Gotik atmosferin puslu dokusu, mitolojik göndermelerle örülü hikâyeler ve melankolinin zarif melodiler… Blackbriar’ın müziği, Zora Cock’un hipnotik vokaliyle birleşerek dinleyiciyi başka bir dünyaya taşıyor. 

 

2012’de Hollanda’nın Assen kentinde doğan ve kısa sürede Avrupa’nın alternatif metal sahnesinde kendine sağlam bir yer edinen Blackbriar, şimdi, Türkiye’deki ilk konseriyle bu büyülü evreni İstanbul’un kalbine getiriyor.

 

 

2012 yılında Hollanda’nın Assen kentinde kurulan Blackbriar, gotik ve senfonik metalin masalsı bir yorumunu sahneye taşıyan bir grup olarak kısa sürede dikkatleri üzerine çekti. Vokalist Zora Cock, davulda René Boxem, gitarlarda Bart Winters ve Robin Koezen, klavyede Ruben Wijga, bas gitarda ise Siebe Sol Sijpkens’ten oluşan kadro, müzikte karanlık romantizmi ve teatral bir atmosferi harmanlıyor. Grup, 2014’te yayımladığı ilk teklisi “Ready to Kill” ile sahneye adım attı. Müzikte hikâye anlatımını merkezine alan bir grup olan Blackbriar, ilk çıkışını 2015’teki “Until Eternity” ile yaptı. Bu şarkı, YouTube’da milyonlarca izlenme alarak Blackbriar’ın gotik metal sahnesindeki yükselişini hızlandırdı. Ardından gelen “We’d Rather Burn” (2015) ve “Our Mortal Remains” (2017) EP’leri, grubun gotik metal sahnesindeki yerini sağlamlaştırdı. Grubun her bir parçası, dinleyiciyi bir masalın içine çekiyor ama bu masal, mutlu son vaat etmiyor.

 

Blackbriar’ın müzikal yolculuğu, EP’lerle başlayan bir keşif serüveni oldu. “Fractured Fairytales” (2017), “We’d Rather Burn” (2018) ve “Our Mortal Remains” (2019) EP’leri, grubun masalsı karanlık atmosferini dinleyiciye tanıttı. Bu çalışmalar, Grimm masallarından ilham alan şarkı sözleri ve gotik görsellikleriyle dikkat çekti. 2021’de yayımlanan ilk stüdyo albümleri “The Cause of Shipwreck”, Blackbriar’ın müzikal kimliğini daha da derinleştirdi. Albüm, Metal Hammer tarafından övgüyle karşılandı; Zora Cock’un vokali Amy Lee ve Kate Bush ile kıyaslandı. Ardından 2023’te gelen “A Dark Euphony”, grubun olgunluk dönemini simgeleyen bir başyapıt oldu. Gotik metalin zarif melodilerini senfonik dokularla harmanlayarak dinleyiciyi büyüleyen bir atmosfer yaratan albüm, Nuclear Blast etiketiyle yayınlandı ve gotik metalin modern yorumuna güçlü bir katkı sundu. 2025’te yayınlanan üçüncü albüm “A Thousand Little Deaths”, ölüm, kayıp ve aşk temalarını gotik bir masal diliyle işleyen 10 parçadan oluşuyor. Albümde “Bluebeard’s Chamber”, “Floriography”, “Harpy” gibi şarkılar, grubun teatral ve sinematik yönünü zirveye taşıyor. 

 

Tekliler arasında “Snow White and Rose Red”, “The Séance”, “Selkie”, “Crimson Faces”, “Moonflower” ve “Spirit of Forgetfulness” gibi parçalar, Blackbriar’ın gotik masal estetiğini en iyi yansıtan örnekler olarak öne çıkıyor. 

 

 

 

Grubun kadrosu, sahnede bir bütün olarak büyü yaratıyor: Vokalde Zora Cock, gitarlarda Bart Winters ve Robin Koezen, bas gitarda Siebe Sol Sijpkens, klavyede Ruben Wijga ve davulda René Boxem. Blackbriar, yalnızca stüdyo kayıtlarında değil, sahnede de masalsı atmosferini koruyan nadir gruplardan biri. 2019’da Epica’nın ‘Design Your Universe’ turnesinde resmi destek grubu olarak yer aldılar; aynı yıl Halestorm ve In This Moment’in Amsterdam konserinde aftershow yaptılar. 2022’de metal müziğin en prestijli plak şirketlerinden biri olan Nuclear Blast ile anlaşmaları, kariyerlerinde önemli bir dönüm noktası oldu. Bu iş birliği, grubun müziğini küresel ölçekte daha geniş bir kitleye ulaştırdı.

 

 

29 Kasım Cumartesi akşamı İstanbul’da gerçekleşecek konser, Blackbriar’ın Türkiye’deki ilk performansı olacak. IF Beşiktaş’ın sahnesi, gotik metalin büyüleyici dünyasına açılan bir kapıya dönüşecek. %100 Metal ve Vera Müzil organizasyonuyla gerçekleşecek gecede masalsı hikâyeler, karanlık melodiler ve güçlü vokaller bir araya gelecek. 18+ yaş sınırı bulunan etkinliğin kapı açılış saati 20.00, konser başlangıç saati ise 21.30.