İstanbul’un kalbinde, sesin ve ışığın buluştuğu bir sahne var: Zorlu PSM. Bu sahne, 13 yıldır sadece performansları değil, duyguları da ağırlayacak. Ve şimdi, 14-15 Kasım’da, %100 Müzik’in katkılarıyla dokuzuncu kez gerçekleşecek MIX Festival, müziğin sınırlarını bir kez daha kaldıracak. Bu yılki festival türler, coğrafyalar ve duygular arasında bir geçiş kapısı sunuyor. Her biri kendi evrenini yaratmış sanatçılar, bu kapıdan geçerek İstanbul’a, Zorlu PSM’ye konuk oluyor.

 

 

 

Festivalin ilk günü, sesin biçim değiştirdiği, ritmin duyguyla buluştuğu bir anlatıya dönüşecek. Zorlu PSM’nin farklı sahnelerinde elektronik müziğin sınırlarını zorlayan prodüktörler, indie-pop’un içsel yankıları ve deneysel seslerin görsel anlatılarla birleştiği performanslar yer alacak. 

 

Müziğin bir anlatı biçimi olarak sahneye taşınacağı, her sanatçının kendi ses evrenini kuracağı ilk gün İngiltere’nin elektronik müzik sahnesinde kendine özgü bir yer edinmiş Maribou State, DJ set formatında sahneye çıkacak. “Portraits” albümünden bu yana elektronik müziği pastoral bir anlatıya dönüştüren ikili, dinleyiciyi bir kırsal rüyaya davet ediyor. 

 

 

 

Aynı gece sahnedeki varlığı, gençliğin kırılgan ama dirençli sesini taşıyan Norveçli Sigrid, “Don’t Kill My Vibe” ile başlayan kariyerini “How to Let Go” albümüyle küresel bir pop anlatısına dönüştürecek. 

“Funkstörung” etkisiyle şekillenen prodüksiyonları, analog ve dijitalin sınırlarını zorlayan Diskopolis, İspanyol elektronik sahnesinin yükselen yıldızı olarak dans pistini bir laboratuvara çevirecek. 

 

Barselona’dan çıkıp Afrika köklerini elektronik folk ve deneysel rock ile harmanlayan kolektif Egosex sahne aldığında sadece müzik değil; tarih, kimlik ve direniş de yankılanacak.

 

 

 

Funk, soul ve house arasında gezinen setleriyle dansı bir ritüele dönüştüren groove4lovers, İstanbul’un gece hayatına groove’un ne demek olduğunu hatırlatacak. 

Multimedya performansları, sesin görselleştiği bir deneyim yaratan Selût ise sahnede sadece müzik değil, görsel bir anlatı da sunacak.

 

Belçika’dan gelen ve analog elektronik sesleri cazla buluşturan grup TUKAN, sahnede bir jam session havası estirecek.

 

 

 

Venice, lo-fi house’un duygusal dokusunu canlı performansla birleştirecek.

 

İngiliz müzisyen Youngr “Out of My System” gibi parçalarıyla tek kişilik bir grup gibi sahneye çıkacak, loop pedallarıyla anlık besteler yaratacak. 

 

Duygu Çiftçioğlu ise güçlü vokaliyle geceye bir içsel dönüş katacak,  sesiyle sahneyi bir iç monologa dönüştürecek.

 

 

Festivalin ikinci günü, müziğin coğrafyalar arasında kurduğu köprüleri sahneye taşıyacak. Grammy ödüllü prodüktörlerden kültürel sentezler yaratan kolektiflere kadar uzanan program, dinleyiciyi hem tanıdık hem de keşfedilmemiş seslerle buluşturacak. 

 

İkinci gün sahneye çıkacak isimler arasında Grammy ödüllü bir sanatçı var: Purple Disco Machine. “Exotica” albümüyle disko-funk’ı yeniden tanımlayan sanatçı, sahnede nostaljiyle geleceği aynı anda yaşatacak. 

 

“One Day (Vandaag)” ile milyonlara ulaşan Hollandalı DJ Bakermat house, caz ve soul’u bir araya getiren prodüksiyonlarıyla dansı bu kez İstanbul’da bir iyileşme biçimi olarak sunacak.

Bulgarian Cartrader, Berlin’in indie sahnesinden çıkıp Balkan melodilerini elektronikle harmanlayan bir anlatı kuracak. 

 

Türk elektronik müzik sahnesinden Emre Can Swim yaratıcı setlerini sunacak.

 

 

 

Anadolu ezgilerini caz ve afrobeats ile buluşturan Hilal Kaya, sahnede bir kültürel sentez yaratacak.

“Hyper Romance” albümü, bir distopyanın içinden çıkan umutlu melodilerle dolu İngiliz ikili Jadu Heart, elektronik folk ve deneysel rock’ı kendi hikâyelerine dönüştürecek. 

 

Amerika’nın lo-fi folk ve dream-pop sahnesinin büyüleyici sesi Marissa Nadler , “The Path of the Clouds” albümüyle gotik bir anlatı sunacak.

 

Endonezya’nın geleneksel müziğini modern seslerle buluşturan Nusantara Beat, Gamelan ritimleriyle afrobeat arasında köprü kurarak sahnede kültürlerarası bir diyalog yaratacak.

 

Sahneye dinamizm katan Soul Grinders live ise funk, soul ve elektronik arasında gezinen canlı performanslarıyla geceyi bir dans şölenine dönüştürecek.

 

 

 

 

2016 yılında Zorlu PSM tarafından İstanbul’un kültür ve müzik hayatına kazandırılan MIX Festival, ilk günden itibaren ‘çok sesli müzik’ mottosunu sahneye taşıdı. Her yıl farklı müzik türlerini bir araya getirerek binlerce müzikseveri buluşturan festival, pandemi döneminde bile enerjisini koruyarak dönüşünü coşkuyla gerçekleştirdi. 2024 yılında Altın Gün, Digitalism, Milky Chance, Local Natives ve Starsailor gibi uluslararası isimlerin sahne aldığı festival, müzik ve sahne şovlarıyla izleyicileri büyüledi.

 

2023’te ise Röyksopp DJ set, Warhaus, Kid Francescoli, Weval ve Cosmic Crooner gibi isimler festivalin yıldızları arasında yer aldı. Bu edisyon, müziğin sınırlarını zorlayan performanslarla unutulmaz anlara sahne oldu. 2024 sezonunda Zorlu PSM, toplamda 1100 etkinlikte 700 bin sanatseveri ağırlarken MIX Festival, bu başarı tablosunun en parlak yıldızlarından biri oldu.

Festivalin önceki yıllarında sahne alan AaRON, Ah Kosmos!, Claire Laffut, COMA, Far Caspian, Goose, Gaye Su Akyol, Islandman, Jakuzi, Lalalar, Nova Norda ve Vitalic gibi isimler, MIX Festival’in müzikal çeşitliliğini ve uluslararası etkisini pekiştirdi. Her yıl daha da genişleyen programıyla MIX Festival, İstanbul’un kültürel haritasında kalıcı bir iz bırakmayı başardı.

 

13 yıldır 8 milyona yakın sanatseveri ağırlayan Zorlu PSM, MIX Festival gibi etkinliklerle kültür-sanatın nabzını tutuyor. ‘Dünyan Değişsin’ mottosuyla yola çıkan Zorlu PSM, bu yıl da müziğin dönüştürücü gücünü sahnesine taşıyor. MIX Festival presented by %100 Müzik biletleri passo.com.tr üzerinden satışta.