Harbiye Açıkhava’da Ahmet Kaya’ya saygı duruşu
9 Kasım’da Harbiye Açıkhava’da gerçekleşecek “An Epic Symphony - Ahmet Kaya” konseri, Mehmet Erdem’in yorumuyla unutulmaz bir geceye dönüşecek.
Suzan Somalı Sönmez
ssomalisonmez@gmail.com
2000 yılında kaybettiğimiz Ahmet Kaya, vefatının 25. yılında birçok kültürel etkinlikle anılıyor. Aynı zamanda 40. sanat yılında müzikal mirası yeni nesilde devam eden Ahmet Kaya, Milliyet Sanat Dergisi’nin Kasım sayısının kapağında da yer alıyor.
Müziğin zamansız gücü, bu yıl bir kez daha Istanbul Night Flight sahnesinde yankılanıyor. Events Across Turkey (EAT) organizasyonuyla hayata geçen özel konser serisi, klasik müzik ile popüler kültürün kesiştiği noktada dinleyicilere hem nostaljik hem yenilikçi bir deneyim sunuyor. 11. sezonunda, sahne tasarımlarından ışık oyunlarına kadar uluslararası standartlarda bir prodüksiyonla müziği Türkiye’nin en prestijli sahnelerine taşıyan Night Flight, bu kez bir efsaneye saygı duruşunda bulunuyor: Ahmet Kaya.
Kasım ayı boyunca devam edecek anma etkinliklerinden biri olan ve 9 Kasım’da Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu’nda gerçekleşecek “An Epic Symphony - Ahmet Kaya” konseri, yalnızca bir müzik etkinliği değil, aynı zamanda bir kültürel buluşma niteliği taşıyor. Mehmet Erdem, usta sanatçının unutulmaz eserlerini Night Flight Symphony Orchestra eşliğinde seslendirerek, Kaya’nın derinlikli sözlerini ve melodilerini senfonik bir atmosferde yeniden yorumlayacak. Bu özel gece, Ahmet Kaya’nın müziğinin evrensel duygularını, orkestranın görkemli tınılarıyla harmanlayarak dinleyicilere benzersiz bir deneyim vaat ediyor.
Mehmet Erdem: Film müziğinden popüler sahnelere
1978 yılında Manisa’da doğan Mehmet Erdem, müziğe olan ilgisini babasının hediye ettiği mandolinle keşfetti. İzmir Fen Lisesi’nden sonra Boğaziçi Üniversitesi Makine Mühendisliği’ni bitirdi, ancak müzik tutkusu onu farklı bir yola yönlendirdi. Profesyonel kariyerine 1999’da Kardeş Türküler topluluğunda başladı; bu dönem onun için bir müzik okulu niteliğindeydi. Erdem; ud, cümbüş, perdesiz gitar ve bağlama gibi enstrümanlarda ustalaşarak çok yönlü bir müzisyen kimliği kazandı.
Film ve dizi müzikleriyle adını duyurdu; 2009’da Tarık Akan’ın başrolünde olduğu “Deli Deli Olma” filmi için bestelediği müzikle Altın Portakal’da ‘En İyi Film Müziği’ ödülünü aldı. Ardından gelen albümleri Türk pop müziğinde kalıcı izler bıraktı: “Herkes Aynı Hayatta” (2012), “Hiç Konuşmadan” (2013), “Hepsi Benim Yüzümden” (2016), “Neden Böyleyiz” (2018) ve “Bir Şarkı Vardı Ya” (2022). “Hâkim Bey”, “Herkes Aynı Hayatta” ve “Haydi Gel Gidelim” gibi şarkılar, onun kendine özgü yorum gücünü ortaya koydu. Erdem, ayrıca Musa Eroğlu ile “Turnaların Göçü” ve Aşkın Nur Yengi ile “Allah’tan Kork” gibi iş birlikleriyle müzik yelpazesini genişletti. Kökleri halk müziğine dayanan Mehmet Erdem, bu kez senfonik düzenlemelerle yeni ufuklar açan bir yorumcu olarak sahnede.
Ahmet Kaya: Halkın ve özgürlüğün sesi
Ahmet Kaya, 1957’de Malatya’da doğdu ve müziğe altı yaşında bağlama ile başladı. 1980’lerden itibaren Türkiye’de protest müziğin en güçlü sesi haline geldi. Albümleri, yalnızca melodileriyle değil, sözlerindeki derin toplumsal mesajlarla da hafızalara kazındı. “Ağlama Bebeğim” (1985) ile başlayan yolculuğu “Acılara Tutunmak”, “Şafak Türküsü”, “Yorgun Demokrat”, “Başım Belada” ve “Resitaller” gibi albümlerle devam etti. Kaya, Anadolu’nun ezgilerini modern düzenlemelerle harmanlayarak hem halk müziği hem özgün müzik alanında çığır açtı.
Şarkılarında yoksulluk, adalet, özgürlük ve aşk temalarını işleyen Kaya politik duruşu nedeniyle hayatı boyunca baskılarla karşılaştı. 1999’da Kürtçe klip açıklaması sonrası linç kampanyasına maruz kaldı ve Paris’e sürgün gibi bir ayrılık yaşadı. 2000 yılında, 43 yaşında kalp krizi sonucu hayatını kaybetti. Ancak müziği, ölümünden sonra daha da büyüdü; bugün hâlâ farklı kuşaklar tarafından dinleniyor ve yeniden yorumlanıyor. Ahmet Kaya, yalnızca bir sanatçı değil; halkın sesi, ötekileştirilenlerin umudu ve Türkiye müzik tarihinin en güçlü figürlerinden biri olarak anılıyor.
Senfonik uyarlamanın büyüsü: Ahmet Kaya şarkıları orkestrayla nasıl yeniden doğuyor?
Ahmet Kaya’nın eserleri, bağlama ve akustik gitarın sıcaklığından doğan melodilerle bilinir. Senfonik düzenlemelerde bu temel dokular korunurken, yaylılar ve üflemelilerle derinlik katılıyor. Örneğin, “Şafak Türküsü”nde kemanlar, melodiyi dramatik bir şekilde yükseltirken kontrbas parçanın ağır ritmini destekliyor. “Acılara Tutunmak”ta ise obua ve flüt, şarkının hüzünlü atmosferini zarif bir şekilde genişletiyor.
Perküsyon grubu, Kaya’nın ritmik yapısını bozmadan timpani ve davul gibi klasik enstrümanlarla güçlü bir vurgu sağlıyor. Mehmet Erdem’in vokali, bu orkestral dokunun merkezinde hem sadeliğini koruyor hem de senfonik gücün içinde yeni bir anlam kazanıyor. Bu uyarlamalar, Kaya’nın müziğini yalnızca yeniden yorumlamakla kalmıyor; ona evrensel bir sahne dili kazandırıyor.
An Epic Symphony: Türkiye’de senfonik popun yolculuğu
Istanbul Night Flight’ın en dikkat çekici projelerinden biri olan An Epic Symphony, müziğin farklı türlerini senfonik düzenlemelerle buluşturan bir sahne deneyimi olarak öne çıkıyor. Events Across Turkey tarafından hayata geçirilen konsept, her yıl Türkiye’nin en sevilen sanatçılarını Night Flight Symphony Orchestra & Choir eşliğinde sahneye taşıyor.
Geçmiş sezonlarda Cem Adrian, Hayko Cepkin, Sibel Can, Yeni Türkü, Mustafa Sandal, maNga, Pentagram ve Gökhan Türkmen gibi isimler klasik müzikle popüler müziğin sınırlarını zorlayan performanslara imza attı. Bu konserler, yalnızca müzikseverler için değil sahne sanatları açısından da bir yenilik olarak kabul ediliyor çünkü her şarkı, orkestra ve koro düzenlemeleriyle adeta yeniden doğuyor.
Yeni sezonda ise An Epic Symphony, Ahmet Kaya’nın unutulmaz eserlerini Mehmet Erdem’in sesiyle Harbiye Açıkhava’da buluşturuyor. Bunun yanı sıra, Özcan Deniz ve Pentagram gibi farklı müzik dünyalarının yıldızları da bu özel seride yer alacak. Her konser, görsel efektler, ışık tasarımları ve yüksek prodüksiyon kalitesiyle, dinleyicilere yalnızca bir müzik değil, bir sahne sanatı deneyimi sunuyor. Proje, Türkiye’de senfonik müzik ile popüler kültürün kesiştiği en güçlü platformlardan biri olarak, müziğin evrensel dilini yeniden tanımlıyor.


