Balenin zirvesi AKM’de
Dünyanın en prestijli bale topluluklarından Bolşoy Tiyatrosu, İstanbul Kültür Yolu Festivali kapsamında ilk kez Atatürk Kültür Merkezi’nde sahne alıyor. “Romeo ve Juliet” ile “Kuğu Gölü’nün efsanevi yorumları dev kadro, özgün dekorlar ve büyüleyici müzik eşliğinde izleyiciyle buluşacak.
Suzan Somalı Sönmez
ssomalisonmez@gmail.com
İstanbul, sahne sanatlarının en görkemli buluşmalarından birine ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor. Rusya’nın köklü sanat kurumu Bolşoy Tiyatrosu, yaklaşık 350 kişilik dev kadrosu ile ilk kez Atatürk Kültür Merkezi (AKM) sahnesine çıkıyor. İstanbul Kültür Yolu Festivali kapsamında gerçekleşecek bu özel etkinlikte, klasik bale repertuvarının iki başyapıtı olan Romeo ve Juliet ile Kuğu Gölü, Bolşoy’un eşsiz yorumuyla sahneleniyor.
Sahne üzerinde bir aşk destanı
26-27 Eylül tarihlerinde sahnelenecek “Romeo ve Juliet”, Sergey Prokofyev’in ölümsüz müziği ve Leonid Lavrovski’nin tarihî koreografisiyle bale tarihine damga vuran bir eser. İlk kez 1940’ta sahnelenen ve Verona’nın trajik aşıklarını anlatan bu klasik, özgün dekorları ve göz alıcı kostümleriyle AKM Türk Telekom Opera Salonu’nda izleyicilere unutulmaz bir deneyim sunacak.
Lavrovski’nin özgün koreografisiyle sahnelenecek eserde Orta Çağ dans gelenekleri, tarihsel anlatılar ve dramatik yapı ustalıkla bir araya geliyor. Bolşoy’un dansçıları ve orkestrası, performansı sahne sanatlarının bütünlüklü bir şöleni haline getiriyor.
Bale sanatının zirvesi
29-30 Eylül tarihlerinde sahnelenecek “Kuğu Gölü” ise, Pyotr İlyiç Çaykovski’nin Bolşoy için bestelediği ilk bale olma özelliğini taşıyor. İlk kez 1877’de sahnelenen ve Siyah Kuğu Odile’in 32 fouetté dönüşü, “Küçük Kuğuların Dans”ı gibi ikonik bölümleriyle tanınan eser, Bolşoy’un yorumuyla yeniden hayat bulacak.
Dünyanın en köklü ve saygın bale topluluklarından biri olan Rusya’nın efsanevi Bolşoy Tiyatrosu “Romeo ve Juliet” ile “Kuğu Gölü”nü özgün dekorları, göz alıcı kostümleri, usta orkestrası ve geniş kadrosuyla sahneye taşıyor. Turne, Art Seasons yapım şirketi tarafından düzenleniyor ve Türkiye Kültür Yolu Festivali’nin bir parçası olarak hayata geçiyor. Bolşoy’un baş balerini ve Rusya’nın en tanınmış dansçılarından Svetlana Zakharova, 26 Eylül’deki “Romeo ve Juliet” temsillerinde Juliet rolünde sahne alacak. Turneye katılacak diğer baş dansçılar arasında Artemy Belyakov, Egor Gerashchenko, Elizaveta Kokoreva, Alyona Kovalyova, Denis Savin ve Yulia Stepanova yer alıyor. (Kadro değişebilir.)
Yaklaşık 350 kişilik dansçı, müzisyen ve teknik ekip İstanbul’a geliyor. Bu özel turne için Bolşoy’un tarihi sahnesinden orijinal dekorlar ve kostümler de getiriliyor; böylece eserler tüm görkemiyle izleyici karşısına çıkacak. Sadece dört özel gösteri planlandı; biletler satışa çıktı.
Rusya’nın en eski müzik topluluğu olan Bolşoy Tiyatrosu Orkestrası, dünyanın önde gelen senfoni orkestralarından biri olarak tanınıyor. Orkestranın üyeleri arasında uluslararası yarışmalarda ödül kazanmış, Rusya Halk Sanatçısı ve Onur Sanatçısı ünvanına sahip isimler bulunuyor.
Bolşoy Tiyatrosu
Rusya’nın Bolşoy Tiyatrosu’nun kökleri 1776 yılına uzanıyor. İlk baleler, Fransız ve İtalyan koreografların yönetiminde sahnelendi. Tiyatronun en önemli yapımlarından biri olan “Don Kişot”, 1869’da Marius Petipa tarafından sahneye kondu ve Moskova balesinin simgelerinden biri hâline geldi. Sovyet döneminde, özellikle Moskova başkent olduktan sonra Bolşoy ülkenin başlıca tiyatrosu konumuna yükseldi ve en yetenekli sanatçıları bir araya getirdi. Sovyet balesinin altın çağı, Leonid Lavrovski ve Yuri Grigoroviç’in isimleriyle anılıyor. O dönemin efsane dansçıları arasında Galina Ulanova, Maya Plisetskaya, Ekaterina Maksimova, Nina Timofeyeva, Asaf Messerer, Mihail Lavrovski, Vladimir Vasiliev ve Maris Liepa bulunuyor. Bu isimler, Bolşoy’un dünya sahnesindeki mirasını şekillendirdi.
2016’dan beri Bale Topluluğu’nun Sanat Direktörlüğünü yürüten Makhar Vaziev, daha önce Mariinski Balesi ve La Scala’da da aynı görevi üstlenmişti. 2023 sonunda, tiyatronun yönetimi seçkin orkestra şefi Valery Gergiev’e geçti. Onun liderliğinde Bolşoy, görkemli operalar, baleler ve senfonik konserler sunmaya devam ediyor.
Şef Anton Grishanin yönetimindeki Bolşoy Orkestrası, Çaykovski’nin müziğini sahneye taşıyarak izleyiciyi büyüleyici bir atmosferin içine çekiyor. Rusya’nın en eski müzik topluluklarından biri olan orkestra, uluslararası ödüllü sanatçılarıyla dünyanın en seçkin senfoni orkestraları arasında yer alıyor.
