Koro müziği, insan sesinin en doğal enstrüman olarak bir araya geldiğinde yarattığı büyüleyici bir sanattır. Farklı tonlar, renkler ve dokuların uyum içinde birleşmesi hem dinleyene hem söyleyene ortak bir ruh ve enerji kazandırır. Birçok sesli koro; seslerin, nefeslerin, duyguların ve ritmin ortak bir dilde buluştuğu bir topluluktur. Bu ortak dille adeta sihir yaratırsınız. Bu nedenle koro müziği, tarih boyunca hem dini törenlerde hem de sahne sanatlarında insanın kendisini ifade etmesinin en güçlü yollarından biri olmuştur.

 

23 Kasım’da Surp Vorvots Vorodman Kilisesi’nde bu kadim geleneğin izini süreceğiz.  İstanbul Avrupa Korosu ve Camerata Barok Orkestrası, Mozart’ın ölümsüz eseri “Requiem” ile dinleyiciyi zamanın ötesine taşıyacak. Barok tınıların ve koro armonisinin buluştuğu bu özel konser hem müzik tarihine hem de ruhun derinliklerine açılan bir kapı olacak.

 

 

1960’ların başında kurulan İstanbul Avrupa Korosu, İstanbul’un en eski amatör çoksesli korosu olarak şehrin kültürel dokusuna derin izler bıraktı. Farklı kültürlerden gelen üyeleriyle bir çeşitlilik mozaiği olan koro, yıllar içinde Türkiye’de pek çok eserin prömiyerini gerçekleştirdi. 2013’te Donizetti Klasik Müzik Ödülleri’nde ‘Yılın Korosu’ ve ‘Yılın Klasik Müzik Topluluğu’ unvanlarını alan ve günümüzde Paolo Villa’nın şefliğinde, Beethoven’dan Puccini’ye uzanan geniş bir repertuvarla sahneye çıkan koro, Mozart’ın “Requiem”i için hazırlıklarını titizlikle sürdürüyor.

 

 

 

2011 yılında başkemancı Ceren Gürkan tarafından kurulan Camerata Barok İstanbul, barok müziğin enerjisini modern bir yorumla sahneye taşıyor. Antonio Vivaldi, Biagio Marini ve Jean-Philippe Rameau gibi ustaların eserlerini icra eden topluluk, Türkiye’de barok müzik alanında öncü bir rol üstlendi. Genç ve dinamik kadrosu, klavsenin zarafetiyle kemanın parlak tonlarını buluşturuyor. Camerata Barok, bugüne kadar İş Sanat’tan Beylikdüzü Klasik Müzik Günleri’ne kadar pek çok sahnede yer aldı; Vivaldi aryalarından oluşan konserleriyle dikkat çekti. Bu kez Mozart’ın dramatik ve ruhani derinliğini yorumlamak için İstanbul Avrupa Korosu ile aynı sahnede olacaklar.

 

 

 

Mozart’ın “Requiem”i, klasik müzik tarihinde bir ağıt olmanın ötesinde, yaşam ve ölüm arasındaki ince çizgide yankılanan bir dua. Her bir bölüm, insan ruhunun en derin korkularını ve umutlarını dile getiriyor. İstanbul’da bu eseri dinlemek müziğin ilahi kudretine tanıklık etmek anlamına geliyor. Surp Vorvots Vorodman Kilisesi’nin akustiği, bu dramatik yapıtın ruhani atmosferini daha da güçlendirecek.

 

 

İstanbul Avrupa Korosu, yarım asrı aşan tarihinde sayısız uluslararası iş birliğine imza attı; Orchestre de Lyon’dan Selanik Devlet Senfoni Orkestrası’na kadar pek çok prestijli toplulukla sahne aldı. Camerata Barok ise kısa sürede Türkiye’nin barok müzik sahnesinde referans noktası haline geldi; genç yeteneklerle düzenlediği masterclass’lar ve özgün konser programlarıyla dikkat çekti. Her iki topluluk da müzikte sürekliliği ve yeniliği bir arada sunuyor.

 

23 Kasım’da Surp Vorvots Vorodman Kilisesi’nde gerçekleşecek Mozart’ın “Requiem” konserinde İstanbul Avrupa Korosu, Camerata Barok Orkestrası ile sahne alacak. Etkinliğin şefliğini Paolo Villa üstlenirken, solist kadroda Dhurata Haxhiu (soprano), Özge Dündar (alto), Uğur Etiler (tenor) ve Halil Pamukçu (bas) yer alıyor. Korrepetitör olarak ise Lile Okribelashvili görev alacak. Bu güçlü ekip, barok tınılar ve koro armonisiyle dinleyiciyi zamanın ötesine taşıyacak.