürdü. Benim için de onu yönlendirmekten çok, o duygunun içinden bir yol bulmaktı mesele. Bir anı hiç aklımdan çıkmaz; bir konser öncesi ses provasındayız, herkes biraz gergin. Ahmet Abi mikrofonu eline aldı, ‘Arkadaşlar, biz bu akşam şarkı söylemeye değil insanlara dokunmaya gidiyoruz,’ dedi. O anda, bütün ekipteki hava değişti. İşte o söz, onun müziğe bakışını en iyi anlatan şeydir bence.”
 
"Ahmet Abi'min Şarkıları" konseri için "Bu konser, bir vefa borcunun, bir dostluğun, bir kardeşliğin ifadesi," diyorsunuz. Bu "vefa borcu"nun tanımı sizin için nedir ve 25 yıl sonra onu anmak neden bu kadar önemli?
 
“Ahmet Abi’ye olan vefa borcum sadece müzikle ilgili değil, insani bir borç aslında. O, hayatımda çok derin izler bırakmış bir insandı. Bana sadece sahneyi değil, dostluğu, dayanışmayı, dik durmayı öğretti. ‘Ahmet Abi’min Şarkıları’ konseri de bu duygunun bir yansıması. Onu 25 yıl sonra anmak, geçmişe dönüp nostalji yapmak değil; o ruhu, o samimiyeti bugüne taşımak. Çünkü Ahmet Abi hâlâ bu toprakların sesi, hâlâ birçok insanın kalbinde yaşıyor. Biz de bu konserle hem ona olan sevgimizi dile getiriyoruz hem de yeni kuşaklara o yürekli insanı anlatmak istiyoruz.”
 
 
Ümit Yılmaz ve Ahmet Kaya
 
Konserde hem anılarınızı paylaşacak hem de en sevilen eserlerini kendi yorumunuzla seslendireceksiniz. Ahmet Kaya'nın eserlerini yorumlarken, onun ruhunu ve duyarlılığını eserlere nasıl yansıtmayı planlıyorsunuz?
 
Ahmet Abi’nin şarkılarını söylerken asıl mesele sesi ya da yorumu taklit etmek değil, o duyguyu içten yaşamak. Çünkü onun her şarkısında bir hikâye, bir yara, bir umut var. Ben sahnede o şarkıları söylerken aslında onunla yeniden konuşuyormuş gibi hissediyorum. Yorumlarken hep şuna dikkat ediyorum: ‘O şarkının kalbinde ne vardı?’ ‘Ahmet Abi, onu hangi ruhla söyledi?’ Ben de o duygunun izini sürmeye çalışıyorum. Kendi yorumumu katarken, o içtenliği ve samimiyeti korumak en büyük önceliğim. Çünkü Ahmet Abi’nin müziği kalpten gelirdi - ben de o kalpten gelen sesi sahnede yaşatmak istiyorum.
 
"Ahmet Abi'min Şarkıları" projesi sadece bir anma değil, "onu daha güçlü yaşatma" amacı da taşıyor. Projenin mimarı olarak bunu nasıl gerçekleştireceksiniz? Seyirciler sahnede, şarkıların ve anıların ötesinde ne hissedecekler sizce?
 
“’Ahmet Abi’min Şarkıları’ projesi bizim için sadece bir anma gecesi değil onun sesini, duygusunu ve duruşunu bugüne taşıma çabası. Ahmet Abi’nin şarkıları hâlâ yaşıyor çünkü insanlar o şarkılarda kendilerini buluyor. Biz de bu konserle o ruhu yeniden sahneye getirmek istiyoruz. Seyirciler sadece müzik dinlemeyecek; o dönemin havasını, dostluğumuzu, paylaştığımız o duyguyu hissedecekler. Belki hep birlikte hüzünleneceğiz, bazen güleceğiz ama en çok da ‘Ahmet Abi hâlâ aramızda’ duygusunu yaşayacağız. Çünkü onu yaşatmanın en güzel yolu, kalplerdeki yerini diri tutmak.”
 
 
Ümit Yılmaz ve Ahmet Kaya
 
Gecede fotoğraf, video ve hatıralarla dolu o yılların samimiyetini seyirciyle paylaşacağınızı söylediniz. Bu görselleri ve anıları seçerken temel kriteriniz ne oldu? 
 
“Gerçek olmaları. Herkes Ahmet Abi hakkında anılarını, görüşlerini paylaşıyor yıllardır. Gecede yer alan Ali Çınar ve Arslan Güven de olmak üzere arkadaşlarından kendisini dinleyecekler ve şarkılarını birlikte söyleyeceğiz.” 
 
Projeyi oluştururken Ahmet Kaya'nın ailesi ile diyaloğunuz ya da iş birliğiniz oldu mu? 
 
“Gülten Abla (Kaya) ile görüştük. Kendisi de projeyi dinledi görüşümüze değer verdi.” 
 
Sahnede sizinle birlikte Ali Çınar, Edis İlhan, Uğur Arslantürkoğlu, Elif Kaya, Serhat Turunç ve Arslan Güven gibi farklı jenerasyonlardan ve disiplinlerden önemli isimler olacak. Bu kadronun Ahmet Kaya'nın mirasını yansıtmadaki rolü nedir?
 
“Ali Çınar, önemli şarkılarında sözleri olan gazeteci – yazar. Arslan Güven ise dönemde yol arkadaşlığı yapmış gazeteci ve şair dostu. Bizler, üç kişi yol arkadaşlığı yaptık ama Gece Yolcuları’ndan Edis İlhan ve Uğur Arslantürkoğlu ile Elif Kaya, Ahmet Kaya şarkılarını seslendirmiş ve hislerini anlamış isimler. Serhat Turunç da Ahmet Abi’nin ilk yapımcılık deneyimi olan Kent Ozanları ekibimizden dostumuz, onun da anlatacağı ve söyleyecekleri var. Özetle, bu ekiple vefa borcu dediğimiz ve kendisini yad edeceğimiz gecede iki hatta üç nesil olarak sahnede Ahmet Abi’nin mirasını müzikseverlerle buluşturacağız.” 
 
 
Elif Kaya
 
 
Gece Yolcuları
 
Gecenin moderatörlüğü Ali Çınar’a emanet
 
Gazeteci Ali Çınar aynı zamanda Ahmet Kaya’nın birçok unutulmaz eserinin söz yazarı olarak bilinen bir müzisyen, şair ve yapımcı. Sivas doğumlu olan Çınar, televizyonlarda magazin servisi müdürlüğü görevinde bulundu ve çeşitli tiyatro oyunlarının müziklerini yaptı. Ahmet Kaya’nın 1990 tarihli “Sevgi Duvarı” ve 1993’t3 yayınlanan “Tedirgin” albümlerinde yer alan “Hep Sonradan”, “Kendine İyi Bak”, “Yazamadım”, “Tedirgin”, “Sevemezsin”, “Derin Bir Ah Çektim”, “Layla” ve “Elektroşok” gibi şarkılarının sözleri ona ait. Özellikle Kaya’nın “Tedirgin” (1993) albümünde yer alan 11 şarkıdan altısının sözleri Çınar tarafından yazıldı. Bunun dışında kendi albümleri ve halk müziği çalışmaları da bulunan Çınar, müzik kariyerinin yanı sıra edebiyat ve medya alanında da üretken bir isim.
 
Gecenin moderatörlüğünü üstlenen Ali Çınar’a da sorular yönelttik.
 
 
Ali Çınar
 
Sadece bir gazeteci ve yapımcı değil, aynı zamanda “Hep Sonradan”, “Kendine İyi Bak”, “Yazamadım”, “Tedirgin”, “Sevemezsin”, “Derin Bir Ah Çektin”, “Layla” ve “Elektroşok” gibi Ahmet Kaya'nın unutulmaz eserlerinin söz yazarı olarak da biliniyorsunuz. Ahmet Kaya'nın yorumuyla hayat bulan bu sözleri yazarken, onun sanatçı kimliği size nasıl ilham veriyordu?
 
“Basın mensubu kimliğiyle her söyleşide, her konserde biraz daha yakından tanıyordum Ahmet Kaya’yı. Tanıdıkça olaylara bakış açısını, derinlerdeki karakterini, neye nasıl tepki vereceğini, duygusal kodlarını da öğreniyordum ister istemez. Hatta, hangi sözcüklerin onda bir kıvılcıma, yangına dönüşeceğini de keşfetmeye çabalıyordum. Müzikal anlamda, beste yapma boyutunda zaten sıra dışı bir yetenekti Ahmet Ağabey.  Kendisi için hazırlanan belgeselde de söylemiştim, tekrar edeyim: Sahiciydi o. Sesiyle, sazıyla, duruşuyla, söylemleriyle ve cesaretiyle gerçek bir yıldızdı. Puslu havalarda görünmeyen değil, her daim dikkat çeken bir yıldız ve olağanüstü bir bestekar. Sanırım, yazdıklarımın neye dönüşeceği konusunda bana heyecan aşılayan bir sanatçıydı Ahmet Ağabey…”
 
Konserde moderatör olarak, izleyicileri Ahmet Kaya'nın hayatına ve üretim sürecine yaklaştıracaksınız. Bu özel dostluk yıllarından anıları paylaşırken, seyirciye en çok hangi yönünü, hangi hikâyesini hissettirmek istiyorsunuz?
 
“Sayısal olarak baktığımızda, müzik dünyasına yaklaşık 200 eser kazandırmış, bu şarkılardan yarısı ‘hit’ olmuş kaç besteci sayabiliriz? Bir elin parmaklarını geçmez desek, yeridir. Ve her kesimin özgürce, gizli saklı, korkarak ya da ürkerek ama yıllardır vazgeçmeden dinlediği bir sanatçı Ahmet Kaya… Halen ‘cover’ şarkılar konusunda genç solistlerin vazgeçemediği bir bestecidir. İşte, bu güzel şarkıların nasıl ortaya çıktığını ve Ahmet Ağabey’in kılı kırk yaran özenini sevenlerine aktarmak güzel olacak. Ama en güzeli onun hümanistliğini, nüktedanlığını, mütevazılığını, pratik zekasını ve kendisine muhalefet eden insanları bile karizmasıyla nasıl etkisi altına aldığını anlatabilmek.”
 
Ahmet Kaya'nın müziğinin "halkın sesi, dönemin ruhu ve duyarlı bir yüreğin direnişi" olduğunu vurgulayan metne katılır mısınız? Onun eserlerinin söz yazarı olarak, bu direnişi ve duyarlılığı en çok hangi şarkısında görüyorsunuz?
 
“O metne katkı sunanlardan biri olduğumu söylersem, cevabı da vermiş olurum bence. Hatta çok daha fazlası. Ahmet Kaya’nın birçok şarkısı neredeyse bir sinema filmi, bir televizyon dizisi gibidir. O etkiyi yaratır, dinleyende. Siz de Bahtiyar’ın kırık sazına üzülürsünüz, Nazlıcan’ın kekik kokusunu içinizde hissedersiniz. Mahur beste, ‘müjgan’ ile aranızda ıslak bir hüzün oluşturur. Saçlarına yıldız düşmüş bir anneye sarılmak istersiniz, kokusu olmayan menekşelerin kokusunu yalnızca siz alırsınız. Uzar gider bu örnekler. Her şarkı başka bir hikâye, başka bir yara, her şarkı başka bir merhem. Bir şarkıyı ayırt etmek çok doğru gelmiyor bana.”
 
Gecenin moderatörü olarak, seyircinin eve dönerken Ahmet Kaya hakkında en çok hangi hissi ya da düşünceyi yanında götürmesini arzu edersiniz?
 
“Sanırım ilk amaç, keşke onunla tanışma, biraz sohbet etme şansım olsaydı dedirtebilmek. Önyargılardan uzak, onun sanatçı kişiliğini, insani yönünü müzikseverlere anlatabilmek. Hepsinden önemlisi, ‘linç kültürü’nün ve sürü psikolojisinin nelere mal olduğunu Ahmet Kaya özelinde sorgulatabilmek. ‘Olmasaydı Sonumuz Böyle’ şarkısı gibi. Etkinliğe gelen herkesin, kahırlar yüklenerek 25 yıl önce aramızdan ayrılan Ahmet Ağabey’i anıp, ‘keşke sonu böyle olmasaydı’ diyebilmesi teselli kaynağı olur.