Milliyet Sanat
Milliyet Sanat » Haberler » Diğer » Goethe Enstitüsü’nün ilk ‘gövde gösterisi’

Goethe Enstitüsü’nün ilk ‘gövde gösterisi’

Goethe Enstitüsü’nün ilk ‘gövde gösterisi’27 Mart 2024 - 11:03
98 ülkede 160’a yakın şubesi ile faaliyette bulunan Goethe Enstitüsü, 2024 hedefleri ve faaliyet bilançosunu basına ve kamuoyuna açıkladı. Dil eğitimi, güncel sanat projeleri, hibe programları ve çok uluslu ‘Kültür için Alan’ yaratma projeleriyle Enstitü, bu yıl da Türkiye çapında ‘gündem belirlemeye aday’.
EVRİM ALTUĞ
evrimaltug@gmail.com
 
Goethe-Institut İstanbul, geçtiğimiz günlerde düzenlediği basın buluşması ile Beyoğlu Galatasaray Yeni Çarşı Caddesi’nde tarihi apartmanda bulunan merkezinde, 2024 programını görücüye çıkardı. 
 
Yapının teras katında İstanbul panoramasına hakim Litera Restaurant’ta düzenlenen kapsamlı sunumun ev sahipliğini, Enstitü Müdürü Mani Pournaghi Azar üstlenirken, Enstütü etkinlikte 2024 yılı için hazırladığı sergiler, konserler, festival ödüllü filmler ve yeni yayınları kapsayan geniş bir yelpazeyi sundu. Enstitünün alanında ilk kez düzenlediği etkinliğe Ankara’daki Almanya Büyükelçiliği tarafından yürütülen ve küratöryel sorumluluğu Goethe Enstitüsü’ne ait konuk sanatçı programı Tarabya Kulturakademie (http://kulturakademie-tarabya.de/tr/kulturakademie/) yetkilileri ile Enstitü’nün farklı operasyonlarından sorumlu isimler katılarak detaylı sunumlar gerçekleştirdi. 
 
Enstitü tarihinde ‘bir ilk paylaşım’
 
Sunumda özetle, 98 ülkede 160’a yakın şubesiyle faaliyette bulunan enstitünün kültür programları, Tarabya Kulturakademie Konuk Sanatçı Programı, Culture CIVIC isimli Sivil Toplum ile İş Birliği ve Yapısal Destek projesi ile Goethe Enstitüsü’nün yoğun ilgi gören Almanca dil eğitimi ve resmî sertifikalı Almanca dil öğretmenliği kursuna ilişkin detaylara yer verildi. 
 
 
 
Kurum tarihi açısından basın ve kamuoyu karşısına çıkmış olmak bakımından alanında ilk sayılan (ve çok da faydalı geçen) oturumda ayrıca, enstitünün Almanya’ya açılan kapısı olarak anons edilen ve binlerce ses, görüntü ve yazı kaynağını barındıran çok disiplinli kütüphanesi ile edebiyat projeleri de alanında uzmanlarca tanıtıldı. 
 
Federal Almanya Cumhuriyeti’nin tüm dünyada faaliyet gösteren kültür enstitüsü olarak küresel hizmet veren Goethe Enstitüsü, kurumun İstanbul müdürü Azar’ın toplantıda da vurguladığı gibi ‘çeşitliliğin sağlanması, karşılıklı anlayışın geliştirilmesi ve güven oluşturulması’ gibi unsurları, P2P - kişiden kişiye doğrudan iletişime odaklı bir yaklaşımla öne çıkarıyor. 
 
Goethe Enstitüsü Müdürü Azar bu kapsamda, üç ana konuya odaklandıklarının altını çizerken, öncelikle Türkiye’de Almanca dilinin öğrenilmesi ve öğretilmesine Almanya’daki nitelikli iş gücünün kazandırılması adına büyük önem verdiklerini vurguluyor. Bununla birlikte, kurumun uluslararası kültür ve değişim programlarından söz eden müdür Mani, bu yaklaşımlarının, yalnızca Türkiye’deki büyükşehirlerle sınırlı olmadığına da dikkati çekiyor. 
 
Beş ana başlıktan, önemli açıklamalar
 
2024 stratejilerini kapsamlı bir analiz sonucu ortaya çıkan beş başlık ile oluşturduklarını belirten Enstitü Müdürü Mani, bu kapsamdaki ilk başlıkta Culture CIVIC programı direktörü Ayşe Eraslan’a referans verirken, etkinliğin 2021 Mart ayında başladığını, Kasım ayında biteceğini belirten Eraslan, yoğun ilgi gören programın 2024-2029 dönemi için altyapı çalışmalarına da başladıklarını haber veriyor. 
 
Ayşe Eraslan’ın verdiği bilgilere bakılırsa, Culture CIVIC Kültür Sanat Destek Programı (https://www.culture-civic.org/biz-kimiz/genel-bilgi) bugüne kadar 200 proje için Türkiye’nin 44 farklı ilinde 1 milyon 600 bin Avro’luk hibe ile hayata geçirilmiş bulunuyor. Tiyatrodan güncel sanata, edebiyattan sanat tarihi ve arkeolojiye, dilden sahne ve gösteri sanatlarına büyük çeşitlilik arz eden ve iletişim direktörlüğünü Üstüngel İnanç’ın üstlendiği program, İzmir’den Bursa’ya, Edirne’den Hatay ve Balıkesir’e uzanan bir operasyon zeminine yayılıyor. 
 
 
CULTUR CIVIC
 
Culture CIVIC programı bu aşamada, İKSV, Anadolu Kültür, Hollanda Kraliyeti, Dansk Kultur Institut, Institut Français gibi kurumlarla da dayanışma içinde hayata geçiyor. Gaziantep, Van, Batman ve Manisa’ya değin uzanan farklı başlıklarıyla program, yerel topluluklar ve izleyiciler üzerinde etkili girişimlere ve bireylere ulaşma amacıyla tasarlanan Yerel Projeler Hibe Programı ile, hoşgörü, ayrımcılık karşıtlığı, ifade özgürlüğü ve demokratik süreçlerin teşvik edilmesinde sivil toplum ve kültür sanat alanı için fon sağlıyor. Program, sosyal sorunları mercek altına alan ve diyaloğu teşvik eden kültürel projeleri destekliyor. 
 
Nitelikli iş gücüne dair çarpıcı eylemler
 
Goethe Enstitüsü Sanat ve Kültür Uzmanı Metin İlktekin’in yanı sıra, Tarabya Kulturakademie Müdürü Rüdiger Kappe’nin de bizzat katıldıkları sunumda sözü devralan Goethe Enstitüsü Dil Öğretim Programı Dil Sınavları ve Kursları Birimi Direktörü Gülhan Tezcan Acar ise, kurumun bu alandaki çalışmalarından bahsederken bir bakıma son yıllarda ‘beyaz yakalı’ nesil ve dahi X,Y,Z kuşağınca Batıya dönük yaşanan ‘beyin göçü’ ve bunu hazırlayan koşullar üzerine, sosyolojik alanda hayli çarpıcı detaylar aktarıyor. 
 
 
Buna göre, başvuru sahiplerini A1’den C2’ye uzanan seviyelerle eğitmeyi hedeflediklerini söyleyen Acar, her seviyenin sınavlarını vermek suretiyle adayların sertifika almalarına gayret ettiklerini açıklıyor. Acar’ın verdiği bilgilere göre, 2023’te 12 bin 327 başvuru ile özellikle pandemi dönemi ve sonrasında bu alana başvuruda çok büyük bir artış meydana gelirken, Acar bu sayının, pandemi öncesi; 2021’de 5843 olduğuna değiniyor. Dil Uzmanı Acar ayrıca bu artıştaki bir diğer etkenin, Goethe Enstitüsü’nün bu süreçte düzenlediği ‘Online Dil Kursları’na yönelik ilginin patlaması olduğunu belirtiyor.  
 
Başvuru yaş ortalaması: 25-35
 
Kurumun hazırladığı bir ankette, kursiyerlerin yeni adaylara yüzde yüze yakın seviyede ‘olumlu tavsiye’ halinde olduğuna değinen Goethe Enstitüsü Dil Sınavları Uzmanı Acar, öte yandan kursa katılanların profillerine değinirken, başvuranların yaş ortalamasının 25 ile 35 olduğunun altını çiziyor. 
 
Bu kişilerin çoğunun hedefinin Almanya’da Yüksek Lisans eğitimi olduğunu açıklayan Acar, öte yandan bir bölüm adayın ise, ‘nitelikli işgücü’ talebine yönelik ve özellikle sağlık sektöründe kariyer hedefi için bu yolu seçtiğine değiniyor. 
 
Kurum yetkilisinin verdiği bilgiye göre an itibariyle yılda ortalama 6 bin kişi, sertifika kurslarına devam ediyor. 2023’te 6 bin 193 kişi sertifika alırken, enstitünün Ankara, İzmir ve İstanbul’da şubeleri bulunuyor. Bu kapsamda 2023’te İzmir’den 5 bin 100 civarında kursiyer saptanırken, Ankara’da bu rakam 4 bin 252, İstanbul’la birlikte ise, bu rakam 22 bin 700’e yaklaşıyor. Sınavlar açısından ise yılda toplam 30 bine yakın dil sınavı kayıtlara geçiyor. 
 
Öte yandan Enstitüde, alanında Üniversite Diploması denkliğine sahip Almanca Dil Öğretmenliği Sertifikası Programı da hayli ilgi görüyor. Tüm Kuzeydoğu Avrupa’ya yönelik bu program, lisans eğitimi ardından alınan 18 ila 24 aylık bir eğitimle tamamlanabiliyor. Bu tür eğitimler özellikle, yaşamlarını Almanya’da sürdürmek ve kariyerlerini bambaşka seviyede dönüştürmek isteyenler için de zengin vaatler barındırıyor. Acar bu yönüyle nitelikli iş gücü transferini düzenleyen özel kurslarına 2022’de bin 500 kişinin başvurduğuna değinirken, bu sayının da gelecek yıl için şimdiden iki katına ulaşabileceğini belirtiyor.
 
İki hedef: öğrenenler ve öğretenler
 
Sunumda söz alan Enstitü Dil Uzmanı, Eğitim ve İşbirliği Protokolü Yetkilisi Sibel Ocak ise, basına şu bilgileri aktarıyor:
 
“Amacımız özellikle Alman dilini eğitim kurumlarında yaygınlaştırmak. Bunun için de hem Almanca öğrenenleri, hem de Almanca öğretenleri destekliyoruz. Bu kapsamda Türkiye’deki üniversitelerin Almanca Öğretmenliği bölümleri ile yakın işbirliği içinde çalışıyoruz. Geçtiğimiz yıl programlarımıza yaklaşık 4 bin 600 başvuru yapıldı. Bunlar arasında 325 Almanca Öğretmeni yine kurs ve konferanslarımıza girdiler.
 
Goethe Institut İstanbul’da odaklandığımız bir diğer konu ise, erken yaşta Almanca dil öğretimi. İstanbul’da birçok okulda, beşinci sınıf itibariyle Almanca dersi veriyoruz. Bu kapsamda bazı prestijli okulların, Almanca eğitimine de daha fazla öncelik verdiklerini fark ediyoruz. Ve özellikle bu eğitimi veren öğretmenlerin nitelikli olmalarını istiyor ve destekliyoruz. Bu kişilerin de çocuk odaklı, öğrenmeye elverişli bir yöntem ile ders vermelerini sağlıyoruz. Bu çerçevede, 4 Mayıs’ta Avusturya çıkışlı özel okul birliği ALEF ile öğretmenlere yönelik özel bir toplantıya hazırlanıyoruz.  
 
Gerçekten Almancaya büyük bir ilgi bulunmakla birlikte, ciddi bir öğretmen açığı olduğunu da gördük ve bu kapsamda da üniversitelerle işbirliği ile ‘Kariyer Günleri’ çalışmasını başlattık. Buradaki önceliğimiz, öğretmenlerin meslekî yeterliliklerine ulaşabilmeleri ve öğrencilerine bu yeterlilikle Almanca öğretebilmeleri.” 
 
Çarpıcı sergi projeleri ve taze filmler
 
Kapsamlı sunumda bir diğer başlık ise, çağdaş kültür ve sanat alanında Goethe Enstitüsü’nün yaptığı girişimlerdi. Metin İlktekin’in verdiği bilgilere göre enstitü, 2024 yılında başka kurumlarla işbirliği halinde olmayı sürdürecek. Sözgelimi Depo İstanbul ile çalışacak olan enstitü, ‘ırkçılık karşıtı’ bir sergi için kolları sıvamış bulunuyor. Goethe Enstitüsü bunun yanı sıra Eylül ayında da, ‘Forensic Architecture’ isimli Avrupa turne projesini de İstanbul’a taşıyacak. Etkinlik, ‘Geo-Mapping’ yöntemini kullanmak suretiyle özellikle devlet eliyle işlenmiş şiddet vakaları ile İnsan Hakları ihlallerinin hangi bölgelerde ortaya çıktığını gündeme taşıyacak. 
 
İlktekin’den alınan bilgiye göre Goethe Enstitüsü, bu sergiyle bir yandan konuları özeleştirel bir yaklaşımla ortaya koyarken, konunun yapısal ve küresel yaklaşımlarını da izleyenlere sunacak. Teknoloji ve sanatı da birleştirecek olan ‘Forensic Architecture’ projesinin yanı sıra, enstitüsü müzik, sanat, tiyatro alanındaki etkinliklerde de ‘ana akım dışında’ olan girişimlere bilhassa öncelik verecek.  Bununla birlikte, 2024’te Goethe Enstitüsü, Almanya’da çekilmiş yeni prodüksiyon filmleri de ‘Kino 24’ başlığı altında Nisan ayı itibariyle beyazperdeye taşımak üzere kolları sıvamış görünüyor. 
 
‘Kültür için Alan’ yaratma çabası
 
Goethe Enstitüsü’nden alınan bilgiye göre, kurumun bir diğer odak noktası ise ‘Alan’lar, yani kültür sanat adına mekânların oluşturulması meselesi olarak göze çarpıyor. 2017’den bu yana, ‘Kültür İçin Alan’ başlığı altında sunulan bu girişimde Gaziantep, Diyarbakır ve İzmir gibi bölgelere ağırlık verilirken, Diyarbakır Edebiyat Festivali, Gaziantep Film Festivali, İzmir’deki tiyatro, müzik ve diğer disiplinlere dönük etkinlikler de bu başlık altında sayıca 200’ü aşıyor. 
 
 
KÜLTÜR İÇİN ALAN
 
Başka şehirlere de sıçrayan bu girişimle, çok sayıda sanatçı da Türkiye’den farklı şehirlerle bir araya getirilebilmiş bulunuyor. Sanatçıların ‘kültür yönetimi’ alanındaki girişimlerine öncelik veren ‘Kültür İçin Alan’ çabasında, alanında uzman kültür yöneticileriyle de işbirliği sağlanıyor. Uluslararası kültürel davetlerini İsveç, Fransa, Hollanda gibi ülkeler üzerinden yapan proje, bu süreçte yine İKSV’nin katkısı ile 100 dolayında sanatçıyı yurt dışındaki programlara gönderebilmiş bulunuyor. 
 
Kültür İçin Alan (www.kulturicinalan.com) bu kapsamda yürüttükleri Sinopale Festivali ve Göbeklitepe Festivali’ni örnek veriyor. Yine girişim bünyesindeki ‘Master Class’ projeleri ve özellikle deprem sonrası mekânların kullanımına dair projelerle, sanat ortamının bu konudaki ihtiyaçlarının da giderilmesi amaçlanıyor. 
 
Kültür İçin Alan’ın Alman Dışişleri Bakanlığı katkılarıyla oluşturduğu uluslararası teşvik programları ve sanatçı ağı, bu kapsamda Goethe Institut’un öncelikli hedefleri arasında sıralanıyor. Hibe Geliştirme, Kapasite Geliştirme ve Uluslararası Dolaşım gibi üç ana başlıkla yürütülen program, 2017’den bu yana yerel ağda 300’ü aşkın bağlantı sağlarken, 100’ü aşkın Uluslararası Dolaşım Programı katılımcısı şu ana kadar Almanya, Fransa, İsveç ve Hollanda’ya seyahat etmiş bulunuyor. Desteklenen etkinliklerin 200 binin üzerinde izleyiciye ulaştığı program ayrıca, günümüze değin 228 projeyi de çok disiplinli biçimde desteklemiş bulunuyor. 
 
Meraklılarına Türkçe Alman felsefesi
 
Öte yandan enstitüde, Sanem Yardımcı’nın direktörlüğünü üstlendiği kütüphanenin arşivinde ise, ses, görüntü ve metinler ile oyun dökümleri ve hatta plaklara uzanan 10 bin civarında kayıt bulunuyor. Yardımcı aynı zamanda, kurumun ‘Çeviri Destek Programı’ ile de ihtiyaç sahiplerini Enstitü çatısı altında buluşturduklarını kaydediyor. Goethe Enstitüsü kütüphanesi ayrıca, Okuma ve Felsefe kulüpleriyle de meraklılarını bir araya getiriyor. Burada, Alman dili ve kültürünü merak edip, dil bilmeyenler adına sözgelimi Alman felsefesi üzerine metinler, Türkçe olarak tartışılabiliyor. Kütüphane bu kapsamda Mayıs ayı başında Kapadokya’daki Çocuk Edebiyatı Festivali’ne, alanında tanınmış yazar Ute Klaus’u taşıyacak. Enstitü ayrıca bu yıl dört konuk yazarla daha, 29 Mayıs’taki İstanbul Tanpınar Edebiyat Festivali’nin destekçisi olacak. 
 
Bilgi: www.goethe.de