Bir sahne düşünün: ışıklar yavaşça sönüyor, derin bir sessizlik… Ardından bir bağlama sesi, belki bir kaval, belki bir duduk. Ve o ezgiler, Anadolu’nun taşrasından Mezopotamya’nın bereketli topraklarına, Karadeniz’in dalgalarından Balkanların rüzgârına kadar uzanan bir yolculuğa çıkarıyor bizi. 6 Aralık’ta Zorlu PSM Turkcell Sahnesi’nde gerçekleşecek Ahmet Kaya ile Kardeş Türküler konseri, yalnızca bir müzik buluşması değil; bir hafıza, bir vicdan ve bir umut manifestosu. Ahmet Kaya’nın şarkılarında dile gelen insan hikâyeleri, Kardeş Türküler’in çoğulcu müzikal diliyle birleşerek ‘Sen, ben değil, hepimiz’ diyor.

 

Bu buluşma bir çocuğun düşüyle, bir işçinin türküsüyle, bir kadının dünyasıyla örülmüş; bazen neşeli, bazen hüzünlü ama daima umutlu bir hikâyeyi sahneye taşıyor. Kaya’nın aramızdan ayrılışının 25. yılında onun sesi ve sözleri, Kardeş Türküler’in çok dilli, çok kültürlü müzik anlayışıyla yeniden yankılanacak.

 

Kardeş Türküler zamanında hep Ahmet Kaya ile ortak bir çalışma yapmanın hayali kurmuş ancak bu bir türlü gerçekleşememiş. ‘Eğer Ahmet Kaya yaşasaydı sahnede birlikte nasıl çalardık?’ fikrinden hareketle düzenledikleri bu özel konserde Kaya’nın şarkılarının yanı sıra kendi repertuvarlarından da çalacaklar. 20 Kasım’da başlayan ve Ankara, İzmir, Diyarbakır, Gaziantep’te devam eden konser serisinin İstanbul’dan sonraki son durağı ise 11 Aralık Perşembe Mersin, Yenişehir Atatürk Kültür Merkezi Cumhuriyet Salonu olacak.

 

 

 

Ahmet Kaya ile Kardeş Türküler üzerine Milliyet Sanat Dergisi’nin Kasım özel Ahmet Kaya sayısında Defne Akman tarafından yapılmış çok özel bir röportaj var. Bu sayıyı edinmek isteyenler, dergikapinda.com adresinden ulaşabilirler.

 

 

1957’de Malatya’da doğan Ahmet Kaya, müzikle kurduğu bağın ötesinde, Türkiye’nin yakın tarihine damga vuran bir sanatçı. Şarkıları, yalnızca melodiler değil; bir dönemin vicdanı, bir halkın sesi, bir mücadelenin yankısıydı. “Ağlama Bebeğim” ile başlayan yolculuğu, “Acılara Tutunmak”, “Şafak Türküsü”, “Yorgun Demokrat”, “Başım Belada”, “Şarkılarım Dağlara” ve “Dosta Düşmana Karşı” gibi albümlerle devam etti. Kaya, toplamda 20’den fazla stüdyo albümü yayınladı; ölümünden sonra da “Hoşçakalın Gözüm”, “Biraz da Sen Ağla” gibi albümlerle hatırası yaşatıldı.

 

Müziği, bağlamanın sıcak tınısıyla özgün bir protest dil kurdu; şairlerin dizelerini besteledi, kendi sözleriyle halkın hikâyesini anlattı. Attilâ İlhan’dan Ahmed Arif’e, Nevzat Çelik’ten Hasan Hüseyin’e uzanan bir edebiyat köprüsü kurdu. 1999’da Magazin Gazetecileri Derneği tarafından ‘Yılın Sanatçısı’ seçildi ancak aynı yıl yaşanan linç girişimi, Türkiye’den ayrılışına ve Paris’te sürgün yıllarına yol açtı. 16 Kasım 2000’de kalp krizi sonucu hayata veda etti ama şarkıları hâlâ milyonların dilinde.

 

 

 

 

Kardeş Türküler, Boğaziçi Üniversitesi’nin ülkemize verdiği en değerli hediyelerden biri. Proje, 1993 yılında Boğaziçi Üniversitesi Folklor Kulübü bünyesinde kurulduktan sonra, 1995’ten itibaren faaliyetlerini, kurucusu olduğu Boğaziçi Gösteri Sanatları Topluluğu (BGST) çatısı altında sürdürdü. Burcu Yankın, Diler Özer, Fehmiye Çelik, Feryal Öney, Selda Öztürk, Deniz Türkan, Metehan Dada, Saro Usta, Vedat Yıldırım, Ayhan Akkaya ve İbrahim Odak’tan kurulu kadrosuyla yoluna devam eden grup, bugün Türkiye’nin en özgün müzik kolektiflerinden birine dönüştü: Kardeş Türküler. Türkçe, Kürtçe, Azerice, Ermenice, Gürcüce, Lazca, Çerkesçe, Pontusça ve Farsça şarkılar söyleyen grup, müziği bir kültürel diyalog alanı olarak gördü. İlk albümleri “Kardeş Türküler” (1997), ardından “Doğu” (1999) ile Anadolu-Mezopotamya ekseninde bir müzikal harita çizdiler.

 

2000’lerde “Bahar”, “Çocuk Haklı”, “Hemavaz”, “Yol” gibi albümlerle repertuvarlarını genişlettiler. Sinema dünyasında da iz bıraktılar: “Vizontele” ve “Vizontele Tuuba” filmlerinin müziklerini hazırladılar; bu çalışmalarla 38. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde ‘En İyi Film Müziği’ ödülünü kazandılar. 30 yıllık yolculuklarında, yalnızca müzik değil; bir arada yaşama kültürünü savunan bir duruş sergilediler. Bugün hâlâ konserlerinde Laz horonundan Kürt govendine, Ermeni şarkılarından Rum ezgilerine uzanan bir çeşitlilikle sahne alıyorlar.

 

Grup, Ahmet Kaya ile Kardeş Türküler konser serisinin yanı sıra Adana ve Ankara Film Festivalleri’nde gösterilen ve Aralık’ta İstanbul galası yapılacak olan “Kardeş Türküler’le 30 Yıl” belgeseliyle de gündemde.

 

 

 

6 Aralık akşamı Zorlu PSM Turkcell Sahnesi’nde gerçekleşecek konser, Ahmet Kaya’nın şarkılarını Kardeş Türküler’in çoğulcu müzikal diliyle yeniden yorumlayacak. Kapılar 20.00’de açılacak, konser 21.00’de başlayacak. Biletler farklı kategorilerde satışta ancak bu buluşmanın değeri, rakamlarla ölçülemeyecek kadar büyük. Çünkü bu gece, yalnızca bir müzik dinletisi değil; bir hafıza tazelemesi, bir kültürel buluşma, bir umut çağrısı olacak.

 

20 Kasım’da başlayan ve Ankara, İzmir, Diyarbakır, Gaziantep’te devam eden konser serisinin İstanbul’dan sonraki son durağı ise 11 Aralık Perşembe Mersin, Yenişehir Atatürk Kültür Merkezi Cumhuriyet Salonu olacak.

 

 

Bu konser, bir çocuğun düşüyle, bir işçinin türküsüyle, bir kadının dünyasıyla örülmüş bir hikâyeyi anlatıyor. Ahmet Kaya’nın sesi, Kardeş Türküler’in çok dilli ezgileriyle birleşerek bize şunu hatırlatıyor: “Sen, ben değil, hepimiz.” Çünkü müzik, sınırları aşar; kimlikleri değil, insanlığı öne çıkarır. 6 Aralık’ta Zorlu PSM’de buluşacak olan bu iki güçlü müzikal damar, bize bir kez daha umutla söyleyecek: Birlikte yaşamak mümkün.