Kent vizyonuna örnek yaklaşım
“2050 Bursa Rapsodisi Ulusal Beste Yarışması” final gecesinde, Bursa’nın geleceğini anlatan dört özgün eser ilk kez dinleyicilerle buluştu.
Suzan Somalı Sönmez
ssomalisonmez@gmail.com
Bursa’nın kültürel kimliğini geleceğe taşıyan “2050 Bursa Vizyonu” projesi, bu kez müzikle hayat buldu. Bursa Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı (Bursa Kültür), Orkestra Şube Müdürlüğü ve Bursa Planlama Ajansı iş birliğiyle düzenlenen “2050 Bursa Rapsodisi Ulusal Beste Yarışması”, 1 Aralık Pazartesi akşamı Atatürk Kültür Merkezi Merinos Yerleşkesi’nde unutulmaz bir finalle sona erdi. Bursa Oda Orkestrası’nın Şef Murat Cem Orhan yönetiminde verdiği konser hem yarışmanın hem de kentin sanat vizyonunun güçlü bir göstergesi oldu.
Bursa’yı müzikle anlatmak
Yarışma, Bursa’nın tarihi, kültürel ve doğal güzelliklerinden ilham alan özgün eserleri Türk oda müziği repertuvarına kazandırmayı hedefledi. Bursa Oda Orkestrası’nın kuruluşuyla eşzamanlı hayata geçirilen proje, Türk bestecilerini yerel duyarlılıktan yola çıkarak evrensel müzik üretmeye teşvik ediyor. Aynı zamanda, Bursa’nın kültür sanat yaşamına kalıcı eserler kazandırarak, kentin uzun vadeli şehircilik vizyonu ile sanatı buluşturan örnek bir model oluşturuyor.
Yarışmanın yolculuğu
Nisan ayında yapılan çağrıya toplam 18 eser başvurdu. Başvurular, Türkiye’nin önde gelen sanatçı ve akademisyenlerinden Rengim Gökmen, Hasan Uçarsu, Özkan Manav, Oğuzhan Balcı ve Cihat Aşkın’dan oluşan jüri tarafından değerlendirildi. Titiz bir seçimin ardından dört eser finale kaldı: “Erguvan, “Bursa Rapsodisi”, “Yaylı Çalgılar İçin Konçerto” v ”, “Bursa İzlenimleri”.
Final gecesi ve ödüller
Final konserinde bu dört eser ilk kez dinleyicilerle buluştu. Ardından düzenlenen ödül töreninde dereceye giren besteciler açıklandı:
• Birincilik Ödülü: Arda İşkol - “Erguvan”
• İkincilik Ödülü: Ortaç Aydınoğlu - “Bursa Rapsodisi”
• Üçüncülük Ödülü: Volkan Laledağı - “Yaylı Çalgılar İçin Konçerto”
• Mansiyon: Boran Mert - “Bursa İzlenimleri”
Yeni bir sanat vizyonu Bursa Oda Orkestrası
Bursa Büyükşehir Belediyesi bünyesinde kurulan Bursa Oda Orkestrası (BOO), genç müzisyenlere istihdam yaratma ve kentin sanat hayatına katkı sağlama amacıyla yola çıktı. 10 Şubat 2025’teki açılış konserinden bu yana yedi konser gerçekleştiren orkestra, 2025-2026 sezonunda periyodik konserlerle yoluna devam ediyor. 23 Nisan ve 19 Mayıs haftalarında düzenlenen etkinliklerde ortaokul ve lise düzeyindeki genç yeteneklere solistlik fırsatı sunarak, geleceğin sanatçılarını sahneye taşıyan orkestra, üflemeli ve vurmalı çalgıları da bünyesine katmayı planlıyor ve Bursa’nın ikinci senfonik orkestrası olma hedefiyle ilerliyor.
Sanat ve şehircilik arasında köprü
“2050 Bursa Rapsodisi” yarışması, yalnızca bir müzik etkinliği değil; Bursa’nın kültürel kimliğini geleceğe taşıyan bir vizyon projesi. Kentin sesini, doğasını ve tarihini müzikle anlatan bu eserler hem yerel hem evrensel bir dil kurarak Bursa’nın sanat yolculuğuna yeni bir sayfa ekliyor.
“2050 Bursa Rapsodisi Ulusal Beste Yarışması” final gecesi, yalnızca bir ödül töreni değil; Türk oda müziği repertuvarına yeni ufuklar açan bir sanat manifestosu oldu.
‘Bursa’nın sesini evrensele taşımak’
Seçici kurulda yer alan Rengim Gökmen, Hasan Uçarsu, Özkan Manav, Oğuzhan Balcı ve Cihat Aşkın yarışmanın amacını “Yerel duyarlılıklardan beslenen, evrensel müzik diline açılan özgün eserler yaratmak” olarak tanımladı.
Gökmen, final gecesi sonrası yaptığı değerlendirmede, “Bu yarışma, genç bestecilere yalnızca bir ödül değil, bir vizyon kazandırıyor. Bursa’nın kültürel kimliği müzik aracılığıyla geleceğe taşınıyor” ifadelerini kullandı.
Hasan Uçarsu ise, eserlerdeki teknik yeterlilik ve yaratıcı form anlayışının altını çizerek, “Her finalist, Bursa’nın ruhunu farklı bir müzikal bakışla yorumladı; bu çeşitlilik, Türk müziğinin zenginliğini gösteriyor” dedi.
Özkan Manav, özellikle yaylı çalgılar için yazılan partilerin orkestral dengesi ve tınısal özgünlüğünü övdü; Oğuzhan Balcı ise, “Bu eserler, Bursa Oda Orkestrası’nın vizyonuyla birleşerek kalıcı bir repertuvar oluşturacak” yorumunu yaptı.
Bursa’nın geleceğini sesle çizen dört müzisyen ve dört eser:
Arda İşkol - “Erguvan” (Birincilik Ödülü)
1998 yılında Mersin’de doğan Arda İşkol, müzik eğitimine Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarı’nda keman bölümüyle başladı. Yedi yıl süren keman eğitiminin ardından 2016’da kompozisyon bölümüne geçti. Burhan Önder ve Turgay Erdener ile çalıştı; Hasan Uçarsu, Tolga Yayalar gibi bestecilerin ustalık sınıflarına katıldı. Erasmus programıyla Almanya’da Hochschule für Musik Karlsruhe’de Wolfgang Rihm ve Markus Hechtle gibi isimlerle çalışma fırsatı buldu. Geleneksel Türk müziği etkilerini çağdaş armonik dille harmanlayan İşkol, 2023’te Dr. Nejat F. Eczacıbaşı Ulusal Beste Yarışması’nda birincilik kazandı.
2050 Bursa Rapsodisi Ulusal Beste Yarışması Birincisi Arda İşkol
“Erguvan”la ‘Bursa Rapsodisi’ yarışmasında birincilik ödülünü alan Arda İşkol, Bursa’nın simgesi erguvan ağacını müziğe dönüştürerek yarışmanın en güçlü eserlerinden birini ortaya koydu. Renkli armoniler ve kontrast dinamiklerle bezeli bu çalışma hem lirizmi hem de ritmik enerjiyi dengeliyor. İşkol’un müzikal dili, Anadolu ezgilerini çağdaş bir armonik yapı içinde yeniden yorumlamasıyla dikkat çekiyor. Form olarak üç bölümlü bir yapı sergileyen “Erguvan”, renkli armoniler ve kontrast dinamiklerle Bursa’nın bahar dokusunu betimliyor. Yaylı çalgılar arasında kurulan diyalog hem polifonik hem de homofonik dokularla zenginleşiyor. Tematik materyalde Anadolu ezgilerinden izler, modern armonik dil içinde yeniden yorumlanmış. Eser, lirizm ile ritmik enerjiyi dengeliyor; özellikle orta bölümdeki pasakalya benzeri yapı, İşkol’un önceki konçerto çalışmalarındaki form anlayışını hatırlatıyor.
Ortaç Aydınoğlu - “Bursa Rapsodisi” (İkincilik Ödülü)
Konservatuvar kökenli bir müzik eğitimi alan Ortaç Aydınoğlu, kariyerini hem klasik müzik hem de tango üzerine inşa etti. Bandoneon ustası olarak Türkiye’de bu enstrümanı en iyi icra eden sanatçılardan biri kabul edilen sanatçı Hollanda’da Codarts’ta akademik tango eğitimi aldı, ardından Arjantin’de klasik ve modern tango ustalarıyla çalıştı. Tangesta topluluğunu kurarak Türkiye’de tango kültürünü sahneye taşıdı. Besteleri arasında “Tango for Janne” ve “Vaslecito” öne çıkıyor. Aydınoğlu, aynı zamanda müzik eğitimi üzerine akademik çalışmalar yaptı ve Marmara Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olarak görev aldı.
2050 Bursa Rapsodisi Ulusal Beste Yarışması İkincisi Ortaç Aydınoğlu
‘Bursa Rapsodisi’ yarışmasında “Bursa Rapsodisi”yle ikincilik ödülünü kazanan Aydınoğlu’nun eseri, adından da anlaşılacağı gibi rapsodik bir karakter taşıyor. Serbest form anlayışı, Bursa’nın tarihsel katmanlarını müzikte bir yolculuğa dönüştürüyor. Eser, modal renkler ve geniş melodik yaylarla başlıyor; ardından kontrast bölümlerde ritmik motifler öne çıkıyor. Bursa’nın geleneksel müzik dokusuna göndermeler, yaylı çalgılar için yazılmış çağdaş tekniklerle harmanlanmış. Özellikle finaldeki crescendo, kentin dinamizmini güçlü bir şekilde yansıtıyor. Eser hem teknik ustalık hem de duygusal yoğunluk açısından öne çıkıyor.
Volkan Laledağı - “Yaylı Çalgılar İçin Konçerto” (Üçüncülük Ödülü)
2001 doğumlu genç besteci Volkan Laledağı, Dokuz Eylül Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Kompozisyon Sanat Dalı’nda eğitim aldı. Cemal Reşit Rey’de düzenlenen ‘Sesin Yolculuğu’ genç besteciler festivalinde “Anksiyete” adlı piyano eseri seslendirilen Laledağı’nın eserleri arasında yaylı çalgılar için yazılmış oda müziği ve piyano için solo çalışmalar bulunuyor.
Çağdaş müzik tekniklerini klasik form anlayışıyla birleştiren ‘Bursa Rapsodisi’ yarışmasında “Yaylı Çalgılar İçin Konçerto” adlı eseriyle üçüncülük ödülünü kazanan Laledağı’nın konçertosu, klasik form disiplinini çağdaş bir dil ile birleştiriyor. Üç bölümlü yapı, sonat-allegro formunun izlerini taşıyor; ancak tonal merkezler sürekli değişerek dinleyiciye sürprizler sunuyor. Eserin karakteri, dramatik kontrastlar, yoğun kontrapuntal dokularve virtüöz pasajlar üzerine kurulu. Özellikle ikinci bölümdeki lirik tema, yaylıların sıcak tınısını ön plana çıkarırken, finaldeki güçlü crescendo dinleyiciyi etkileyici bir zirveye taşıyor.
2050 Bursa Rapsodisi Ulusal Beste Yarışması Üçüncüsü Volkan Laledağı
Boran Mert – “Bursa İzlenimleri” (Mansiyon)
Bağlama ve klasik müzik alanında çift yönlü bir kimlik taşıyan Boran Mert, İstanbul Topkapı Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde öğretim üyesi olarak görev yapıyor. 2025’te Ankara’da düzenlenen ‘7. Uluslararası Beste Yarışması’nda “Medhal” adlı viyola ve orkestra eseriyle birincilik kazanan besteci geleneksel Türk müziği ile çağdaş kompozisyon tekniklerini harmanlayan çalışmalarının yanı sıra YouTube kanalında hem bağlama hem piyano düzenlemeleriyle dikkat çekiyor.
‘Bursa Rapsodisi’ yarışmasında “Bursa İzlenimleri”yle mansiyon ödülüne layık görülen Mert’in eseri, adeta bir müzikal eskizler dizisi gibi. Bursa’nın doğal ve kültürel manzaralarını kısa tematik bölümlerle betimliyor. Geleneksel Türk müziği motifleri, yaylı çalgılar için çok sesli düzenlemelerle yeniden işlenmiş. Eserde, homofonik dokuların yanı sıra yer yer polifonik pasajlar dikkat çekiyor. Armonik dil, modlar ve pentatonik renklerle zenginleşmiş; bu yaklaşım, Mert’in Anadolu müzik geleneği ile çağdaş kompozisyon tekniklerini birleştirme eğilimini yansıtıyor.
2050 Bursa Rapsodisi Ulusal Beste Yarışması Mansiyon Ödülü Boran Mert
Bursa’nın geleceği müziğin dilinde
Bu dört eser, yalnızca bir yarışmanın ürünü değil; Bursa’nın kültürel kimliğini müzik aracılığıyla geleceğe taşıyan bir vizyonun somutlaşmış hali. Jüri üyelerinin ortak görüşü, bu yarışmanın Türk oda müziği repertuvarına kalıcı katkılar sağlayacağı yönünde. Bursa Oda Orkestrası’nın bu eserleri düzenli olarak seslendirmesi hem genç bestecilere hem de kentin sanat yaşamına güçlü bir ivme kazandıracak.
Editörün Notu:
Örnek yaklaşım
Sanat, bir toplumun yalnızca estetik zevkini değil, kimliğini ve kolektif hafızasını da şekillendirir. Müzik ise bu bağlamda en güçlü ifade araçlarından biridir çünkü ses, kelimelerden önce duygulara ulaşır. Bursa’nın geleceğini anlatan bu yarışma, bir kentin kültürel kimliğini müzik aracılığıyla yeniden tanımlamanın somut bir örneği. Her nota, Bursa’nın tarihinden bir iz, her armoni kentin doğasından bir renk taşıyor.
Sanatın bu kadar önemli olmasının nedeni, onun zamana karşı dirençli bir hafıza yaratması. Şehirler değişir, mimari dönüşür ama bir müzik eseri, bir melodinin içinde yüzyılları saklayabilir. Bu yarışma, Bursa’nın sadece bugünkü kimliğini değil, 2050’deki hayalini de sesle kuruyor. Kültürel kimlik, yalnızca geçmişin mirası değil; geleceğin tasarımı. Ve bu tasarım, sanat olmadan eksik kalır.
Müzik, yerel değerleri evrensel bir dile dönüştürerek kültürler arası bir köprü kurar. Bursa’nın erguvanları, tarihi hanları, Uludağ’ın sessizliği; hepsi birer görsel imge olmaktan çıkıp, bu eserlerde işitsel bir kimlik kazanıyor. Bu nedenle sanat, bir kentin ruhunu koruyan en güçlü araç. Bursa Oda Orkestrası’nın bu vizyoner yaklaşımı, yalnızca bir konser değil; kültürel sürdürülebilirliğin bir manifestosu.
Hepsi çok değerli olmasına rağmen, onlarca yıldır 20 küsur adet eser döngüsüne sıkışmış klasik müziğimize yeni ve çağdaş eserler kazandırmak adına da çok değerli bulduğum bu yaklaşımın, klasik müzikle alakalı tüm kurumlarımıza örnek olmasını diliyorum.


