Hollywood'un altın çocuğuna veda
Hollywood’un altın çağından günümüze uzanan en ikonik isimlerinden biri olan Robert Redford 89 yaşında hayatını kaybetti.
Suzan Somalı Sönmez
ssomalisonmez@gmail.com
Robert Redford’un, Utah eyaletindeki evinde 16 Eylül 2025 sabahı uykusunda huzur içinde vefat ettiği açıklandı. Ailesi ve yakın çevresi, uzun süredir kamuoyundan uzak bir yaşam süren sanatçının ölüm nedenine dair detay vermezken, doğal nedenlerle yaşamını yitirdiği belirtildi.
Sinemanın sessiz devrimcisi
Hollywood'un simgelerinden biri olan başarılı aktör Robert Redford, sadece karizmatik bir başrol oyuncusu değil; politik, derinlikli ve vicdanlı sinemanın öncülerinden biri olarak anılıyor.
1936 yılında Santa Monica, Kaliforniya’da doğan Redford, 1960’larda Hollywood’a adım attı.
Kariyerinde yıldızını parlatan yapımlar arasında "Butch Cassidy and the Sundance Kid" (1969), "The Sting" (1973), "All the President’s Men" (1976) ve "The Natural" (1984) gibi klasikler yer aldı.
1980 yapımı "Ordinary People" ile 'En İyi Yönetmen' oscar’ını kazanan Redford, hem kamera önünde hem de arkasında güçlü işler ortaya koydu.
Sundance ruhu
Redford’un sinemaya en büyük katkılarından biri, 1981’de kurduğu 'Sundance Institute' ve ardından başlattığı 'Sundance Film Festival' oldu.
Bu platform, bağımsız sinemacılara ses, alan ve fırsat sundu. Quentin Tarantino, Steven Soderbergh, Darren Aronofsky gibi birçok yönetmen ilk çıkışlarını bu festivalde yaptı.
Sundance, Redford’un sadece bir oyuncu değil, sinema kültürünün koruyucusu olduğunun en somut göstergesiydi.
2002’de 'Akademi Onur Ödülü', 2017’de Venedik Film Festivali'nden 'Yaşam Boyu Başarı Ödülü' alan Redford, Çevreci duruşuyla da tanındı; Utah’ta doğal yaşamı koruma projelerine öncülük etti ve iklim kriziyle ilgili farkındalık çalışmalarına destek verdi.
Robert Redford, Hollywood’un sadece yüzü değil, ruhu olan sanatçılarındandı. Yakışıklılığı ve karizmasıyla öne çıkmış olabilir ama asıl gücü, karakterlerinin taşıdığı etik, empati ve insanlık değerleriydi.
Kimi zaman gazetecilik etiğini ("All the President’s Men"), kimi zaman bireysel yalnızlığı ("All Is Lost") konu eden filmleriyle hep düşünen bir sanatçı olarak kaldı.
89 yıllık ömründe yalnızca sinemayı değil, bağımsız ruhu ve düşünce özgürlüğünü de savunan Robert Redford, ardında harika filmlerin yanısıra genç sinemacılar için keşfedilecek yepyeni yollar ve derin bir sanatsal sorumluluk anlayışı bıraktı.
Mekânın cennet olsun, Sundance Kid.
