'Kitabın Rüyası' Altın Portakal’da
Aslı Atasoy’un yönettiği, sanat dünyasında çok yönlü çalışmalarıyla tanınan Birol Bayram'ın sanatına odaklanan "Kitabın Rüyası" adlı belgeseli 62. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde izleyiciyle buluştu.
Gazeteci ve yönetmen Aslı Atasoy’un yönettiği ve Stockholm City Film Festivali ile Valencia Indie Film Festivali'nden En İyi Belgesel ödülleriyle dönen Kitabın Rüyası, 62. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali kapsamında seyirciyle buluştu. Film Ulusal Belgesel Yarışması’nda yarışacak.
Aslı Atasoy’la “Kitabın Rüyası” üzerine konuştuk.
Aslı Atasoy
“Kitabın Rüyası”nı çekmeye nasıl karar verdiniz?
Geçen yıl T24 için hazırladığım Gırgır dosyasında tanıklardan biri de Birol Bayram idi. Bayram Gırgır’ın son kuşak temsilcilerinden biri olarak konuştu. Söyleşi esnasında artık tasarımcılık yaptığını ve büyük bir yayınevinin görsel yönetmeni olduğunu öğrendim. Daha sonra beni sosyal medyadan eklediğinde paylaştığı raflar dolusu kitapları gördüm. Bir gazeteci olarak “Bu tasarımların hepsini sen mi yaptın” soruma aldığım yanıt “Evet” olunca 26 yılda 6500 kitap kapağı tasarladığını öğrendim. Bu bir dünya rekoru idi ve belgeseli çekmeye karar verdim. Ardından uzun bir hazırlık süreci başladı.
Birol Bayram’ın üretkenliği kadar görünmezliği de filmin merkezinde. O kadar üretime rağmen sergi açmamış kendisi gizlemiş. Onu görünür kılarken kendi görünürlüğünüzle nasıl bir denge kurdunuz?
Belgeselcinin en büyük sınavı görünmeden görünür olabilmek. Birol’un hikayesinde benim gibi bağımsız üreticilerin de gölgesi var. Çünkü yıllardır kültür dünyasının içinden yazıyorum ve bazen pek çok meslektaşım gibi suya yazdığımı düşünüyorum. Ama burada gazeteci refleksini geri çekip sessiz tanıklığa izin verdim. Benim görünürlüğüm, soruların dürüstlüğüyle, görüntülerin ritmiyle kuruldu. Filmi çekerken hiçbir şeyi manipüle etmemeye, sadece o üretim halinin büyüsünü yakalamaya çalıştım. Ve elbette kendini belki isteyerek belki istemeyerek gizlemiş bir tasarımcının dünya rekorunu anlatmak istedim.
Film, Türkiye’de yayıncılığın tasarım kısmını belgeleyen bir hafıza çalışması gibi.
Evet yakın tarihin kitap yayıncılığında tasarıma baktım. Kitap kapaklarının aslında düşünülenden çok daha etkin ve önemli olduğunu göstermek istedim. Bunun içinde Ahmet Ümit, Zeynep Atakan, Gürbüz Doğan Ekşioğlu, Mehmet Y. Yılmaz, Selçuk Altun, Sevengül Sönmez, Yekta Kopan, Tibet Sanlıman, Horasan ve Gamze Varım tanıklıkları ile sorularıma yanıt aradım.
Görsel dilde sadelikle duygusallık arasında zarif bir denge var. Birol Bayram’ın tasarım estetiği bu anlatım biçimini nasıl şekillendirdi?
Birol’un tasarımlarında beyazın bir hafızası var. Sadelik onun sığınağı. Ben de kamerayı o sadeliğe uyumlayarak kullandım. Film, büyük jestlerden değil, küçük duraklamalardan besleniyor. Kamera çoğu zaman susuyor çünkü onun sessizliğinde daha çok şey anlatılıyor. Görsel olarak da bir ritim var. Ancak benim gazeteciliğimden gelen soruların yanıtları tanıkların birbirleri ile konuşur gibi bir ritim yakalamamı sağladı. Çok fazla soru sordum. Birbirleri ile sohbet eder gibi ilerleyen bir kurgu.
Antalya’daki bu gösterim sizin için ne ifade ediyor? “Rüyanın” artık seyirciyle buluşması nasıl bir duygu yarattı?
Bu film benim için hem kişisel hem mesleki bir dönüm noktası. Çünkü burada salt bir sanatçının değil, bir dönemin duygusunu korumaya çalıştım. Antalya’da Altın Portakal Ulusal Belgesel Yarışması’nda gösterilmesi, o rüyanın kolektif hale gelmesi gibi. Artık sadece benim filmim değil; izleyen herkesin kendi kitaplarına, kendi dünyalarına dokunan bir şey.
Sizin bağımsız gazeteci tarzınız, bu filmi diğer belgesellerden ayırıyor. Bu bağımsızlık hissini sinemaya nasıl taşıdınız?
Gazetecilik bana kimsenin sormak istemediğini sorma cesaretini verdi. Sinemada da aynı dürüstlükle ilerliyorum. Fonların ya da kurumların biçimlendirdiği değil, kalpten ve vicdandan gelen bir sinema dili kurmak istedim. “Kitabın Rüyası” o yüzden açık bir film. Duygusal ama gerçeklerle dolu. Benim bağımsızlık anlayışım da tam olarak bu. Hiçbir gücün değil, gerçeğin yanında durmak. Kadın ve bağımsız bir gazeteci olarak bu belgeseli kurgu, renk ve ses hariç destek almadan gerçekleştirdim. Bu da müthiş bir mutluluk.
Etiketler: Milliyet Sanat Aslı Atasoy 62. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali Kitabın Rüyası


