Çekirdek Sanatevi kitap oluyor
1980 askerî darbesi sonrasında Fikret Kızılok’un sevk ve idaresinde kurulan Çekirdek Sanat Evi’nin hikâyesini anlatan bu çalışmasında Biryol aynı zamanda, yolu bu mekandan geçen onlarca sanatçı ve müdavimle de konuşuyor. Kültür tarihimizin önemli dönemeçlerinden birini tüm yönleriyle tanımak isteyenler için…
“Bence çok kıymetli bir işti (…) güzel olan şeylerin her zaman kitlesel olmayan şeyler de olabileceği fikrinden çıkma da bir harekettir aynı zamanda. (…) O dönem hepimize yaradı bence. Yani Türkiye’ye de yaradı.” Bülent Ortaçgil
1980 askerî darbesi sonrasında küçük bir bodrum katında yeşeren bir vaha: Resim sergilerinin yapıldığı, toplantı ve panellere ev sahipliği eden, çocuklara sanat eğitimi verilen bir anaokulu gibi işleyen ama en önemlisi az sayıdaki dinleyici için dinletilerin yapıldığı bir mekân… Günümüzün hâlâ sevilen ve dinlenen isimlerinin bazılarının ilk müzikal deneyimlerini yaşadığı, bazılarınınsa ticari hiçbir kaygı olmadan “saf müzikle” en çok ilgilenebildikleri yer olarak değerlendirdiği Çekirdek Sanat Evi’nde yapılan kayıtlar birer kült mertebesinde üstelik. Usta müzisyen Fikret Kızılok’un sevk ve idaresinde kurulan Çekirdek Sanat Evi, kısa süren ömrüne rağmen Türkiye’nin kültür-sanat ortamına yaptığı azımsanamayacak katkıyla her bakımdan incelenmesi gereken mekânlardan, projelerden…
Uğur Biryol, Bir Müzik Rüyası–Çekirdek Sanat Evi’nde bu kültür mekânının kapsamlı bir portresini çıkarıyor; yolu oradan geçen onlarca sanatçıyla, müdavimle konuşuyor. Ayrıca Çekirdek projesini inşa eden Bülent Ortaçgil, Ahmet Sırmaçek, Şeyda Özbudun gibi isimlerle yaptığı görüşmelerle sanat evinin işleyişini, alternatif kültürel oluşumlara örnek alınası sıra dışı vizyonunu, kısacası bir müzik rüyasını anlatıyor.
