Baksı Müzesi’nde iki sergi birden
Baksı Müzesi 1 Temmuz’da iki özgün sergiye kapılarını açtı. “Ütopya Atölyeleri Sergisi” genç sanatçıların ve ustaların hayallerini bir araya getirirken Helga Franke’nin “Sessiz Hayatlar, Büyük Hikâyeler” sergisi geçmişle bugünü sessiz bir diyalogla buluşturuyor.
Genç sanatçılarla büyük ustaları buluşturan “Ütopya Atölyeleri Sergisi”
Baksı Müzesi, 2024 yaz aylarında 2. kez gerçekleştirdiği Ütopya Atölyeleri kapsamında üretilen eserlerden oluşan yeni sergisine 1 Temmuz 2025 tarihinden itibaren ev sahipliği yapıyor. “Ütopya Atölyeleri Sergisi”, genç sanatçılarla büyük ustaların olağanüstü bir doğa ve düşünce ortamında bir araya gelerek oluşturdukları özgün işleri izleyiciyle buluşturuyor.
Serginin küratörlüğünü üstlenen Amelie Strömer’in, atölyenin katılımcılarından olup, Baksı’ya serginin küratörü olarak geri dönmesi de yapılan çalışmaların etkisini ve dönüştürücü gücünü gösteriyor ve sergiyi daha da anlamlı kılıyor.
Doğu Anadolu’nun kültürel ve doğal bağlamında gerçekleşen bu buluşmalar, sanat eğitiminin geleneksel sınırlarını aşarak yeni bir üretim ve paylaşım biçimi öneriyor. Sergide yer alan eserler; heykel, video, performans, tekstil ve yerleştirme gibi çeşitli medya üzerinden ekolojik kırılganlık, hafıza, aidiyet ve dönüşüm gibi güncel meseleleri ele alıyor. Her bir yapıt, sanatı yalnızca bir ifade biçimi olarak değil, aynı zamanda bir “hayal etme aracı” olarak düşünmeye davet ediyor.
“Ütopya Atölyeleri Sergisi”, hayal gücünün harekete geçtiği, duyuların sınırlarını zorlayan bir deneyime davet ediyor.
Sergi, 1 Temmuz 2025’ten itibaren Ekim ayına kadar Baksı Müzesi’nde ziyarete açıktır.
Helga Franke’nin 100 yıllık hayatından izler “Sessiz Hayatlar, Büyük Hikâyeler”de
1 Temmuz 2025’te Baksı Müzesi’nde açılan bir diğer sergi olan “Sessiz Hayatlar, Büyük Hikâyeler” ise 100 yıllık bir yaşamın ilmek ilmek işlenmiş izlerini taşıyor. Bu sergi, Almanya doğumlu, Avustralya’da hayatını sürdürmüş ve Türkiye’ye gönül vermiş Helga Franke’nin el emeği eserlerini bir araya getiriyor.
1924 Hamburg doğumlu Helga Franke, 1950’de Avustralya’ya göç etti ve burada devlet demiryollarında çalışmaya başladı. 64 yıl boyunca aralıksız çalıştı. Boş zamanlarında ise sabırla, sevgiyle, tutkuyla el işleri yaptı. Hayatının en önemli dönüm noktalarından biri, 1968 yılında Avustralya’ya gelen Sarıkamış doğumlu Sabahattin Tölük ile tanışması oldu. 2024 yılında Helga Franke 100 yaşına girene dek birlikte yaşadılar.
Helga Franke’nin vefatının ardından, birlikte geçirdikleri ömrün sessiz tanıkları olan bu el işleri, Sabahattin Tölük’ün ifadesiyle “Unutulmayanlar ölmemiştir” diyerek yeniden hayata döndü. Onlarca yıl boyunca Helga Franke’nin ellerinin değdiği bu işler, onların yok olup gitmesine gönlü razı olmayan Sabahattin Tölük’ün çabasıyla Baksı Müzesi’ne ulaştı.
Sabahattin Tölük, bu eserleri sergilemek istemesinin en önemli nedeninin “genç kızlara ilham vermek” olduğunu söylüyor. Hayatının sonuna dek üretmeye devam eden Helga Franke’nin disiplini, estetik anlayışı ve sabrı, sadece birer el işi değil; aynı zamanda bir yaşam duruşunun izlerini taşıyor.
Bu anlamlı çağrıya kulak veren Baksı Müzesi Kurucusu Prof. Hüsamettin Koçan, Sabahattin Tölük ile yaptığı telefon görüşmesinden çok etkilendi. Eserleri incelendiğinde bunun sadece bir el sanatı sergisi değil, aynı zamanda "sadakat ve tutkunun hikâyesi" olduğunu vurguladı. Koçan, “Bu dönemde çok az rastladığımız, çok değerli bir yaşam tanıklığıyla karşı karşıyayız,” diyerek serginin kültürel ve insani değerine dikkat çekti.
Helga Franke’nin vefatından yalnızca birkaç ay sonra onun anısını yaşatma sorumluluğuyla yola çıkan Sabahattin Tölük, konuşurken gözyaşlarını tutamıyor. Hayat arkadaşının ellerinin değdiği, sabırla işlediği her parçayı, sanki bir anı, bir dokunuş, bir nefes gibi taşıyor.
Sessiz Hayatlar, Büyük Hikâyeler sergisi Ekim ayına kadar Baksı Müzesi’nde ziyaret edilebilir.
