Milliyet Sanat
Milliyet Sanat » Haberler » Diğer » Bergama'da sahne umudun

Bergama'da sahne umudun

Bergama'da sahne umudun 28 Ağustos 2025 - 05:08
Bergama Tiyatro Festivali'nin dönüşüm yolculuğu 22-24 Ağustos tarihlerinde düzenlenen 8'inci edisyonu ile geride kaldı. Katılımcılar olarak şunu gördük ki, perdenin açık kalması için en büyük mücadeleyi Bergamalılar veriyor.
Seyhan Akıncı
seyhan.akinci@milliyet.com.tr
 
Yoldayız... Uzaklaştıkça, Bergama ardımızda ufalıyor... Daha dün gece "Şakşakçılar"ın yüzümüzde bıraktığı kahkahalar yerini hüzne bırakmış hafiften, tıpkı o ünlü tiyatro maskeleri gibi. O ilk "merhaba"lardan sonra hızla kaynaşıyor herkes. Bergama Tiyatro Festivali'nin 8'inci bir başka deyişle dönüşüm edisyonunda olanlar ceplerinde yepyeni hikâyelerle büyük sahneye, İstanbul'a dönüyor. Bergama Tiyatro Festivali'nin kurucu ortağı Öner Erkan Arıkan, Milliyet Sanat'ın ağustos sayısına verdiği söyleşide "Bergama Tiyatro Festivali, ilk yılından itibaren değişen ve dönüşen bir kent festivali olma hedefiyle yola çıktı. Sürdürülebilir bir sistem kurmak en temel gerekliliklerden biriydi çünkü içinde var olduğumuz coğrafya ve zaman, özellikle biz kültür aktörlerine öngörülemez koşullar sunuyor. Bu durumun karşısında çözümün ancak gücünü yerelden alan, kolektif, paylaşımcı ve gençlerle beraber yönetilen kalıcı bir yapı olabileceğine inanıyoruz. Artık hedefimiz, mevcut edisyonları 'yıllarca' var edebilecek, kişilerden bağımsız 'sistemin' merkezde olduğu yeni bir süreci var etmeye çalışmak ve deneyimlemek," diyordu. 
 
 
Tiyatro başka nedir ki?
 
Yol uzadıkça sohbet koyulaşıyor... İstanbul Bilgi Üniversitesi - Fest408 üretimi olan “Shitland” ve “ANGST” oyunlarını sahneleyen ekibin üyeleri anlattıkça içim aydınlanıyor. Anlattıkları öyle iç açıcı şeyler olduğundan değil elbet. Sahne sorunlarından, kendilerine alan bulma çabalarına kadar yaşadıkları ne varsa bunlara inatla ve sanatla yeni yollar bulmalarından. Festivalde 
Kadıköy Emek Tiyatrosu & 2383yapım’ın “Bekleyen Dargın Anılar”ı ile sahnede olan Pınar Yıldırım tecrübesini paylaşıyor bizlerle... Bergama Tiyatro Festivali; paylaşımcı, kolektif ve gençlerle beraber olma iddiasının altını bir otobüste dahi dolduruyor. "İşte," diyorum, camdan dışarıyı seyrederken "Tiyatro başka nedir ki?" "Karşılaşmalardan başka..." 
 
 
 
Festivalin gönüllü küratörleri
 
Gülin Dede Tekin'in moderatörlüğünde gerçekleşen "Tiyatro: Kim için Kiminle?" oturumunda Doç. Dr. Leman Yılmaz, Portekiz'deki ırkçı tiyatro izleyicilerini, Avrupa'nın ve dünyanın çeşitli yerlerinde sanat yapıcılarının karşılaştıkları zorbalığı ve yükselen gerici dalgayı anlatıyor. Bir kez daha Bergama'da ve dünyanın herhangi bir yerinde tiyatro perdesinin açık kalmasının önemini hatırlıyorum. Bu edisyonun en değerli taraflarından biri de Bergamalıların bunun önemi konusunda farkındalıklarının hepimizden daha yüksek oluşu. Çorbada bizim de tuzumuz olsun kavramı Bergama Tiyatro Festivali'ni mümkün kılan ana ögeydi desek yanlış olmaz. Yerel sponsorların maddi katkısı kadar âdeta festivalin gönüllü küratörlüğünü üstlenen yaklaşımları hem katılımcıların motivasyonunu yükseltti hem de sözü edilen "sistemin merkezde olduğu yeni bir süreç" için umut verdi. 
 
 
“Şakşakçılar”
 
Bergama'nın yerel lezzetlerinin tadına bakıldığı, tarihi Bergama evleri arasında dolaşırken zamanı unuttuğumuz, Asklepion'da "Leyla ile Mecnun Değil" ve "Şakşakçılar"ı izlerken yüzlerce yıl önce aynı sahneden sözünü söyleyenleri anımsayıp "hâlâ buradayız" dediğimiz bir festival geride kaldı. Annesine incir toplarken bize de ikram eden adamdan, çeyiz gönderme eğlencesindeki davul zurnaya kadar Bergama hikâyenin yola çıkmak olduğunu hatırlattı bir kez daha. Bu yol hiç bitmesin!  
 
 
“Leyla ile Mecnun Değil”