Milliyet Sanat
Milliyet Sanat » Haberler » Diğer » Jethro Tull İstanbul’a geliyor

Jethro Tull İstanbul’a geliyor

Jethro Tull İstanbul’a geliyor07 Kasım 2025 - 01:11
Yarım asrı aşan kariyeri, 60 milyonun üzerinde albüm satışı ve Grammy ödülüyle rock tarihinin en özgün gruplarından Jethro Tull, 14 Kasım 2026’da Zorlu PSM Turkcell Sahnesi’nde “The Curiosity Tour 2026” ile müzikseverlerle buluşuyor.
Suzan Somalı Sönmez
ssomalisonmez@gmail.com
 
Rock sahnesinde gitarın hüküm sürdüğü bir dönemde, Ian Anderson eline flütü aldı ve müziğin kaderini değiştirdi. 1967’de İngiltere’de kurulan Jethro Tull, o günden bu yana, müzikte merakın ve keşfin peşinden giderek, folk’tan blues’a, klasik müzikten progresif rock’a uzanan geniş bir yelpazeyi sahneye taşıdı. 
 
Jethro Tull’ın temelleri, Blackpool’dan Londra’ya göç eden genç müzisyenlerin bir araya gelmesiyle atıldı. Ian Anderson’un liderliğinde kurulan ilk kadroda gitarist Mick Abrahams, basçı Glenn Cornick ve davulcu Clive Bunker yer aldı. Grup, adını bir menajer önerisiyle aldı; bu isim, 18. YY’da tarımda mekanizasyonun öncüsü olarak devrim yaratan İngiliz mucit Jethro Tull’a aitti. Anderson, bu tarihî bağlantıyı yıllar sonra öğrendiğinde, grubun müziğinde de yenilikçi bir ruh taşıdığına dair ironik bir anlam buldu.
 
 
Müzikal dönüm noktaları
 
1968’de yayınlanan “This Was” ile başlayan diskografi, 1971’deki “Aqualung” ile zirveye ulaştı. “Locomotive Breath”, “Cross-Eyed Mary” ve albümün adını taşıyan parça, rock tarihinin en bilinen eserleri arasına girdi. Amerika’da üç kez platin plak kazanan albüm, Jethro Tull’ı dünya çapında bir fenomen hâline getirdi. Bir yıl sonra gelen “Thick as a Brick” (1972), tek parçalık bir albüm formatında progresif rock’ın en iddialı yapıtlarından biri oldu ve ABD listelerinde bir numaraya yükseldi. “A Passion Play” (1973), epik yapısıyla grubun deneysel yönünü daha da ileri taşıdı.
 
1970’lerin ikinci yarısı, Jethro Tull’ın folk etkilerini ön plana çıkardığı bir dönemdi. “Songs from the Wood” (1977) ve “Heavy Horses” (1978), pastoral temaları ve akustik düzenlemeleriyle grubun farklı bir yüzünü gösterdi. “Stormwatch” (1979) ise bu dönemin kapanışını yaptı. 1980’lerde grup elektronik unsurları müziğine katarken, 1987’de yayınlanan “Crest of a Knave” ile köklere dönüş yaptı. Bu albüm, Jethro Tull’a Grammy’de “En İyi Hard Rock/Metal Performansı” ödülünü kazandırdı ancak bu ödül, dönemin müzik dünyasında büyük tartışmalar yarattı. 
 
 
Jethro Tull (Martin Barre, Ian Anderson, Clive Bunker, Glenn Cornick)
 
‘Grammy tarihinin en büyük sürprizi’
 
Müzik dünyasında ‘Grammy tarihinin en tartışmalı anlarından biri olarak bilinen konunun tartışılma nedenleri şunlardı: 1989’da Grammy’ler ilk kez ‘En İyi Hard Rock/Metal Performansı’ kategorisini açtı. Metallica, AC/DC, Jane’s Addiction gibi dönemin ağır favorileri varken flüt ve folk etkili progresif rock yapan Jethro Tull’ın bu ödülü alması herkesi şaşırttı. “Crest of a Knave” albümü daha çok hard rock ve klasik rock çizgisindeydi, metal değildi. Metallica’nın “…And Justice for All” albümüyle ödülü ‘kesin’ alacağı düşünülüyordu. Hatta grup, Grammy öncesi “Metallica: Grammy Winners” yazılı tişörtler bastırmıştı. Ödül Jethro Tull’a gidince bu durum alay konusu oldu. 
 
Grammy oylamasını yapan üyelerin çoğu 40-60 yaş arası, metal sahnesinden uzak kişilerdi. Bu nedenle ‘metal’ kavramını yanlış yorumladıkları eleştirisi yapıldı. Ian Anderson’ın flütü ve folk etkileri, metal kitlesi için ödülü ‘absürt’ hâle getirdi. Ödül sonrası büyük bir medya fırtınası koptu. Entertainment Weekly bu olayı ‘Grammy tarihinin en büyük sürprizi’ olarak nitelendirdi. Tepkiler üzerine Grammy, ertesi yıl kategoriyi ikiye ayırdı: ‘Hard Rock’ ve ‘Metal’ ayrı ödüller hâline geldi. Metallica, bir sonraki yıl “One” ile Metal dalında Grammy aldı.
 
Ian Anderson, yıllar sonra bu olaya dair şunları söyledi: “Bizim metal olmadığımızı herkes biliyordu. Ödülü kazanacağımızı hiç düşünmedik, hatta törene bile gitmedik. Açıkçası, bu durum Grammy’nin müzik türlerini anlamakta ne kadar zorlandığını gösteriyor.” Anderson, ödülün hâlâ kendisi için ‘garip bir anı’ olduğunu ve Metallica’nın o yıl kazanması gerektiğini vurguladı.
 
Bu olay hâlâ rock-metal camiasında kült bir tartışma konusu olarak anılıyor.
 
 
1990’lar ve sonrasında grup, “Catfish Rising” (1991), “Roots to Branches” (1995) ve “J-Tull Dot Com” (1999) gibi albümlerle yoluna devam etti. 2003’te yayınlanan “The Jethro Tull Christmas Album”, grubun nostaljik ve tematik yaklaşımını yansıttı. Uzun bir aradan sonra, 2022’de “The Zealot Gene”, 2023’te “RökFlöte” ve 2025’te “Curious Ruminant” ile Jethro Tull, yeniden stüdyo albümleriyle gündeme geldi. Bu son albümler, grubun hâlâ yenilikçi ve üretken olduğunu kanıtladı.
 
Yıllar içerisinde “Locomotive Breath”, “Aqualung”, “Thick as a Brick”, “Songs from the Wood”, “Living in the Past” ve “Bungle in the Jungle” gibi parçalar Jethro Tull’ın müzikal mirasının temel taşlı haline geldi. Grup, bugüne dek 60 milyondan fazla albüm sattı, 24 stüdyo albümü, 9 canlı albüm, 15 derleme albüm ve 33 tekli yayınladı. Grammy ödülünün yanı sıra, progresif rock sahnesinde Iron Maiden, Pearl Jam ve Kansas gibi gruplara ilham kaynağı oldu.
 
Jethro Tull, kariyeri boyunca çevresel sorunlara ve sosyal meselelere dikkat çeken şarkılar da üretti. “Heavy Horses” kırsal yaşamın kaybolan değerlerini, “Dark Ages” ise küresel krizleri sahneye taşıdı. Grup, bugüne dek 40’tan fazla ülkede 3000’den fazla konser verdi.
 
Ian Anderson
 
Ian Anderson, flütü rock müziğin merkezine taşıyarak türün tarihinde eşi benzeri olmayan bir yenilik yarattı. Onun için flüt, yalnızca bir enstrüman değil; bir karakter, bir hikâye anlatıcısıydı. Anderson’ın sahnedeki teatral duruşu, tek ayağı havada çaldığı ikonik poz, müzik tarihine kazınan bir imge hâline geldi. Jethro Tull’ın şiirden, tiyatrodan ve cesaretten beslenen müziğine özel bir ruh katan Ian Anderson’ın flütü bugün hâlâ rock’ın en cesur devrimlerinden biri olarak anılıyor.
 
 
“The Curiosity Tour 2026”
 
Türkiye’ye 1990’lardan bu yana birçok kez gelen Jethro Tull İstanbul konseri, bu uzun ilişkinin yeni bir halkası olacak. Efsanevi grup, “The Curiosity Tour 2026” kapsamında 14 Kasım 2026 akşamı StagePass organizasyonuyla Zorlu PSM Turkcell Sahnesi’nde müzikseverlerle buluşacak. “The Curiosity Tour” grubun kariyerine adını kazıyan merak, deneyim ve hikâye anlatıcılığı kavramlarının canlı bir yansıması. İstanbul konserinde, “Aqualung”dan “RökFlöte”e uzanan bir repertuvar sahneye taşınacak. Ian Anderson’a gitarda Jack Clark, davulda Scott Hammond, klavyede John O’Hara ve bas gitarda David Goodier eşlik edecek. Her parça, Jethro Tull’ın müzikal evrimini sahnede yeniden yaşatan bir müzikal yolculuğun parçası olacak. Konserin biletleri, 10 Kasım 2025 Pazartesi, saat 12:00'den itibaren satışta olacak.