Milliyet Sanat
Milliyet Sanat » Haberler » Diğer » Ayla Algan anıldı

Ayla Algan anıldı

Ayla Algan anıldı06 Ocak 2025 - 04:01
Tiyatro, sinema, müzik ve eğitim dünyasının duayen ismi Ayla Algan, ölümünün 1. yıldönümünde 2 günlük bir programla anıldı. Programın ilk gününde Aşiyan’daki mezarı başında yapılan anmadan sonra, ikinci gün Üsküdar Belediyesi Altunizade Kültür ve Sanat Merkezi’nde geniş katılımlı bir buluşma gerçekleşti.

Hilmi Zafer Şahin moderatörlüğünde yapılan buluşmaya, ailesi, öğrencileri ve sanatçı dostları katıldı.

 

Ayla Algan’ın çalışmalarından, performanslarından ve konserlerinden görüntülerin yer aldığı slayt ve video gösterimlerinin yapıldığı buluşmada, katılımcılar Algan’la ilgili anılarını, duygu ve düşüncelerini paylaştılar.

 

HİLMİ ZAFER ŞAHİN (Dramaturg, Yazar ve Çevirmen)

 

Hilmi Zafer Şahin, programı yakın zamanda kaybettiğimiz Önder Bali’yi de anarak tüm tiyatro emekçileri için 1 dakikalık saygı duruşu daveti ile açtı. Ardından konuşmasına, Ayla Algan’ı birikimini kendinde saklayan değil, herkesle paylaşan, “anne, eş, abla, dost, öğretici” yönleriyle anarak başladı. Aynı sözlerin, tıpkı Ayla Algan gibi bir rehber olan Beklan Algan için de geçerli olduğunu hatırlatarak sözü Sevi Algan ve Erol Babaoğlu’na verdi.

 

SEVİ ALGAN (Kızı, Dansçı)

 

Annemi çok özlüyorum. Fark ettim ki o benim annem olarak değil de meslektaşım olarak görüyorum o yüzden özlediğimi söylemediğimi fark ettim. Hem annem hem arkadaşım hem meslektaşım hem hocam. Onun mirasını bir yerlere taşımak istedik. Çünkü hayatımız bundan ibaret bizim. Yaptıklarını seyircisine ve öğrencilerine aktarmak üzere bir hayatımız var bizim. Elbette kaybıyla boşluk oldu tabii ki ama hayatımızı kaplıyor bütün bu aktarım çabaları.

 

Tiyatro Araştırma Laboratuvarı’nı kurdular, Beklan Algan, Ayla Algan ve Erol Keskin ile birlikte. Bütün bu arşiv Kadir Has Üniversitesi’nde açılıyor. Zeynep Günsür projenin başında yer alıyor. 3 yıllık Tübitak bursu kazandık. Annem bundan haberdar oldu ne mutlu ki.  Bütün bu arşiv müzeye dönüşmeden tekrardan yeni çalışmalara zemin hazırlayacak. Onların yaşamlarını adadıkları çalışmalar tekrar can bulacak.

 

Annem çok duyarlı bir kadındı. Kendinin dışındakileri düşünerek yaşadı. Başkasıyla iletişim halinde var oldu. Seyircisi ve öğrencisiyle var oldu.

 

 

EROL BABAOĞLU (Tiyatro ve Sinema Oyuncusu, çalışma arkadaşı)

 

Burada hemen hemen herkes Ayla ablayı tanıyor. Herkese değmiş bir insan. Çok önemli bir performansçıyı kaybettik. Tiyatroyu bir kitle iletişim aracı olarak düşünürsek bunu en iyi performe edenlerden birini kaybettik. Kendisini şamanik bir performansçı olarak tanımlayabiliriz. Tiyatro kalıcı değil ama vurucu bir sanattır. Canlı ile canlının karşılaşması nedeniyle tiyatro insanların hayatında gerçek bir iz bırakır. Ayla Algan çok uzun süre hatırlanacak bir sanatçı olacak, Titanik’teki kemancılar gibi her şey baş aşağı giderken işlerini yapmaya devam ettiler. Bu nedenle Ayla Algan’lar çok özel bir jenerasyon. Bu nedenle yeni Aylaları nasıl yetiştireceğimizi konuşmalıyız.

 

Beklan bey, oynadığı ‘Kızkulesi Aşıkları’ filmindeki gibi bir fener bekçisi bence. TAL’in binasına giriyorsunuz. Labirent gibi koridorlardan, odaların önlerinden geçince TAL’e varıyordunuz. Bütün bu zorlukları aşamayanlar, eşiği geçemeyenler giremesin diye tasarlanmış gibiydi. Osmanlı’dan beri dergahlar da böyledir, zorluklara katlanamayacaklar giremesin istenir.

 

Biz sonuç odaklı değil süreç odaklı çalıştık. Buradaki bu süreç odaklılık bizim yeni Alganlar yetiştirmemiz için çok önemli. Bir sürü proje yapabilecekken TAL’i kurmuşlar. Ben 99’dan beri onlarla beraberim. TAL aracılığıyla bir sürü katkı yapabildiler tiyatroya.

 

 

AYŞEGÜL İŞSEVER (İBB Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni)

 

Bu davet için teşekkür ediyorum. Ayla ablayı anlatmaya kelimeler yetmez ne söylesek eksik kalır. Bu dünyada onunla hiç karşılaşmamış olsaydım çok üzülürdüm. Onunla tanıştığım için çok özel hissediyorum. Çok özel bir ruhtu o. Onunla sohbet etmeye başladığınızda onun özel bir ruh olduğunu hissediyordunuz.

 

Ayla isminin esas anlamı gökyüzündeki yıldızların etrafındaki hare demek. O ışığıyla herkesi sarmalardı. O dönemin isimlerine baktığımızda hepsi çok donanımlı insanlardı. Şimdiki kuşaklar gibi emek vermekten kaçınmazlardı. Yıldız Kenter Hanım derdi ki “İlk bulduğunuza hemen yapışmayın”.

 

Beni esas etkileyen bu donanımı, bu birikimi herkesle paylaşma için özel bir çaba sarfederdi. Benim gördüğüm kadarıyla bu çabayı herkes vermiyor. Sıfır ego bir kadın, onun yaşantısına, onun donanımına sahip o değerde bir insanın sıfır egoya sahip olması ilginç geliyor bana. Ayla abla hakikaten özel bir insandı. Sahnede başkası konuşsa bile siz onu izlerdiniz.

 

Bir de çağının çok ötesinde bir insandı. Çok iyi anlaşılamadıklarına şahit oldum. Beklan abiyle birlikte herkese yardım etmek için uğraşırlardı. Şimdi kimse kimseye bir şey öğretmiyor. Ayla abla saatlerini harcardı öğretmek için.2000’lerin başında bir oyun teklifi geldi bana. İkiz çocuklarım yeni doğmuştu, korktum. Bir de yönetmenle oyun partnerim kavga ediyorlar. Bir yandan çocuklar var. Ne yapacağımız bilemez bir haldeydim. Ayla ablayı aradım, durumu anlatıp yardım istedim. Ertesi gün buluştuk. Bir buçuk saat bana nasıl bir yöntemle çalışmam gerektiğini anlattı. Öğrendiği metotları paylaştı. Sanki bir matematik çalışır gibi sahneleri ve çalışma tekniğini anlattı. Onun sayesinde bir ödüle aday gösterildim. O yüzden diyorum, çağının ötesindeydi. Bizlerin onları anlamamız için çok beklemeleri gerekmiş.

 

Yeni Aylalar, yeni Beklanlar yetiştirmenin yollarını bulmamız lazım. Birbirimize el vererek, destek olarak yapmamız lazım bunu.

 

Şehir tiyatrosunda çok iyi oyunlar çıkıyor. Fakat sahnede demlenmemiş oyuncular var. Usta-çırak ilişkisi bozuldu. Bunun sebebinin 65 yaşta emeklilik olduğunu düşünüyorum. Biz Ayla hanımın ve diğerlerinin yaşını bilmezdik. Tam tecrübenin aktarılacağı zaman emeklilik çıkıyor karşımıza. En az 75 olmalı emeklilik yaşı. Kültür Bakanlığı’ndan randevu istedik. Hemen verdiler. Yakında görüşme yapacağız. Bu 65 yaş kalitesizlik getirdi. Amatörlük getirdi. Bunun en büyük sebebi onların anlılarını dinleyerek tecrübelerini dinleyerek öğrenirdik. Biz çok şanslıydık şimdiki kuşak bundan mahrum.

 

Bir özeleştiri vermeliyiz. TAL konusunda haksızlığa uğradılar. Burası bir kurum. Bu kurumun başında her zaman donanımlı insanlar olmadı. Tepebaşı Deneme Sahnesi deneyimini TAL olarak Şehir Tiyatroları’nda sürdürmek istediler, olmadı. Kurumu yöneten insanların suçu var. Özeleştiri vermemiz gerekiyor.

 

2002’de TAL’e kilit vurulunca Alganlar çok şaşırdılar. Onları öyle görmek çok üzücüydü. Geçen sene yeniden bir deneme sahnesi yapmak istedim. Yolunu yöntemini buldum fakat istediğim gibi olmayacağını anlayınca erteledim. Yöneticilerimiz TAL’i kapatamadılar ama işlevsizleştirdiler. Vizyonsuzluk o deneyime darbe vurdu. TAL’i şehir tiyatrosuna yeniden getirmeyi istiyoruz.

 

Metot oyunculuğu Türkiye için çok yeni yöntemler. Son 20 yıldır var diyebiliriz. Ama onlar çok daha önceden bu yöntemi uyguladılar.

 

Buluşmaya Şanar Yurdatapan, Zeynep Oral, Nihal Geyran Koldaş ve Garo Mafyan video-mesajlarıyla katıldılar. Yaşar Nezih Eyüboğlu (Tiyatro, Pantomim Sanatçısı ve Yazar), Ayla Algan’ı düşünerek ürettiği kısa bir pantomim gösterisi gerçekleştirdi. Öğrencileri ve çalışma arkadaşlarının, dostlarının anılarını paylaşmasıyla devam eden ve yaklaşık 3 saat süren buluşma, 1977’deki Polonya Sopot Müzik Festivali’ndeki performans videosu ile son buldu.