Geçtiğimiz günlerde kapılarını açan The Cube, dijital sanatın yeni merkezi olarak sanatseverlerle buluşuyor. CCN Holding desteğiyle hayata geçirilen bu yenilikçi mekan, yalnızca sergilerin sergilendiği bir alan olmanın ötesinde, sanat ve teknolojiyi bir araya getiren deneyim odaklı bir buluşma noktası olarak tasarlandı. Açılış seçkisi CONFLUENCE, prodüksiyonu yeni medya sanatları alanında uzman Piksel. Creative Solutions tarafından gerçekleştirilen ve küratörlüğü Olga Vad tarafından üstlenilen bir sergi olarak, ışık, ses ve hareketi ortak bir deneyim alanına taşıyor. Dünyaca ünlü altı sanatçının eserlerinin yer aldığı seçkide, çağdaş dijital sanatın estetik sınırlarını ileriye taşıyan Amiangelika & 1100, Maotik, Shihua Ma, Tatsuru Arai ve Universal Everything gibi isimler öne çıkıyor. Altunizade Suites Istanbul, Curio Collection by Hilton içerisinde konumlanan The Cube, titizlikle hayata geçirilen her detayıyla, İstanbul’un sanat haritasında dijital sanatın sınırlarını zorlayan benzersiz bir platform olarak kendine yer açmaya hazırlanıyor. 

 

 

 

Yenilikçi sanat anlayışını ve müzik prodüksiyonunu bir araya getiren dinamik görsel- işitsel ikili Amiangelika & 1100, Black Sun eserinde kaos ve düzen, karanlık ve ışık temalarını hem görsel hem işitsel düzlemde buluşturarak izleyici iç dünyanın farklı katmanlarında bir yolculuğa davet ediyor. 

 

 

 

Yeni medya sanatçısı Shihua Ma müzik ve teknolojiyi duyular arası bir deneyime dönüştüren üretimleriyle öne çıkıyor. The Cube’da Mandala başlıklı eseriyle yer alacak. 

 

 

 

Maotik’in In This World isimli sürükleyici yerleştirmesinde zamanı ve mekanı algılama biçimimizi sorgularken, insan deneyimi ile teknolojik sistemler arasındaki karmaşık, ilişkiyi görünür kılıyor. Universal Everything – Migrations, bedenin jestlerinden türeyen hareket verilerini akışkan, canlımsı formlara dönüştürerek sürü davranışı, ritim ve evrim hissini sahneye taşıyor; izleyiciyi kolektif bir görsel ekolojinin parçası yapıyor. Tatsuru Arai – Face of Universe ise kozmolojik ölçekte düzen ve kaosu algoritmik kompozisyonlarla araştırıyor; fiziksel doğanın temel ilkelerini ses ve ışık üzerinden deneyimlenebilir bir bütün haline getiriyor.

 

 

 

 

 

Küratör Olga Vad, yeni medya ve immersif sanat pratiklerine odaklanan bir isim olarak, teknolojinin duyusal ve bedensel deneyim üzerindeki etkilerini araştırıyor. CONFLUENCE, onun mekân, ses ve hareket arasındaki sınırları ustalıkla bulanıklaştıran küratöryel yaklaşımının en yeni örneğini sunuyor.

 

“The Cube”, İstanbul’un kültür ve sanat sahnesine yeni bir soluk getirmeye hazırlanıyor. Teknolojiyle şekillenen bu dijital küp, her dönemde yenilenecek programıyla dijital sanatın yaşayan bir platformu olmayı hedefliyor. CCN Holding’in desteğiyle hayata geçirilen proje, sanatın dönüştürücü gücünü iş dünyasıyla, teknolojiyle ve kamusal deneyimle buluşturuyor. CCN Holding sözcüsü, projeyle ilgili açıklamasında şu ifadeleri kullandı: “Sanatı, kültürel bir miras olarak değil, yaşayan bir değer olarak görüyoruz. The Cube, bu bakışın bir yansıması.”