Badem ve Cem Özkan aynı sahnede
27 Kasım gecesi IF Performance Hall Beşiktaş’ta, Türkçe rock sahnesinin iki güçlü ismi buluşuyor. Badem’in çok sesli armonileri ve Cem Özkan’ın içten şarkı sözleri, dinleyiciyi nostaljiyle yenilik arasında bir yolculuğa çıkaracak.
Suzan Somalı Sönmez
ssomalisonmez@gmail.com
Bazı konserler vardır, yalnızca müzik değil; bir dönemin ruhunu sahneye taşır. 27 Kasım’da IF Performance Hall Beşiktaş’ta gerçekleşecek Badem ve Cem Özkan konseri, tam da böyle bir gece vaat ediyor. Bir yanda Boğaziçi Üniversitesi koridorlarında doğan ve Karacaoğlan dizelerini pop-rock ile harmanlayan Badem; diğer yanda Amerika’dan Türkiye’ye uzanan bir müzikal serüvenin sahibi Cem Özkan. İki farklı hikâye, aynı sahnede birleşerek Türkçe rock’ın zamansız gücünü yeniden hatırlatacak.
Üniversite koridorlarından hit şarkılara
1995’te Boğaziçi Üniversitesi Müzik Kulübü’nde başlayan Badem’in hikâyesi, üç sesli bir vokal topluluğundan Türkiye’nin en sevilen pop-rock gruplarından birine dönüşen bir yolculuk. Grup, adını kurucu üyelerinin baş harflerinden aldı: Barış, Devrim ve Mustafa. 2005’te Sony BMG etiketiyle yayınlanan ilk albümleri “Badem”, “Kara Değil mi?” ve “Sen Ağlama” gibi şarkılarla geniş kitlelere ulaştı; “Sen Ağlama” şarkısı Ömer Faruk Sorak’ın yönettiği “Sınav” filminde soundtrack olarak kullanıldı.
2008’de gelen “S’onsuz”, kayıplara ithaf edilen duygusal bir albüm olarak grubun müzikal olgunluğunu gösterdi. Ardından 2010’da yayımlanan “3B”, daha sert gitar soundlarıyla dikkat çekti. 2012’deki “Badem ve Konukları” albümünde Nilüfer, Cahit Berkay, Feridun Düzağaç ve Özlem Tekin gibi isimlerle düetler yapan grup, Türkçe rock sahnesinde iş birlikçi bir ruhun temsilcisi oldu.
Grup, 2012’den sonra uzun bir ara verdi ve üyeler solo projelere yöneldi. Resmî olarak ‘dağıldık’ demeseler de Doğaç Başaran’ın yurtdışına yerleşmesi grubun üretimlerine ara vermesine sebep oldu. Aralık 2021’de ‘mola bitti’ diyerek yeniden bir araya geldiklerini açıkladılar ve KadıköySahne’de bir konserle dönüş yaptılar.
Dokuz yıl süren sessizliğin ardındany yeniden bir araya gelen grup, 2022 ve sonrasında yeni şarkılar yayınlamaya başladı. “Canım Güzel Annem” (2022), “Sensiz de Olunur” (2022), “Tam Otuzumdayım” (2023) teklileri büyük ilgi gördü ve Badem sahneye güçlü bir dönüş yaptı.
Amerika’dan İstanbul’a bir rock hikâyesi
1969 İstanbul doğumlu Cem Özkan, müzikle 1987’de tanıştı. Bas gitara gönül veren Özkan; Tarkan Mumkule, Ömer Ahunbay, Hakan Özer ve Tuncer Tunceli ile birlikte müzik yaptı. Bu ekip, daha sonra adı China Band olarak bilinen “Waiting For China” grubunu kurmuştu. Grup, İstanbul’da çeşitli mekânlarda sahne aldı ve Cem Özkan’ın müzik kariyerinin ilk ciddi adımlarını oluşturdu. İki yıllık grup çalışmasının ardından 1989 yılında Amerika'ya gitti. Amerika'da bulunduğu yıllar içinde çeşitli gruplara bas gitar çaldı ve beste yaptı.
2000 yılında Türkiye'ye dönüş yapmasının ardından Hakan Özer, Oğuz Kaplangı ve Ömer Ahunbay'la birlikte kurduğu Rebel Moves grubuyla 5 yıl boyunca sayısız konserler verdi. Halen çalışmalarını sürdürdüğü stüdyosu Soundcheck'i 2005 yılında kurdu. İstanbul Attack ve Gece Yolcuları'nın albüm prodüktörlüğünün ardından kendi bestelerini bir albümde toplamaya karar verdi ve prodüktörlüğünü Can Şengün'ün yaptığı ilk albümü “Kendimce” 2006' da müzik marketlerde yerini aldı. “Kendimce”, rock, funk ve reggae etkilerini bir araya getiren çok yönlü bir çalışma olarak dikkat çekti. Albümdeki “Dön Bana”, “Kim Demiş Ki” ve “Ben Böyleyim” gibi parçalar, Özkan’ın hem söz hem müzikteki güçlü kimliğini ortaya koydu.
2014’te yayınlanan ikinci albüm “İnsan Nasıl Unutabilir ki”, Özkan’ın duygusal derinliğini yansıtan bir albüm oldu. Hem pop-rock hem de akustik dokunuşlarıyla dikkat çeken 14 parçadan oluşan albümün çıkış şarkısı “Olmayacak Bir Hayal” halen dijital platformlarda en çok dinlenen parça ve Özkan’ın güçlü sözleri ve melodisiyle albümün merkezinde yer alıyor. Albüme adını veren “İnsan Nasıl Unutabilir ki”, duygusal yoğunluğu ve akustik düzenlemesiyle öne çıkıyor. “Koş Koş Koş Koş”, enerjik yapısıyla albümün temposunu yükselten parçalardan. “Bilmeni İsterdim”, melodik akışı ve sözleriyle dinleyicinin favorileri arasında. “Çok Güzelsin, romantik atmosferiyle albümün en sevilen şarkılarından. “Birisi Olsa” ve “Seni Kırmayı Hiç İstemedim” Özkan’ın içten yorumuyla dikkat çeken parçalar. Dön Bana (Akustik Versiyon) ise sanatçıyı geniş kitlelere tanıtan hit şarkısının yeniden yorumlanmış versiyonu.
Sahneden ekrana
Cem Özkan, 2008’den itibaren müziğini sahneden ekranlara taşıyarak kariyerinde yeni bir sayfa açtı. Müzikleri, yalnızca bir fon değil; hikâyelerin ruhunu, karakterlerin iç sesini ve izleyicinin belleğini şekillendiren bir imza oldu.
Bu yolculuk, 2008’de ATV ve Show TV’de yayınlanan “Es-Es” dizisiyle başladı. Futbol ve gençlik temalı bu yapım, Özkan’ın rock altyapılı enerjik parçalarıyla güçlü bir kimlik kazandı. Ardından 2009’da romantik komedi dizisi “Melekler Korusun”, duygusal melodilerle dramatik sahnelere derinlik kattı. 2010’da TRT 1’in sosyal temalı “Yerden Yüksek” ve ATV’deki komedi dizisi “Şen Yuva”, onun farklı türlerdeki esnekliğini ortaya koydu; bir yanda toplumsal hikâyeler için akustik dokunuşlar, diğer yanda komedi için ritmik ve hafif melodiler... 2011 yılı, Özkan için yoğun bir dönemdi. “Bizim Yenge”, “Karakol” ve “5’er Beşer” dizileri için hazırladığı özgün müzikler hem dramatik hem komik sahnelerin tonunu belirledi. 2012’de Star TV’de yayınlanan “İbreti Ailem” ve “Koyu Kırmızı”, gerilim ve aile dramı türlerinde onun müzikal atmosfer kurma becerisini gösterdi. 2013’te komedi türündeki “Süper Matrak”, eğlenceli ve dinamik müzik anlayışını ekranlara taşıdı.
2014’te romantik komedi dizisi “Kaçak Gelinler”, enerjik parçalarıyla dikkat çekerken, aynı yıl “Not Defteri” gençlik dramına duygusal bir derinlik kattı. 2015’te ATV’de yayınlanan “Mutlu Ol Yeter” ve “Kocamın Ailesi”, Özkan’ın aile ve romantik komedi türlerinde ustalığını pekiştirdi. 2016’da “Kaçın Kurası”, akustik ve pop unsurlarını harmanlayan bir başka örnek oldu. 2018’de Show TV’de yayınlanan “Darısı Başımıza”, modern pop ve akustik tınıları birleştirdiği müzikleriyle öne çıktı. 2019’da “Baharı Beklerken”, melankolik ve atmosferik müzik anlayışını sergiledi. 2021’de ATV’de yayımlanan “Yetiş Zeynep”, Özkan’ın güncel pop unsurlarını ekran müziğine nasıl uyarladığını gösterdi. 2022’de Netflix Türkiye yapımı “Uysallar”, dijital platform projelerine attığı adımı simgeliyor; dizinin müziklerinde modern elektronik dokunuşlar dikkat çekti. Sinema tarafında ise “Tam Kafadan Karavana” gibi yapımlar, ritmik ve dramatik geçişlerle Özkan’ın sinema müziği anlayışını ortaya koydu.
Cem Özkan’ın ekran müziğine katkısı, Türkiye’de bu alana farklı bir soluk getirdi. Rock kökenli bir müzisyenin ekran müziğine girmesi, türler arası bir geçişin örneği oldu. Melodiyi yalnızca bir fon olarak değil, hikâyenin bir parçası olarak kurguladı. Özkan’ın müziklerinde ritim, karakterin adımlarına; armoni, sahnenin duygusuna eşlik ediyor. Bu yaklaşım, ekran müziğinin dramatik gücünü artıran bir unsur olarak öne çıkıyor.
27 Kasım IF Beşiktaş
27 Kasım Perşembe akşamı İF Performance Hall Beşiktaş’ta Badem’in çok sesli armonileri ve Cem Özkan’ın içten şarkı sözleri, dinleyiciyi hem nostaljik hem yenilikçi bir yolculuğa çıkaracak. Kapı açılışı 19.30’da konser ise 21.30’da başlayacak. 18+ yaş sınırı bulunan konserin biletleri dijital platformlarda satışta.


