İşler’in imgeleri de Artweeks Istanbul'da
XII. Artweeks Istanbul, 30’un üzerinde galerinin katılımı ve kişisel sergileri, çeşitli dernek ve sivil toplum kuruluşunun desteğinde İstanbul Fulya’daki Ritz-Carlton Residences ve Akaretler Sıraevler’de,26 Ekim’e dek ücretsiz izleniyor. UBS Bank ve Bilgili Holding imzalı girişimin sürprizlerinden biri izleyiciyle ilk kez buluşan son dönem eserleriyle, 2007’de yitirdiğimiz ‘eylem resmi’nin Paris kökenli imzası, ressam, gravürcü ve akademisyen Asım İşler. Sanatçının mirasını sahiplenen kızı Şegan İşler babasının eserlerinin yakın gelecekte iki şehirde daha izleneceğini müjdeliyor.
EVRİM ALTUĞ
evrimaltug@gmail.com
İstanbul Beşiktaş’ın Fulya ve Akaretler noktalarında, The Ritz-Carlton Residences ve Akaretler Sıraevler’de 26 Ekim’e kadar ücretsiz düzenlenen XII. Artweeks (1) sanatseverlerden ilgi görmeye devam ediyor.
Direktörlüğünü Galeri Merkür kurucusu, Milliyet Sanat yazarı, küratör Sabiha Kurtulmuş’un yaptığı ve Bilgili Holding Sanat ve Kültür Direktörü, Sanat Yazarı ve Danışmanı Begüm Güney Eyit’in yeni sanatçı ve oluşumlara bu yıl büyük bir keşif duygusu ile mekânlarda kapı araladığı etkinlikte kişisel sergilerin de yer aldığı, sayısı 30’un üzerinde galeri ve sanat alanındaki derneklerden oluşan yoğun bir liste bulunuyor.
UBS Bank ile Bilgili Holding imzalı girişimde, yapıtları farklı standlar altında art arda sergilenen nice imzadan bir diğeri de, çağdaş Türkiye sanatının uluslararası temsilcisi, 2007’de yitirdiğimiz soyut dışavurumcu ressam ve gravür sanatçısı, Asım İşler. 1941 Tirebolu doğumlu, 2007’te yitirdiğimiz İşler (2), daha ortaokulda iken genç Burhan Uygur ile katıldıkları resim yarışmalarıyla hatırlanıyor.
Asım İşler
Şegan İşler, sanatçının İstanbul Taksim’deki Atatürk Kültür Merkezi’nde Ekim 2003’te “ Üç Şehir, Resim ve Ben” adıyla açılan retrospektif sergisinin aynı adla basılan kitabının da editörü olarak, sanatçının resmî temsilciliğini vefatı ardından yürütmeyi sürdürüyor. Şegan Hanım, sanat tarihsel bağlamda Batı çıkışlı, jeste dayalı ‘eylem-aksiyon’ resmine (Action Painting) yakın durmuş babasının estetik mirasını görünür kılmak adına çabasını şu günlerde artarak gösteriyor.
Şegan İşler
Artweeks Istanbul XII. Edition’da, The Ritz-Carlton Fulya Girişi B Blok’taki birinci katta yer alan standa uğradığımızda, soyut dışavurumcu sanatçının sergilenmemiş büyük ebatlı tuval eserlerin yanı sıra, Paris’te afiş üzerine yaptığı resimlerinden bir tanesi ile 110x80cm son dönem 2001 tarihli metal bir gravürünün ilk kez burada sergileniyor olması dikkati çekiyor. Sergide, sanatçıya ait 1990 - 2007 aralıklı çalışmalar görülebilirken, bunlar arasında “Les Oiseaux de la Passion” (2006, Tuval üzeri akrilik), “Card Express” (1990, Paris, Afiş Üzeri Akrilik), “Ayana II ve III” (2004, Tuval üzeri akrilik) ile, “Close Your Eyes Isabelle” (2006, Tuvale marufle karton üzeri akrilik) ve Paris çıkışlı, 1990 tarihli “Kırmızı Oda” gibi çalışmalar kayda geçiyor.
XII. Artweeks’te 10’un üzerinde yapıtı görülebilen, FMV Galeri Işık’ta Kasım 2015’te, (merhum) küratör, sanat eleştirmeni Prof. Dr. Kaya Özsezgin’in, ‘İkinci Paris Dönemi’ni 1987-1992 aralığında gözler önüne serdiği ressam Asım İşler; kariyeri boyu 35 kişisel sergi açmış, Londra’dan Paris’e bir çok Müze, Ulusal Kütüphane ve Kültür Kurumunun kataloğuna giren kıdemli bir imza olarak hatırlanıyor.
İşler’in çalışmalarına günümüzde Elgiz Müzesi, İş Bankası Müzesi, Sakıp Sabancı Müzesi, İstanbul-Ankara-İzmir Resim ve Heykel Müzeleri, İzmir Selçuk Yaşar Müzesi ve DEMSA koleksiyonu ile birlikte Arkas, Papko, Akbank ve T.C. Ziraat Bankası Koleksiyonu, Emin Hitay, Hüma Kabakçı, Tayfun Bayazıt, Öner Kocabeyoğlu ve T.C. Kültür Bakanlığı Koleksiyonu gibi pek çok kaynakta sahip çıkılıyor.
Ressam İşler hatırlanacağı gibi Cemal Tollu, Sabri Berkel ve Neş’et Günal gibi ustaların yanında Akademi’yi bitirdikten sonra, erken 1970’lerde Paris’e Devlet Avrupa konkurunu kazanarak gitmiş bir fırça olarak da bilhassa kayda geçiyor.
Kariyerinde pastelden guaja, akrilikten yağlı boyaya birçok teknikle eser üretmiş bulunan İşler, ilk Fransa döneminde Paris Güzel Sanatlar Akademisi’nde boya resim, gravür ve litografi eğitimi ile “Atelier 17”de, S.W. Hayter atölyesinde 3,5 yıl gravürün tekniklerini öğrenmesi yanında, Sorbonne Üniversitesi’nde aldığı doktorası üzerinden, akademik eğitimini derinleştirmiş olmasıyla yine unutulmuyor.
Dönüşünde, İstanbul’da 2003’e kadar Akademi’deki (Bugünkü Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi) görevini sürdüren Asım İşler’in sanat kariyerinin ilk dönemini, 1960 ve 1970’lere yansıttığı sosyo politik içerikli, gerçekçi kompozisyonlar oluşturuyor. Yine, 1987-1992 arasında Fransız Hükümeti’nin çok sayıda davetine olumlu yanıt vermiş ressam, 33e Salon de Montrouge (1988)- Montenay Sanat Galerisi ile “De Bonnard a Baselitz” (1992) Bibliotheque Nationale de Paris ve Cite International des Arts çatısı altındaki “Paristanbul” sergisinde (1990) yer almış olmasıyla da, ayrıca arşivsel kayıtlara geçiyor. Bu dönemde Sorbonne Üniversitesi Plastik Sanatlar Fakültesi’nde Profesör olarak dersler vermiş Asım İşler, sanat tarihsel kaynaklara baktığımızda ayrıca, Beral Madra küratörlüğünde İstanbul’da İKSV imzasıyla 1989’da düzenlenen ikinci Uluslararası İstanbul Bienali’ne ‘Moderato Cantabile’ isimli büyük yağlıboya çalışmasıyla katılmış olmasıyla da dikkati çekiyor.
Gerek yaşadığı ve ürettiği sırada, gerekse vefatı sonrasında, eserleri İstanbul’da Mine Sanat Galerisi, Urart veya Galeri Baraz gibi birçok çatı altında sergilenen Asım İşler, kayıtlara baktığımızda örneğin bir gazeteye verdiği röportajda şu tayin edici ifadelere başvuruyor: “İstediğim zaman, gravürden pentüre, pentürden gravüre atlayabilirim. Benim resmimde varolan çelişki, belirsizlik, değişim öğeleri genelde çok güçlü hissettiğimiz toplumsal bir yapılanmanın da uzantısıdır.”
Yapıtları Türkiye’de Galeri Artist, Lami, TEM, Kare Sanat, Baldem, Karşı Sanat, Mac Art gibi galerilerde de izleyiciyle buluşturulan sanatçı öte yandan, yine kayıtlara baktığımızda, İstanbul AKM’de açılmış retrospektifi üzerine şu cımbızlık ifadeleri (3) kullanıyor: “Görüneni yansıtma ve betimleme süreci, benim resimsel deneyimimde ve eylemimde, az bir yetkinlik ve tutum oluşturur. Çünkü ayna görevi aktarmak veya temsil işlevi, benim anlayışıma göre fotoğraf mekaniği sayesinde aşılmış, demode olmuştur. Benim için yorum ve müdahale, analitik bakış ve tavır önemlidir. Bu bağlamda form ve espasın yeniden bozulup kurgulanması ve deformasyon yetkesi asıl ilkedir. Giderek soyutlama eylemi, resimsel yaratının temelini oluşturur.”
Bu detaylar ışığında, erken 1970’lerdeki emeğini halen unutamadığımız, yapıtlarını tebrik ve coşkunlukla izlediğimiz ressamın kızı Şegan İşler de babası adına, XII. Artweeks’te bulunduğu süre içinde, Türkiye’deki iki önemli noktadan kendisine gelen sergi teklifini bizlerden (kayıt dışı bir sevinçle) esirgemeden uğurlamıyor. Bu davetkâr kurum ve isimler bizde şimdilik saklı duruyor, zira teklif aşamasındaki projelerin de, karşılıklı mutabakat ve belgelerle resmileşmesi umuluyor.
