Milliyet Sanat
Milliyet Sanat » Haberler » Diğer » Julianna Barwick & Mary Lattimore bienal ruhunu Salon İKSV’ye taşıyor

Julianna Barwick & Mary Lattimore bienal ruhunu Salon İKSV’ye taşıyor

Julianna Barwick & Mary Lattimore bienal ruhunu Salon İKSV’ye taşıyor10 Kasım 2025 - 04:11
18. İstanbul Bienali’nin çok disiplinli enerjisi, 10 Kasım’da Salon İKSV’de Julianna Barwick ve Mary Lattimore’un büyüleyici ses manzaralarıyla buluşuyor.
Suzan Somalı Sönmez
ssomalisonmez@gmail.com
 
İstanbul, kasım akşamlarının dinginliğini sanatın en soyut hâliyle buluşturmaya hazırlanıyor. 18. İstanbul Bienali’nin ritmi, bu kez Beyoğlu’nda bir konserle yankılanacak. Salon İKSV, bienalin güncel sanatla kurduğu köprüye müziğin en deneysel damarını ekliyor. 10 Kasım Pazartesi gecesi, ambient müziğin iki öncü ismi Julianna Barwick ve Mary Lattimore, sesin sınırlarını zorlayan bir performans için aynı sahnede olacak. 
 
İki Yolcunun Hikâyesi: Sesin Katmanları ve Arpın İzleri
 
Julianna Barwick, insan sesini bir enstrüman gibi kullanarak döngüler ve katmanlar yaratıyor. Müziği, bir yankının peşinden giden bir ruh gibi; minimalist ama derin, soyut ama duygusal. Barwick’in kariyeri, “The Magic Place” albümüyle başlayan ve “Healing Is a Miracle” ile zirveye ulaşan bir yolculuk. Yoko Ono’dan Philip Glass’a, Jónsi’den Perfume Genius’a uzanan iş birlikleri, sanatçının ses mimarisi konusundaki cesaretini gösteriyor. Film ve belgesel müzikleriyle de tanınan sanatçı, dinleyiciyi her defasında bir içsel keşfe çıkarıyor.
 
 
Julianna Barwick
 
Mary Lattimore ise arpın geleneksel sınırlarını aşarak, efektlerle örülü bir ses evreni kuruyor. Pitchfork’un ‘enstrümantal hikâye anlatıcısı’ olarak tanımladığı Lattimore, müziğini yolculuklardan, anlık izlenimlerden besliyor. “Hundreds of Days” ve “Silver Ladders” gibi albümleri, arpın kırılgan tınılarını elektronik dokularla harmanlayan birer ses güncesi. Sanatçının müziği hem kırılgan hem güçlü, hem kişisel hem evrensel.
 
 
Mary Lattimore
 
Müzikal telepati
 
Julianna Barwick ve Mary Lattimore’un bir araya geliş hikâyesi dostluk ve yaratıcı sezgi üzerine kurulu. İkili yıllardır birbirini tanıyor, turnelerde yolları kesişiyor ve zamanla ‘müzikal telepati’ diye tanımladıkları bir uyum geliştiriyor. Bu yakınlık, 2025’in başlarında Los Angeles’taki yıkıcı yangınların ardından Paris’te buluşmalarıyla somut bir projeye dönüşüyor. Fransız plak şirketi InFiné’nin davetiyle, Philharmonie de Paris’nin ‘Musée de la Musique’ koleksiyonundaki tarihi enstrümanlara erişim sağlıyorlar. Lattimore, 1728’den 1873’e uzanan üç farklı arp seçerken; Barwick, Roland JUPITER ve Sequential Circuits PROPHET-5 gibi analog synthesizer’ları tercih ediyor. 
 
İlk kayıtları, Sacré Cœur Bazilikası’nda yaşadıkları bir deneyimden ilham alıyor. Pazar ayini sırasında org sesleri ve bir rahibenin ilahi söyleyişi, ikiliyi derinden etkiliyor. Ertesi gün müzede başlayan doğaçlama, “Perpetual Adoration” adlı parçaya dönüşüyor. Bu isim, bazilika kapısındaki ‘Adoration Perpétuelle’ (sürekli veya ebedî tapınma / ibadet) yazısından geliyor. Katolik geleneğinde, özellikle bazilikalarda, günün her saati devam eden dua ve ibadet ritüelini tanımlamak için kullanılan ifade hem mekânın kutsallığını hem de müziğin sürekliliğini simgeliyor. 
 
Dokuz gün süren kayıt süreci, “Tragic Magic albümünü” doğuruyor. Albüm, hem yaşadıkları trajedilerin (LA yangınları gibi) hem de Paris’in tarihsel atmosferinin izlerini taşıyor. İkili, bu süreci ‘geçmişi onurlandırırken kendimizi ifade etmenin bir yolu^’ olarak tanımlıyor. Ortaklıkları, yalnızca teknik bir iş birliği değil; dostluk, seyahatler ve paylaşılan duyguların müziğe dönüşmesi olarak görülüyor.
 
 
Bienal ruhuyla Salon’da bir gece
 
Bu özel performans, İstanbul Bienali’nin kapalı olduğu bir günde gerçekleşiyor ama aslında bienalin ruhu sahnede yeniden doğuyor. Barwick ve Lattimore, birlikte dünyayı dolaşan iki yakın dost olarak müziği performans sanatının genişletilmiş alanına taşıyor. Salon İKSV’nin akustiği, bu iki sanatçının ses manzaraları için bir tuval olacak. Dinleyiciler, oturmalı düzende gerçekleşecek konserde, sesin mekânla kurduğu ilişkiyi hissedecek; belki de zamanın akışını unutacak.
 
İstanbul’un kültürel takviminde sesin, sanatın ve deneyimin kesiştiği bu özel etkinlik 10 Kasım’da Salon İKSV’de, Julianna Barwick ve Mary Lattimore’un müziğiyle, bienalin çok disiplinli ruhu bir kez daha hayat bulacak.