Milliyet Sanat
Milliyet Sanat » Haberler » Diğer » Anadolu Ödülleri ‘Kıyının Ötesi’ne seslendi

Anadolu Ödülleri ‘Kıyının Ötesi’ne seslendi

Anadolu Ödülleri ‘Kıyının Ötesi’ne seslendi18 Aralık 2025 - 03:12
Edebiyat, müzik, görsel sanatlar, sinema ve mimarlık ile onur ödülü gibi birçok dalda sunulan 2025 Baksı Kültür Sanat Vakfı Anadolu Ödülleri sahiplerini buldu. Gecede alkışlanan isimler Murathan Mungan, Erkan Oğur, Murat Morova, Ali Kazma, Selva Gürdoğan ve Tuncel Kurtiz ile Osman Dinç oldu. Etkinlikte yapılan ödül konuşmaları da en az ödüller kadar ses getirdi.
EVRİM ALTUĞ 
evrimaltug@gmail.com 
 
Bayburt’taki Baksı Müzesi’ne ev sahipliği yapan Baksı Kültür Sanat Vakfı (Baksı KSV) tarafından bu yıl altıncısı yapılan “Anadolu Ödülleri 2025” töreni, 17 Aralık 2025 Çarşamba akşamı İstanbul Harbiye’deki Hilton İstanbul Bosphorus Exhibition Center Connie Balo Salonu’nda sahiplerini buldu. 
 
Bu yıl “Kıyının Ötesi” başlığıyla çeşitli jüri üyelerince seçilen Baksı KSV Anadolu Ödülleri Ödül Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı AİCA TR üyesi, sanat tarihçi ve eleştirmen Nazlı Pektaş üstlendi. Etkinlikte edebiyat, müzik, mimarlık, görsel sanatlar, sinema ve Doğan Değer ile onur ödülü gibi dallarda ödüller alkışlarla sahiplerine verildi. 
 
 
Gecede, Başkanlığını Oya Koçan’ın yaptığı Baksı KSV’nin, kurulduğu 2005’ten bu yana ortaya koyduğu etkinlikler, sivil toplum katılım projeleri ve aldığı ödüllerin özetlendiği retrospektif bir video belgeselle de zenginleşti. Törenin açılış konuşmasını, Baksı KSV Kurucusu, sanatçı Hüsamettin Koçan yaptı. Koçan açılışta, kadim Anadolu insanı ve kültürünün zenginliği ve yorum kabiliyetini Bayburt tarihi üzerinden ve kişisel tanıklıklarına dayanmak suretiyle överek, vakıf, müze ve yan projelerinin bölgeye kattığı etkinin altını çizdi. 
 
 
Baksı Kültür Sanat Vakfı Kurucusu, sanatçı Hüsamettin Koçan
 
Doğan Hızlan, Melih Fereli, Melkan Gürsel, Ali Güreli, Tülay Güngen, Gülşen Işık, Yeşim Turanlı, Bülent Ortaçgil, Genco Gülan, Tamer Levent, Esra Ekmekçi, İbrahim Cansızoğlu, Bülent Vardar ve Cem Erciyes gibi kültür ve sanat alanından birçok davetlinin de katıldığı etkinlikte mikrofonu daha sonra ise Başkan Oya Koçan ile Bayburt Belediye Başkanı Mesut Memiş devraldı. Memiş çeşitli deyişlerle bezeli konuşmasında şu anlamlı sözleri de dile getirdi: “Anadolu insanı olarak okumamış olabiliriz, üniversite tahsili yapmamış olabiliriz ama Anadolu insanının irfanı vardır. Birbirimizi tanımak zorundayız. Bunun için çaba göstermeliyiz. Düşüncesi, dili, ırkı, inancı ne olursa olsun kendini bu topraklara ait hisseden insanların birbirine saygı duyarak yaşaması mümkündür.”
 
Ödüller kazananlara gecenin davetlilerinden bir seçki eşliğinde takdim edildi
 
Törenin edebiyat ödülünü kariyerinde yarım yüzyılı ardında bırakmış çok yönlü kalem Murathan Mungan aldı. Mungan, tasarımını ‘İnsanoğlu ve Evrenin Tekerlekli Medeniyet ve Varoluş Hikâyesi’ni sembolize eden heykeltıraş Osman Dinç’in yaptığı ödülünü duayen gazeteci, eleştirmen ve editör Doğan Hızlan’dan aldı. Hızlan törende, bu yılın TÜYAP Onur Yazarı olarak da seçilmiş Mungan’a “gelecek yıl tekrar kendisine bir ödül daha vermek arzusunda” olduğunu ifade ederek, “kendisinin hızına yetişemediğinden” yakındı ve “Benim korkum, bundan sonra ödülleri benden beklemesi,” dedi.  
 
 
(soldan sağa) Murathan Mungan, Doğan Hızlan, Gonca Arık Çalışkan
 
Mungan ise sık sık alkışlarla kesilen konuşmasında özetle şu ifadeleri kullandı: “Türkiye’nin şu anda pek çok sorunu var. Ama en önemli sorunları en başta adalet kaybı ve yanı sıra dil kaybı. 
 
Bu ülke dilini kaybetmiş bir ülke. Dilini günde 300 kelimeye konuşan, bütün sözcük dağarcığı 300 – 400 kelime arasında kalan bir ülkede, yıllardır kaleminin namusuna asılarak iş yapmaya, eser üretmeye çalışan bir edebiyatçı kuşağı var. 
 
Dilimizi kaybetmek, düşüncemizi de kaybetmek; iletişim haklarımızı da kaybetmek. Her türlü tartışmanın zeminini kaybetmek. 
 
Bu, benim ‘Dijital Ortaçağ’ diye adlandırdığım bu çağın yozlaşmasıyla alâkalı bir şey değil. Politikalarıyla, ülkelerin kültür politikasıyla alâkalı. Artık, gazetelerin kültür - sanat sayfaları yok. Dergiler kapatılmış. Televizyon kanallarının hiçbirinde doğru düzgün kültür ve sanat programı yapılamıyor.
 
Ama her zaman altını çizerek belirtmek gerekiyor ki, gelecek tasavvurumuzu kaybetmeden, ütopyalarımızı kaybetmeden, en başta entelektüel vicdanımızı, ahlâkımızı, çalışkanlığımızı kaybetmeden, dayanışarak, birlikte bir şeyler üretmek, bir şeyler sürdürmek, mümkün. 
 
Sadece umuda değil, inada da inanıyorum. Devam etmeye de inanıyorum. Zaten bu yüzden bir deneme kitabımın da adı ‘Devam Ağacı’dır. Ben devam edeceğim. Umarım hep birlikte devam ederiz. Bu ödül için tekrar teşekkür ediyorum. Bu ödülü alan diğer arkadaşlara da başarılar diliyorum. Ve beni sevenlere de beni okumaya devam edin diyorum.”
 
Kurukahveci Mehmed Efendi ve Doğan Holding desteği ile düzenlenen etkinliğin bu yılki ‘Onur’ Ödülü ise yine Dinç’e üstelik yine kendi tasarımı olan heykeli ile takdim edildi. Dinç ödül kabul konuşmasında, yine ödüle ilham veren Ortadoğu’dan başlayarak insanoğlunun tekerlek ve medeniyet ile ilişkisine gönderme yaparken, aynı zamanda evrendeki döngüsel varoluş haline de dikkat çekti.
 
 
(soldan sağa) Ali Güreli, Osman Dinç, Oya Koçan, Yeşim Turanlı
 
Anadolu Ödülleri’nde, ‘Kıyının Ötesi’ni müzik alanında bu yıl gören isim, çağdaş caz, Türk halk müziği yorumları, araştırma, kayıt ve solo performanslarıyla gerek Türkiye, gerekse dünya çapında özgün bir kariyer sahibi olan Erkan Oğur oldu. Oğur’a ‘Anadolu’ ödülünü on yıllarca aynı sahneyi paylaştığı dostu, yoldaşı Bülent Ortaçgil yaptığı bir konuşma ile sundu.  
 
 
(soldan sağa) Erkan Oğur, Melih Fereli
 
2025 Baksı KSV Anadolu Ödülleri’nde görsel sanatlar ödülünü ise bu yıl yapıtlarıyla sanatçı atölyelerinden gizemli kütüphanelere, dünyanın ucundaki tohum bankalarından emeğin yuvası olan fabrikalara dek izleyiciye kamerası ile refakat eden çağdaş sanatçı, yönetmen Ali Kazma aldı. 
 
 
(soldan sağa) Ali Kazma, Cengiz Eroldu, Esra Ekmekçi
 
Mimarlık ödülünü sosyal ve deneysel projeleriyle gündemi tayin eden çağdaş imza Selva Gürdoğan’ın aldığı törende sinema ödülü ise 27 Eylül 2013’te yitirdiğimiz Tuncel Kurtiz onuruna, eşi Menend Kurtiz’e takdim edildi. Kurtiz burada yaptığı konuşmada, özetle şunları dile getirdi:  “Tuncel aramızda olsaydı, çok mutlu olurdu. Anadolu’ya çok bağlıydı. Hep Anadolu’dan bir yüz olarak vardı.”
 
 
(soldan sağa) Mete Memiş, Selva Gürdoğan, Melkan Gürsel
 
 
(soldan sağa)  Hüsamettin Koçan, Menend Kurtiz, Tamer Levent
 
Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler ile Ankara Valisi Vasip Şahin’in de birer mesaj yolladığı etkinlikte, bunun ardından alkışlanan isim ‘Doğan Değer’ ödülüyle yine bir çağdaş sanatçı, gelenek ve geleceği eserleriyle insancıl ve aşkın bir yaklaşım halinde kesiştiren Murat Morova’ya sunuldu. Morova’nın da ‘Söylesem tesiri yok, sussam gönül razı değil,’ diye yaptığı ödül konuşması da yine önemli ayrıntılar taşıyordu. 
 
 
(soldan sağa)  Çağlar Göğüş, Murat Morova
 
Sanatçı özetle şu ifadeleri kullandı: “Anadolu’nun tabii, bir isyan tarafı da var. Dolayısıyla bütün bu dengbej hikâyeleri, menakıbnâmeler, bozlaklar, ağıtlar, başkaldırışlar, haksızlıkları, acıları da beraberinde taşıyan şeyler. 
 
Ödüller, bana kendi serüvenimin sonunda verilmiş olan bir şey değil. Bir emanet. Bu yolda, bu sesleri çoğaltanların, şu an bana yükledikleri bir emanet. O yüzden, gene çok değerli bir ozanımız. Kul Nesimi’den şunu söylemek isterim:
 
‘Zalimin talim ettiği yola minnet eylemem.’”